Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin partisinin bugünkü meclis grup toplantısı adeta “hedef toplantısı”na dönüştü.
Bahçeli, Türk Tabipleri Birliği’ni (TTB) ve Bilim Kurulu üyelerini, TTB Başkanlığına yeni seçilen Şebnem Korur Fincancı’yı, HDP’ye yönelik Kobane soruşturması üzerinden Selahattin Demirtaş ve Ahmet Davutoğlu’na yönelik suçlamalarda bulundu.
Bahçeli “Bizim sorunumuz TTB Merkez Konseyi'ne yuvalanmış bir avuç Türkiye düşmanlarıdır. Bu nedenle TTB kapatılsın diyorum” dedi.
Bahçeli, altı yıl sonra başlatılan 'Kobani eylemleri' soruşturmasıyla ilgili dört yıldır cezaevinde bulunan HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkında "CHP’nin övdüğü, İP’in değer verdiği terörist Demirtaş bu olayların bir numaralı sorumlusudur” suçlamasında bulundu ve "Hiç kimse demokrasi, insan hakları ve özgürlük paravanının ardına saklanmasın. Hainleri, destekçilerini, Türkiye’yi bölme ve işgal planı yapan, bunu da piyonlarına talimatlandıran müstevlileri gizleyecek hiçbir kamuflaj, hiçbir maske yoktur, aransa da bulunamayacaktır" diye konuştu.
Devlet Bahçeli,"Geçmişte Kobani’ye selam yollayan, dahası Serok olarak anılan eski başbakan" diyerek bahsettiği Davutoğlu’na yönelik ise "Yalanı dolanı bıraksın da, hezimetlerini, PKK/YPG’ye zeytin dalı uzatan karanlık ilişki ağlarını açıklasın. Yüreği varsa Türkiye’nin nasıl bir tuzağın içine çekildiğini, buna da hangi vicdanla duyarsız kaldığını itiraf etsin" dedi.
Bahçeli devamında ise, "6-8 Ekim isyan projesinin içinde veya dışında, kıyısında veya köşesinde kimin adı geçiyorsa, kimlerin parmak izleri bulunuyorsa bunların yakasından tutulmalıdır" diye konuştu.
MHP lideri, TTB Merkez Konseyi’nin başkanlığına seçilen Şebnem Korur Fincancı’yı da hedef alarak, “CHP Genel Başkanı ve sivri zekalı CHP'liler iftira kapılarını başka yerde açsın. TTB'ye kimin seçildiğini nihayetinde herkes görmüştür. Hükümet başarılı bir şekilde korona ile mücadele ederken, gerçekleri çarpıtanlara göz yumamaz, hareketsiz kalamazdık. Attığımız bir taşla aynı dalda tüneyen birden fazla kuş havalanmıştır. Kılıçdaroğlu'na tavsiyem, en iyi yaptığı işte ustalaşması, yeni bir deste alarak zilletin diğer ortaklarıyla oturmalarıdır. Bizim kağıda, küreğe ayıracak vaktimiz yoktur” ifadelerini kullandı.
Bahçeli, TTB’nin kapatılması çağrısını yineleyerek, şöyle konuştu:
“Sağlık Bakanlığı verileri üzerinde şüphe uyandırmaya çalışanlar bize göre müfteri korosudur yalan makineleridir. Bizim sorunumuz TTB Merkez Konseyi'ne yuvalanmış bir avuç Türkiye düşmanlarıdır. Bu nedenle TTB kapatılsın diyorum. Hiç kimse niyet okuyuculuğuna niyet etmesin. CHP Genel Başkanı iftira tezgâhını gitsinler başka kapılarda açsınlar. TTB başkanlığına kimin seçildiğini, nasıl kötü bir maziye sahip olduğunu nihayetinde herkes görmüştür. Hükümet başarılı bir şekilde korona ile mücadele ederken, gerçekleri çarpıtanlara göz yumamaz, hareketsiz kalamazdık.”
CHP’yi yönelik eleştirilerde de bulunan Bahçeli, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Hangi çıkar odakları bu CHP'yi kontrol ediyor? Türkiye'yi Azerbaycan'a silah yardımı yaptığını, cihatçı grupları bölgeye aktardığını kaygılı bir üslupla söyleyen CHP'liye ne diyelim? Macron ne diyorsa bunlar servis ediyor. Ermenistan hangi iftiraları atıyorsa bunlar aynılarını dile getiriyor. Bir kez olsun kalbiniz milletle çarpsın. Siyasetiniz soydaşlarımızın sesine ses olsun. Bu CHP'liler dikiş tutmayan yama gibi, biri sussa diğeri mayına basıyor. Ermenistan'ı aklayan ve arkalayan kim varsa tavsiyem derhal Erivan'a iltica etmesidir. CHP genel başkanı ya çevresindekilere ayar vermeli ya da tarafını belli etmelidir."
Bahçeli’nin gündeminde Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki çatışmalar da vardı.
"Azerbaycan ile Türkiye devlet tanımı olarak ayrı olabilir ama biz bir millet gövdesinin aynı kolları, iki ayrı koç başıyız” dedi ve devam etti:
"Ülkemiz, Ermenistan’ın Dağlık Karabağ’a saldırmasıyla birlikte yedi ayrı noktada hedefe koyulmuştur. Libya’da; Fransa, Rusya ve darbeci Hafter, Suriye’de; ABD, Rusya, Esad, İran, PKK, YPG ve diğer terör grupları, Kıbrıs’ta; Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, Yunanistan, ABD, Irak’ta; PKK ve diğer mütecaviz güçler, Afrika’da; bazı körfez ülkeleri ve küresel güçler, Doğu Akdeniz’de; İsrail, Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır, Yunanistan, Fransa olmak üzere Türkiye çoklu bir cephe hattındadır. Çok şükür bütün muhasım güçler ve mücavir bölgeler dengelenmiş, milli ve müessir irade kuvvetle sergilenmiştir. Bir bakıma, Azerbaycan-Ermenistan meselesinin odağında Türkiye-Rusya ilişkilerinin değişik coğrafyalarda yeşeren buhranlı süreçleri bulunmaktadır. Libya ve Suriye bunlar arasındadır. Ermenistan, ABD ile Rusya arasında derinleşen nüfuz mücadelesinin dekoru ve sahne ülkesidir. Erivan zincirlidir, rehin altındadır, tasma boğazındadır.
Dağlık Karabağ sorunu esasen, Hazar’dan Ukrayna’ya uzanan, Karadeniz’den Akdeniz’e, hatta Afrika’ya kadar genişleyen coğrafyalardaki jeo-politik, jeo-ekonomik rekabetin merkez üsleri arasındadır. Bu itibarla, Dağlık Karabağ’daki ağır tabloyu, Doğu Akdeniz’deki komplo ve tahriklerden ayrı değerlendirmek hatadır, son derece mahsurludur. Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin tutumu haklıdır, uluslararası hukuka uygundur. Buna karşılık Yunanistan adeta krizi tırmandırmakla mesul, çözümsüzlüğü kemikleştirmekle meşguldür."
Bahçeli, Doğu Akdeniz’deki gerilime dair ise, şunları söyledi:
"ABD ile Yunanistan arasında yeni stratejik mimarisinin geliştiğine dair iddialar gündemdedir. Yunanistan'ın Güney Kıbrıs Rum yönetimi ve Mısır'da kurduğu üç ayaklı iş birliği sistemi bu mekanizmanın bir parçasıdır. (Doğu Akdeniz) Türkiye hakkından vazgeçmeyecektir. Yunanistan'ın navtexi amaç dışında kullanması, gayri askeri statüsündeki adaları silahlandırması ülkemiz açısından milli güvenlik meselesidir. Dün Türkiye’yi ziyarete gelen iki ülke arasında arabuluculuğa soyunan NATO genel sekreteri öncelikle Yunanistan'ı ikaz etmeli Brüksel'de yapılması planlanan toplantıdan kaçan bu ülkenin haksızlığını tescillemelidir. Türkiye Doğu Akdeniz'deki çıkarlarını pazarlık konusu yapmayacaktır. Yunanistan onun bunun tetikçiliğine heves etmekten kaçınmalıdır. Türkiye'nin sabrını sınamaktan derhal uzak durmalıdır."
(Mezopotamya Ajansı)