HDP’nin Samsun 1. sıra Milletvekili Adayı Oya Yağcı: “Samsun AVM ve TOKİ istilası altında plansız ve sağlıksız büyüyen ve giderek gettolaşan bir kent… Üstelik en pahalı ulaşıma sahip kentte, toplu ulaşım özellikle üniversiteli gençler için adeta lüks haline gelmiştir. Samsun halkı bunları hak etmiyor.”
Röportaj: SiyasiHaber
HDP’nin Samsun 1. sıra adayı Mediha Oya Yağcı ile yazılı bir röportaj gerçekleştirdik. Yağcı, uzun yıllar tiyatro yaptıktan sonra Çorum Hitit Üniversitesi’nde öğretim elemanı olarak çalıştı. Eğitim Sen’de sendikal faaliyet yürüttü. Çorum Hitit Üniversitesi’ndeki işinden Eylül 2014’te atıldıktan sonra, bir buçuk yılı aşan hukuki mücadelesi sonucu göreve iade hakkını kazanan Yağcı, hemen ardından görevinden istifa etti. Halen bağımsız eğitmenlik yapmaktadır.
HDP’nin bu seçimlerde Türkiye’nin geleceğine dair öne çıkan mesajları nelerdir?
Kalıcı barışı ve demokratik laik cumhuriyeti temel alan “Yeni Yaşam”ı toplumsal olarak inşa edecek demokratik bir anayasa ile otokratik AKP rejiminin OHAL karanlığını, özgürlükçü laik ve çoğulcu bir toplum lehine dönüştürmek öncelikli hedefimizdir. Tek adam rejimine karşı, güçler ayrılığını kurumsallaştıran parlamenter sistemin eşit yurttaşlık temelinde demokratikleştirilmesi, temel hakların özüne dokunulmazlık ilkesini temel alan bir anayasal düzenin inşası, sosyal eşitlik ve haklar temelinde sürdürülebilir bir kalkınma modelini temel alan üretimden ve üretenden yana bir ekonomik sistem, dışlayıcı değil kapsayıcı sosyal politikalar: emekli-yaşlı-engelli-öğrenci-kadın-işsiz tüm dezavantajlı konuma itilen yurttaşların insan onuruna yaraşır bir hayat sürdüğü, doğa hakkının güvenceye alındığı ve yerelin güçlendirildiği çoğulcu ve katılımcı bir demokratik toplum ideali “Yeni Yaşam” programımızın temelini oluşturmaktadır. Eğitimi, barınmayı, sağlığı temel insan hakkı kategorisinde ve eşit ve adil bir toplum için vazgeçilemez ve ödün verilemez önceliklerimiz olarak görmekteyiz. Güvenlikçi ve şirketleşmiş devletten, sosyal hukuk devletine dönüşüm şeklinde de formüle edebiliriz.
Seçim bölgenizde halkın yaşadığı en önemli ekolojik, toplumsal, sınıfsal sorunlar ve çözüm önerileriniz nelerdir?
Karadeniz bölgesi, Samsun ilçe ve köyleri, kentsel dönüşüm -F Tipi Tokileşme- duble yollar ve denizin doldurulması suretiyle sürekli talana maruz bırakılmıştır. Samsun çevresindeki tarımsal alanlar da konutlaştırmanın ve kontrolsüz sanayileşmenin işgali altındadır. İklim değişimi sadece il bazında değil, bölge ve ülke bazında kalıcı tahribatlar yaratmakta ve iklimsel değişim hem kentleri hem de tarımsal üretimi vurmaktadır. Karadeniz bölgesinde HES’ler, nükleer santral projesi ve yaylaların imhası ve ağaçsızlaştırma; halkın iradesi ve isteğine karşı yürütülen en büyük ekolojik-toplumsal yıkım projeleridir. Balıkçılık bir başka önemli sorundur; hem geçim yolu olarak hem de sualtı yaşamın sürekliliği açısından tehlike çanları çalmaktadır. Bir başka toplumsal-sınıfsal sorun giderek kalıcılaşan işsizlik ve geçici mevsimlik işçi sorunudur. İşsizlik için asgari gelir şartı ve geçici işçiliğin kadrolu kalıcı istihdama dönüştürülmesi parti programımızda yer almaktadır.
Samsun aynı zamanda farklı toplumsal nedenlerle göç alan bir kenttir ve mülteci sorunu da yüzleşilmesi ve insani çözüm üretilmesi gereken ortak bir sorundur. Mültecilere insan hakları çerçevesinde ve insan onuruna yaraşır eşit bir statü tanımlamayı ve insanca bir standart sunmayı toplumsal barış için de gerekli görüyoruz.
Samsun gelir adaletsizliğinin giderek derinleştiği, kalıcı işsizliğin artış gösterdiği, AVM ve TOKİ istilası altında plansız ve sağlıksız büyüyen ve giderek gettolaşan bir kent. Tarımsal alanların imhasından, tarımda tohum, sulama, mazot, gübreleme gibi tüm kalemler açısından üreticinin üretemez hale geldiği Samsun ilçe ve köylerinin yanı sıra, kent nefes alınamayacak denli büyük bir betonlaşmaya teslim olmuştur. AVM’leşme öncelikle esnafı vurmaktadır. Emekli-yaşlı ve işsiz nüfusun yoğun olduğu ve aynı zamanda bir öğrenci kenti olan Samsun’un bu alanlarda kalıcı sosyal programlarla desteklenmesi gerekmektedir. En pahalı ulaşıma sahip kentte, toplu ulaşım özellikle üniversiteli gençler için adeta lüks haline gelmiştir.
Tüm bu sorunlar çevre ve kent hakkı, sosyal haklar ve tarımsal üretimin desteklenmesi, yeni üretim ve istihdam programlarının geliştirilmesine yönelik kalıcı politikalar geliştirilerek ele alınacaktır. Öncelikle parti programımızda yer alan Tarımsal Sit Alanları projesi, Samsun çevresindeki tarımsal alanları da konutlaşma ve plansız sanayileşmeye karşı korurken, çiftçinin borçları, giderek artan üretim harcamaları, destekleyici kanunlarla yeniden düzenlenecektir. Çözüm için öncelikle Samsun ili temel istihdam haritası çıkartılarak gerek tarımsal üretim gerekse yeni istihdam olanakları açısından AR-GE çalışmaları yapılacaktır. Kentsel dönüşüm, kent hakkı çerçevesinde ve dezavantajlı nüfusun barınma hakkı çerçevesinde düzenlenecektir. Tarımsal üretimde partimizin önem verdiği bir düzenleme, AKP iktidarının üzerini örttüğü “Milli gelirin en az yüzde 1’i oranında (36 milyar Lira) çiftçiye destek kanunu, öncelikli olarak uygulamaya sokulacağından seçim bölgemin tarım üreticisi de bu kapsamda değerlendirilecektir. Yine önemli bir çözüm önerimiz şirketleşme karşısında zayıflatılan ve yoksullaştırılan çiftçi için kooperatifleşme olanaklarının sağlanmasıdır. Bu düzenleme balıkçılık için de geçerlidir.
Bölgenizde kadınların yaşadığı sorunlar neler? HDP kadınlara yönelik neler yapmayı öngörüyor?
Samsun toplumsal cinsiyet rollerinin tanımladığı yükümlülükler açısından geleneksel ataerkil-erkek egemen kültürün hâkim olduğu bir kent. Kadınlar öncelikle evlilik yükümlülükleri içinde sosyo-kültürel çevre açısından alternatif olanaklarla karşılaşma konusunda dezavantajlı konumdadır. Köyler, ilçeler ve kent merkezinde yaşayan kadınların sorunları ve talepleri de farklılaşmaktadır. Çalışma oranı ve erişilebilir istihdam türleri açısından fırsat eşitliğinin düşük olduğu illerden biridir. Büyük ölçüde aile şirketi, aile işi, tarımsal ve ev içi çocuk-yaşlı-engelli bakımı gibi sigorta ve ücret kapsamı dışında konumlanan kadın nüfusu yüksektir. Çalışmak geçimlik ekonomiye indirgendiği için kadının kültürel-psikolojik-toplumsal alanlarda kendi potansiyelini gerçekleştirme ve geliştirme olanakları sınırlıdır. Yani çalışmak kültürel açıdan değil, salt ekonomik gereklilik açısından düşünüldüğünden, kadın, ev ve aile çevresi dışında çok fazla seçenekle karşılaşamamaktadır. Kadının eğitim-sanat-üretim açısından aktif olduğu bir kentsel yaşam için kamusal alanları dönüştürücü projelere öncelik verilecektir.
Samsun kadına yönelik cinsel-bedensel-sözel ve kültürel şiddet konusunda duyarlılığı giderek artan bir kent. Yükselen bu duyarlılığı kurumsal ve yasal çözümlerle kalıcılaştırmak öncelikli hedefimiz olacak. Mevcut sorunların kent ve kırsalda algılanma ve tanımlanma biçimleri de farklılık yarattığından, kadınlar için öncelikle sosyal ve kültürel açıdan erişilebilir projelerle mağduriyetlerinin nedeni olan tüm dışlanma biçimleri konusunda, hak sahibi eşit yurttaş olarak taleplerini ifade etme kanallarını yaygınlaştırıp özerkleştireceğiz. Özellikle şiddet ve istismar mağdurlarının engelsiz, kolay ve hızlı erişim sağlayabilecekleri uzman kadrolardan oluşan destek birimleri, “alo şiddet” hattı, sığınma evleri yaygınlaştırılacak.
Kadının özgürleşmesinde en büyük engel yaşlı-çocuk-engelli bakımını yüklenme zorunluluğudur. Bu nedenle gerek kırsal bölgede gerekse kent merkezinde semt bazında yaşlı ve engelli bakım merkezlerine ağırlık verilmesi, sadece iş yerlerinde değil, kültür-sanat ve dinlenme alanlarında da kadının özgürleşmesi için mahalle ve işyeri kreşlerinin açılması yönünde çalışacağız. Parti programımızda açıklandığı gibi kadınların yaşadıkları her türlü sorunun çözümünde aktif rol ve karar aldığı kurumsallaşma sürecini, kurulacak Kadın Bakanlığı aracılığı ile kalıcı hale getireceğiz.
Yaşlı, yalnız yaşayan kadın sayısının yüksek olduğu kentimizde yaşlıların eve kapanmasına karşı sosyal hizmet ağı genişletilerek etkin ve sağlıklı bir yaşlılık geçirmelerinin yolunu açacak çalışmalar yapacağız.
Seçim bölgenizde bugüne kadarki çalışmalarınızda seçmen eğilimlerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Cumhur İttifakı’nın ciddi oranda sarsıldığını gözlemliyoruz. Seçmen, kendini “gelecek tutulması”na mahkûm bırakan, asık suratlı ve kavgacı, şiddeti yücelten iktidar söyleminden bıkmış ve en önemlisi ekonomik sorunlar nedeniyle oldukça rahatsız durumda. Bu nedenle Millet İttifakı ve HDP’nin yükseliş grafiği oldukça net gözlemleniyor. Güler yüzlü ve umut vaat eden adaylar seçmenin de karamsar havasını dağıtıyor. HDP açısından bu seçimde ciddi bir yükseliş söz konusu olacak.
Seçmenlere son olarak neler söylemek istersiniz?
Bu seçimin tarihsel bir kavşak olduğunu bilen ve tercihleri konusunda son derece rasyonel kararlar veren bir seçmen çoğunluğu ile karşılaşıyoruz. Adalet duygusu incitilen, gururu yok sayılan, savaş ve şiddetle yaşamaya mahkûm bırakılarak hak ettiği yaşam standardının çok altında bir yaşama hapsedilen Türkiye toplumu bu seçimde barış, adalet ve refah için kullanacaktır oyunu. Daha fazlasını, daha iyisini ve huzuru hak ediyoruz.