Özellikle Kürt illerinde insanlar mayınlara basarak hayatını kaybediyor. Türkiye’nin Ottowa Sözleşmesi gereği 1 Mart 2014’e kadar topraklarındaki mayınları temizlemesi gerekiyordu. Ek süre isteyerek süreci 2022’ye erteleyen Türkiye, bu süreyi 2025’e uzatmayı planlıyor.
Türkiye’nin mayın imha sürecini 2025 yılına erteleyeceğini söyleyen Mayınsız Türkiye Girişimi Koordinatörü Muteber Öğreten, bölge kentlerinde toprağa gömülü 865 bin mayın olduğunu belirtti. Öğreten, Türkiye’ye Ottowa Sözleşmesi’nin gerekliliğini yerine getirme çağrısı yaptı.
Şırnak’ın Uludere ilçesine bağlı Yekmal köyündeki askeri karakola yakın bir noktada 21 Mart günü meydana gelen patlamada 14 yaşındaki Yusuf Ata ve 16 yaşındaki Caner Sak yaşamını yitirmiş, herhangi bir resmi açıklama yapılmayan patlamanın çocukların mayına basmasından kaynaklandığı öne sürülmüştü. Yine 1 Nisan günü Şırnak’ın Silopi ilçesinde hayvanları otlatan çoban Cemil Kaçar (42), mayına basması sonucu yaşamını yitirdi. Aynı hafta içerisinde 3 kişinin yaşamını yitirmesi gözlerin bölgedeki mayınlı arazilere çevrilmesine neden oldu.
Kara Mayınlarının Yasaklanması Uluslararası Kampanyası-Misket Bombaları Koalisyonu’nun (ICBL-CMC) araştırma birimi olan Kara Mayınları İzleme Örgütü’nün (MONITOR) 2018 yılı raporuna göre; sınırları içerisinde 100 kilometrekareden fazla mayınlı alana sahip 10 ülkeden biri Türkiye. Diğer ülkeler arasında Afganistan, Angola, Irak ve Yemen de yer alıyor.
Rapora göre, 2018 yılı içerisinde dünya genelinde 6 bin 897 kişi, kara mayını patlaması yüzünden ya hayatını kaybetti ya da sakat kaldı. Türkiye’de ise 1983-2018 yılları arasında 1409 kişi mayın patlaması ya da topraktaki patlayıcı malzemenin infilak etmesi sonucu yaşamını yitirirken, 5432 kişi de yaralandı. Sadece 2017’de yaşanan patlamalarda 23’ü çocuk olmak üzere toplamda 42 kişi yaşamını yitirdi.
Türkiye sözünü tutmadı
Birleşmiş Milletler (BM) üyesi 164 ülke arasında bulunan Türkiye, Mayın Yasağı Anlaşması kapsamında BM bünyesinde bulunan Ottowa Sözleşmesi’ni Mart 2004’te imzaladı. Türkiye’nin sözleşme gereğince 1 Mart 2014’e kadar topraklarındaki mayınları temizlemiş olması gerekiyordu. Ancak Türkiye, 2014’te ek süre talep ederek mayınların imha sürecini 2022’ye kadar ertelemişti.
Gömülü 865 bin mayın
Mayınsız Türkiye Girişimi’nin güncel verilerine göre, Türkiye’de 670 bin 984 bini anti-personel kara mayını, 194 bin 618 de anti-tank mayını olmak üzere toplamda 865 bin 602 mayın hala toprakta gömülü. Toprağa gömülü olan diğer patlayıcı maddelerin sayısı ise bilinmiyor. Mayınlar yoğunluklu olarak Şırnak, Iğdır, Dersim, Kars, Bingöl, Bitlis, Diyarbakır, Antep, Hakkari, Hatay, Mardin, Siirt, Ağrı, Ardahan, Batman, Urfa, ve Van’da bulunuyor.
Türkiye’de Ottowa Sözleşmesi öncesi 1 milyonun üzerindeki kara mayını ile bugün ki kara mayını sayısı arasındaki fark ise, sınır bölgelerindeki, sınır güvenliğinin değişimine bağlı olarak yapılan mayın temizliğinden kaynaklı. Sınır bölgelerindeki mayın temizliği Avrupa Birliği (AB) projesi kapsamında yapılıyor.
Türkiye süreci uzatıyor
Ulusal ve uluslararası örgütlerinin son 4 yıl içerisinde mayın temizliğindeki pratiği üzerinden öngörüsü, Türkiye’nin 2022 yılına kadar mayın temizliğini gerçekleştiremeyeceği yönünde. Türkiye de 2022’ye ertelediği mayın imha sürecini yeniden uzatmak için BM’nin bu sözleşmeyle ilgili birimine başvuruda bulunmaya hazırlanıyor.
Mayınsız Türkiye Girişimi Koordinatörü Muteber Öğreten, bölge kentlerinde yaşanan mayın patlamaları, Türkiye’nin mayınlı arazileri temizleme noktasındaki yaklaşımını ve mayınlı arazilerin temizlenmesinin tekrar ertelenme durumunu Mezopotamya Ajansı’ndan (MA) Mahmut Ruvanas’a değerlendirdi.
Raporlara yansıyandan daha fazla
Bölgede yaşanan mayın patlamalarına dair verileri toplamanın zorluğu üzerinde duran Öğreten, verileri medyada yer alan haberlerden, insanlar hakları kurumlarının raporlarından ve Türkiye’nin bu konu ile ilgili her yıl BM’ye verdiği raporlardan topladıklarını dile getirdi.
Öğreten ellerindeki rakamların yüzde 100 gerçeği yansıtmadığını söyledi. Türkiye’de ne kadar kara mayını olduğunu her yıl BM’ye verilen raporlardan takip edebildiklerini belirten Öğreten, “2019’da verilen son rapora göre Türkiye’nin verdiği raporda mayın patlamasında 1 kişi yaşamını yitirdi, 99 kişi de el yapımı patlayıcı ve diğer mühimmatla yaralandı veya yaşamını yitirdi. Mayınların döşeli olduğu yerler Doğu ve Güneydoğu bölgesinde bulunan sınırlar ile iç bölgelerdedir” diye konuştu.
Yavaş ilerliyor
Öğreten, sınırlarda bulunan mayınların sınır güvenliği nedeniyle yapılan değişikliklere bağlı olarak temizlenmeye başlandığını da ifade etti. Öğreten, şunları kaydetti: “Türkiye’de bu sözleşme öncesi 1 milyonun üzerindeki kara mayını ile bugünkü kara mayını sayısı arasındaki fark da bu sınır bölgelerindeki sınır güvenliğinin değişimine bağlı olarak yapılan mayın temizliğinden kaynaklanıyor. Özellikle Suriye sınırındaki mayın temizliği de Suriye sınırına duvar örmesinden kaynaklı, TSK’nin mayın temizleme birimleri tarafından yapılıyor. Ancak bu çok yavaş ilerleyen bir prosedür. Esas olarak son yıllarda sınırda geçişler sırasında çok az sayıda patlama yaşandığı gözlemlendi.”
Net tarih verilmiyor
Esas sorunun iç bölgelerdeki kara mayınları veya el yapımı patlayıcıları nedeniyle yaşanan kayıplar olduğunun altını çizen Öğreten, Türkiye’nin net bir tarih vermediğini söyledi.
Yine “Son 4 yıldır Türkiye’nin mayın temizliğindeki ‘ilerlemesine’ baktığımızda Mayınsız Türkiye Girişimi olarak hem de uluslararası kuruluşlar olarak, Türkiye’nin 2022 yılına kadar mayın temizliğini gerçekleştiremeyeceğini tahmin ediyorduk” diyen Öğreten, devamında şunları ekledi: “Ne yazık ki bunda haklı çıktık. Çünkü Türkiye’nin 2022 tarihini yeniden uzatmak için BM’in bu sözleşmeyle ilgili birimine başvuruda bulunacağına dair bir bilgi söz konusu. Bu da gösteriyor ki önümüzdeki yıllarda mayınlarla yaşamaya ve kayıplar vermeye devam edeceğiz. Zaten geçen yıl Mili Savunma Bakanı mecliste bir soru önergesine verdiği cevapta; mayınların 2025 yılına kadar temizleneceğini söyledi. Fakat bunu nasıl bir program ve planla yapacaklarını henüz bilmiyoruz.”
Mayın risk eğitimi’ verilmeli
Ottowa Sözleşmesine taraf olan her ülkenin 10 yıl içerisinde topraklarındaki mayınları temizlemesi gerektiğine işaret eden Öğreten, sözleşmesinin maddelerine bakıldığında yalnızca mayınların temizliğinden bahsedilmediğinin de altını çizdi. Mayınların olduğu yerlerin etrafının sivillerin bu alanlara girişlerini engelleyecek şekilde işaretlenmesi veya çevrelenmesinin de sözleşme kapsamında olduğunu vurgulayan Öğreten, mayınlı alanda yaşayan sivil halka yine ‘mayın risk eğitimi’ verilmesi gerektiğini kaydetti.
Öğreten, bölgede mayınlı alanda yaşayan insanlara ve özellikle de çocuklara yönelik bir mayın risk eğitimi yapılmadığını gözlemlediklerini paylaştı.
Sözleşme istismar edilmesin
Kara mayınların savaş sürçlerinde de, barış süreçlerinde de tehlike arz ettiğini kaydeden Öğreten, devlet ve hükümet yetkililerine “Kara mayınlar toprağın altında aynı etkiyle hiçbir doğa olayından etkilenmeden 75 yıl boyunca kalabiliyor. Bu silahlar ucuz olduğu için birçok ülke tarafından savaş ortamlarında kullanılıyor. Lütfen sözleşmenin ‘uzatma’ taleplerini artık istismar etmeyin. Belirlenen tarihler arasında söz verdiğiniz şekilde sözleşmenin tüm yükümlülüklerini yerine getirin. Bu söylediklerimiz ve istediklerimiz zaten sözleşmenin bir bütün olarak uygulanmasıdır” sözleriyle seslendi.