Diyarbakır’da Rosa Kadın Derneği’nin de aralarında bulunduğu çok sayıda adrese polislerce yapılan baskınlarda, aralarında kadın hakları savunucuları, siyasetçiler ve gazetecilerin de olduğu 22 kadın gözaltına alındı.
Diyarbakır’da kadın mücadelesi yürüten kadınlara yönelik bu sabah başlayan operasyonda çok sayıda kadının evlerine polis tarafından eş zamanlı baskın düzenlendi. Gazete Duvar’ın haberine göre, TJA aktivistleri Zelal Bilgin ve Sevim Biçici, Çınar Belediyesi Eş Başkanı Necla Tamriş, DBP MYK üyesi Zeynep Üren, DBP İl Eşbaşkanı Seval Gülmez, HDP Diyarbakır Milletvekili Remziye Tosun’un basın danışmanı Gurbet Özel, JİNNEWS muhabiri Beritan Canözer, Barış Annesi Nezahat Teke, Diyarbakır Kadın Akademisi üyesi Figen Aras, HDP Kayapınar eski Eş Başkanı Besile Narin, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Meclis üyeleri Bahar Karakaş Uluğ, Şehriban Zoğurli, Ruken Bekalp, MED-DER Eşbaşkanı Şilan Kan, Sosyalist Kadın Meclisleri (SKM) MYK üyesi Satiye Ok ile Nurşen Akbal, Ayşan Kanuş Zengin, Leyla Akgül’ün de aralarında bulunduğu 22 kadın gözaltına alındı.
Rosa Kadın Derneği yaptıkları basın açıklamasında, kadınlara yönelik baskın ve gözaltıların, 10 Nisan’da Diyarbakır ve Van’da eş zamanlı olarak yapılacak olan “Sokaklarda Kazandık, Sokaklarda Yaşatacağız, İstanbul Sözleşmesi Yaşatır” başlığıyla tüm kadın örgütleriyle birlikte gerçekleştirecekleri yürüyüşü engellemeye yönelik olduğunu belirtirken, “biz çok daha güçlü bir şekilde 10 Nisan’da eylemimizi gerçekleştireceğiz” dedi.
‘Biz artık gerçekten çok öfkeliyiz. Hak talebimizden asla vaz geçmeyeceğiz’
Rosa Kadın Derneği basın açıklamasında, geçen yıldan bu yana derneğin ve Diyarbakır’da kadın mücadelesi yürütenlerin sistematik devlet şiddetine maruz kaldığı, Kürt ve kadın kimlikleri nedeniyle çifte baskı altında olunduğu dile getirildi, “Toplumun içerisindeki bir kadının şiddete maruz kalması nasıl bir devlet politikası ise bugün kadın mücadelesine karşı yürütülen tüm bu saldırılar da sistematik bir devlet şiddetidir ve dayanışmaları zayıflatmaya dönüktür… Biz artık gerçekten çok öfkeliyiz ve bunların karşısında elbette ki mücadelemizi sürdüreceğiz. Hak talebimizden asla vaz geçmeyeceğiz. Kadınlar öldürülmesin, tacize, tecavüze uğramasın diye yürüttüğümüz mücadeleden asla vaz geçmeyeceğiz… 10 Nisan’da kentteki bütün kadın örgütleriyle planladığımız ve duyurusunu da yaptığımız bir çalışmamız vardı. Bu çalışmamız devam ediyor, yapacağız ama bunun hemen öncesinde yapılan bu operasyon sindirmeye dönüktür. Kadınların sokaklarda, alanlarda olmasını istemiyorlar. Biz Kürt kadınları olarak yani iki farklı kimliğimizden dolayı saldırı altındayız… İstanbul Sözleşmesi’nin geri çekilmesine karşı verilen karara karşı Diyarbakır’da çok güçlü bir kadın örgütlenmesi oluştu, buna dair eylemlerimizi de gerçekleştirdik ama aslı büyük eylemimiz 10 Nisan’daydı. 10 Nisan’da bu eylemi yapmamamız ya da zayıf görünmesi için yaptılar bu operasyonu ama biz çok daha güçlü bir şekilde 10 Nisan’da eylemimizi gerçekleştireceğiz” denildi.
Dernek avukatı tarafından yapılan açıklamada ise, derneğin avukatsız ve dernek yöneticileri olmadan iki saat boyunca arandığı, resmi defterlere, birçok evrakın yanı sıra proje evraklarına da gerekçesiz bir şekilde el konulduğu bilgisi verildi.