Açlık Grevleri Takip ve İzleme Heyeti eylemlerin sonlandırılması sonrası basına yansıyan hak ihlallerine dikkat çekerek, Adalet ve Sağlık Bakanlıkları’na ‘tedavi kılavuzlarına uyma’ çağrısı yaptı.
Aylardır devam eden açlık grevleri ile ölüm oruçları sonlandırılsa da cezaevindeki eylemcilerin durumuna dair hak ihlalleri söz konusu.
Diyarbakır Açlık Grevleri Takip ve İzleme Heyeti’nin eylemcilerin hastane sevkleri ve tedavileri için yürüttüğü çalışmalara ilişkin düzenlediği basın toplantısında da bu ihlaller sıralandı.
Diyarbakır Barosu Adli Yardım binasında düzenlenen toplantıya, heyetin içinde yer alan kurum temsilcileri katıldı. Açıklamayı heyet adına Diyarbakır Tabipler Odası Başkanı Şerif Demir yaptı.
Nelere dikkat edilmeli?
Demir, açlık grevlerinin sonlandırılması özel tıbbi yaklaşım gerektirdiğini belirterek, uzun süreli açlığın insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerine değindi.
Açlık grevinin sonlandırılması sürecinin sağlık açısından ciddi riskler barındırdığına dikkat çeken Demir, dikkat edilmesi gerek hususları anlattı.
- Uzun süreli açlık sonrası ayrıntılı muayene, tetkik, tedavi ve özel bir beslenme programı gerekiyor.
- Kişilerin hastanelere götürülmesi ve tedavilerinin hastane koşullarında, yatırılarak yapılması zorunludur.
- Bu süreçte kalıcı bedensel-zihinsel ve ruhsal hasar gelişmesine neden olabilecek uygulamalardan kaçınılması, bilimsel bilgiler ışığında özenli bir yaklaşımın gösterilmesi ile mümkündür.
İhlaller
Demir, bu uyarılara rağmen gerekli ve yeterli hazırlıkların yapılmadığını açlık grevleri sonlandıktan sonra açlık grevini bitirmiş olan tutukluların henüz yeterli tedaviye ulaşmadıklarını belirterek, bunun ‘kaygı verici’ olduğunu söyledi.
Diyarbakır, Elazığ, Malatya, Elbistan, Bayburt, Gümüşhane, Siverek ve Erzincan’da bulunan cezaevlerindeki açlık grevine giren tutuklulara ilişkin bilgiler veren Demir’in altını çizdiği hak ihlalleri şöyle:
- Birçok cezaevinde açlık grevini sonlandıran mahpuslar ya hastaneye hiç götürülmedi ya götürülmelerinde zorluk çıkarıldı ya da hastane yatışları hiç yapılmadı
- Tutuklular kısa süre içerisinde cezaevlerine geri götürüldü
- Hastanelerde kelepçeli muayenen dayatıldı
- Tedavi ve beslenme algoritması bazı cezaevlerinde ve hastanelerde kısmen uygulandı, bazılarında ise hiç uygulanmadı
- Sağlık Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı genel olarak açlık grevlerini sonlandırmış tutukluların cezaevlerinde tutulmaları ile ilgili bir tutum takınıyor
- Yeniden beslenmeye geçiş süreçlerinde gereken tıbbi özen gösterilmiyor
‘Tedavi kılavuzlarına uyun’ çağrısı
Açlık grevi yapan tüm kişilerin ‘uzun süreli açlığa maruz kalmış hastalar’ olarak değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Demir, eylemi sonlandırmış tutukluların cezaevlerinde yetersiz olanaklarla tedavi edilme eğiliminin yol açtığı olumsuz sonuçlara dikkat çekti.
Demir, bu tutumun eksik risk değerlendirmesi, yanlış-yetersiz tedavi tıbbi uygulama hatalarına yol açtığını kaydetti.
Bu uygulamaların açlık grevi sonlandırma-beslenmeye geçiş protokollerine aykırı olduğunu ve insan sağlığı açısından kabul edilemeyeceğini belirten Demir, Adalet ve Sağlık Bakanlığı’na ise şu çağrıyı yaptı:
“İnsan ve hasta hakları bakımından hastalar arasında ayırım yapmadan gereksinim duyduğu tüm tıbbi tedavi ve girişimleri yapmak hekim ve sağlık çalışanlarının sorumluluğundadır. Bu nedenle Adalet Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı yetkililerini tedavi kılavuzlarına uymaya, tedavi süreçlerini cezaevlerinin olanakları ile sınırlandıran yaklaşımlarından vazgeçmeye ve hukuka uygun davranmaya çağırıyoruz.”
(Gazete Karınca)