Close Menu
Siyasi HaberSiyasi Haber

    Subscribe to Updates

    Get the latest creative news from FooBar about art, design and business.

    What's Hot

    Rojda Yakışıklı, katledilmeden önce fail hakkında şikâyette bulunmuş

    29 Aralık 2025

    Suriye Geçici Hükümeti’ne bağlı gruplardan Tişrin Barajı’na saldırı: 3 SDG’li yaralı

    29 Aralık 2025

    Tahran’da Kapalı Çarşı kepenk kapattı – Çarşı esnafı iki gündür sokakta

    29 Aralık 2025
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    • Güncel
      • Ekonomi
      • Politika
      • Dış Haberler
        • Dünya
      • Emek
      • Kadın
      • LGBTİ+
      • Gençlik
      • Ekoloji ve Kent
      • Haklar ve özgürlükler
        • Halklar ve İnançlar
        • Göçmen
        • Çocuk
        • Engelli Hakları
      • Yaşam
        • Eğitim
        • Sağlık
        • Kültür Sanat
        • Bilim Teknoloji
    • Yazılar

      Gazetecilik “ayarı” verilmez, etik hatırlatılır

      27 Aralık 2025

      Devletten kadınlara 11. Yargı Paketi mesajı: “Sizi korumak önceliğim değil”

      26 Aralık 2025

      Şam ile Rojava arasında “anlaşma” krizi

      26 Aralık 2025

      Dekolonizasyon şart abiler*

      24 Aralık 2025

      Hafıza ve pozitif barış; Barış Anneleri

      23 Aralık 2025
    • Seçtiklerimiz

      Asgari ücrette döviz gerçeği!

      29 Aralık 2025

      Piyangocu Meryem hepimiz için ilham kaynağı

      26 Aralık 2025

      Manisa’da işçiyi savuran o şiddetli fırtına!

      23 Aralık 2025

      İklim krizi gökte mi, yerde mi?

      22 Aralık 2025

      Neoliberal güvencesizlikten geç faşizmin belirsizlik rejimine: Emekçilerin askıda kalan hayatları

      19 Aralık 2025
    • Röportaj/Söyleşiler

      Piyangocu Meryem hepimiz için ilham kaynağı

      26 Aralık 2025

      Avrupa Süryaniler Birliği: “Noel Bayramı eşit yurttaşlığın bir gereğidir”

      24 Aralık 2025

      Duygusal Olan Politiktir – KESK’li Kadınların Mücadele Deneyimleri

      24 Aralık 2025

      Özlem Tolu: 2026 bütçesi eğitimin daha fazla piyasalaşacağı bir dönemin habercisi.

      15 Aralık 2025

      Onur Hamzaoğlu: “Sağlık Bakanlığı’nın bütçedeki payı yüzde 15’in altında olmamalı”

      13 Aralık 2025
    • Dosyalar
      • “Süreç” ve Sol
      • 30 Mart Kızıldere Direnişi
      • 8 Mart Dünya Kadınlar Günü 2022
      • AKP-MHP iktidar blokunun Kürt politikası
      • Cumhurbaşkanlığı Seçimleri
      • Ekim Devrimi 103 yaşında!
      • Endüstri 4.0 üzerine yazılar
      • HDK-HDP Tartışmaları
      • Kaypakkaya’nın tarihsel mirası
      • Ölümünün 69. yılında Josef Stalin
      • Mustafa Kahya’nın anısına
    • Çeviriler
    • Arşiv
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    Anasayfa » Barış Akademisyenleri yargılanıyor: ‘Yerleri adliye değil üniversite’

    Barış Akademisyenleri yargılanıyor: ‘Yerleri adliye değil üniversite’

    Siyasi Haber22 Kasım 2017
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn WhatsApp Reddit Tumblr Email
    Share
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    Barış Bildirisi’ne imza attıkları gerekçesiyle haklarında dava açılan 120 akademisyen 5 Aralık 2017-5 Nisan 2018 tarihleri arasında Çağlayan Adliyesi’nde hâkim karşısına çıkacak. Davaların ilk günü olan 5 Aralık’ta İstanbul ve Galatasaray’dan 10 akademisyen 10 dakika arayla yargılanacak. 7 Aralık’ta 32, 21 Aralık’ta ise 12 akademisyenin davası var.

    Kürt illerindeki çatışmalı sürecin sonlandırılması için hazırlanan ve Ocak 2016’da yayımlanan “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisine imza atan akademisyenlerden yaklaşık 120’si hakkında dava açıldı. Akademisyenler, 5 Aralık’tan itibaren Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nde hâkim karşısına çıkmaya başlayacak.


    İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu, imzacı akademisyenler hakkında matbu iddianameler hazırlamıştı. İddianamede, imzacı akademisyenlerin ‘terör örgütü propagandası’ yaptıkları savıyla 7.5 yıl hapis cezası ile cezalandırılmaları talep edilmişti. Akademisyenlerin, yabancı devletlerin dikkatini çekerek Türkiye’nin iç işlerine müdahale ettirmeyi amaçladıkları öne sürülerek, yargı organlarını ulusal ve uluslararası kamuoyunun hedefi haline getirmeye yönelik iftira kampanyası başlattıkları iddia edilmişti. “Düşünce ve ifade özgürlüğü” ve “eleştiri hakkı” temalı eylemler yapan akademisyenlerin, bunu işlenen suç için paravan olarak kullandıkları savunulmuştu.


    Diğer imzacılar ne olacak?


    Cumhuriyet’ten Canan Coşkun’un haberine göre, savcılığın hazırladığı kopya iddianameler İstanbul 32, 33, 34, 35, 36 ve 37’nci ağır ceza mahkemeleri tarafından kabul edildi. Akademisyenlere duruşma gününü bildiren çağrı kâğıtları yollandı. Şimdiye kadar gönderilen çağrı kağıtları, akademisyenlerin 5 Aralık 2017-5 Nisan 2018 tarihleri arasında belirlenen günlerde hâkim karşısına çıkacağını gösteriyor. Hakkında dava açılanlar arasında yalnızca İstanbul’daki üniversitelerden ihraç edilmiş ya da İstanbul’da çalışmaya devam eden akademisyenler bulunmuyor. Hâkim karşısına çıkacak akademisyenler arasında, kendilerine yargı çevresi dışında dava açılan Batman ve Kırıkkale Üniversitesi’nden iki kişi de yer alıyor. İstanbul dışındaki diğer imzacı akademisyenler için de aynı yolun izlenip izlenmeyeceği henüz bilinmiyor.


    10 dakikada bir dava


    Yargılamaların başlayacağı 5 Aralık 2017 günü İstanbul 35. Ağır Ceza Mahkemesi’nde İstanbul Üniversitesi ve Galatasaray Üniversitesi’nden 10 akademisyen 10 dakika aralıklarla hâkim karşısına çıkacak. 7 Aralık 2017 günü İstanbul 32, 33, 34. ve 36’ncı ağır ceza mahkemelerinde 32 akademisyen; 21 Aralık 2017 günü ise İstanbul 33 ve 36’ıncı ağır ceza mahkemelerinde 12 akademisyen yargılanacak. Hakkında dava açılan akademisyenler arasında Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, Prof. Dr. Raşit Tükel, Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, Prof. Dr. Gençay Gürsoy ve Prof. Dr. Nuray Mert de yer alıyor.


    Komisyonun karar haftası


    OHAL KHK’leriyle ihraç edilen akademisyenlerin, rütbeleri alınan askerlerin, kapatılan kurum ve kuruluşların başvurularını incelemesi amacıyla Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu kurulmuştu. 102 bin başvurunun yapıldığı komisyonun ilk kararlarını akademisyen yargılamalarının başlayacağı aralık ayının ilk haftasında açıklaması bekleniyor.


    3 akademisyen 3 yorum


    Bildiriyi imzalayan ve haklarında dava açılan İbrahim Kaboğlu ve Hülya Dinçer ile metni imzalamayan akademisyen Binnaz Toprak, Cumhuriyet’in sorularını yanıtladı. Akademisyenlerin “Bu davaları nasıl değerlerlendiriyorsunuz” ve “Bildirinin hemen ardından Erdoğan, imzacı akademisyenlere yönelik hakaret niteliğinde sözler sarf etmişti. AKP Milletvekili Şahap Kavcıoğlu da “Bu bildiriye imza atan hiçbir akademisyene, siyasetçiye, gazeteciye hiçbir ülkede bırakın hapishaneyi yaşama hakkı bile vermezler” açıklamasında bulundu. Bu açıklamalar davalara etki eder mi?” sorularına verdiği yanıtlar şöyle:


    Başlı başına skandal


    Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu: Barış bildirisi, adından belli olduğu üzere, “barış istemli ve şiddete karşı” bir metin olarak, bir görüş ve talebin dışavurumudur. Düşüncelerin ifadesi, anayasanın 26. maddesinde güvence altına alınmıştır. Barış talebi, anayasanın değişmez hükümleri tarafından koruma altındadır. Bu düzenlemelere karşın, barış bildirisine onay verenlere karşı davalar açılması başlı başına bir skandaldır. Anayasa’nın ihlali söz konusudur. Yargı eliyle ‘düşünce suçu’ yaratılmaktadır. Eğer barış talep etmek suçsa, neden iki yıl beklendi dava açmak için? Eğer dava konusu toplu dilekçe ise, davalar neden tekil hale getirildi? Ağır cezalık bir suç söz konusuysa, böyle bir suçun cezasına, 10 dakikalık duruşmada nasıl hükmedilir? Yaşam hakkı karşısında devlet organlarının, yurttaşların yaşamına kıymamak ve yurttaşları başkalarının öldürmemesi için gerekli önlemleri almak olmak üzere, ikili yükümlülüğü var. Aktarılan sözler, her iki yükümlülüğün ihlalini teşkil ettiği gibi, üçüncü bir ihlal halkasını da yaratmakta: Hedef göstermek suretiyle öldürmeye azmettirme. Bu nedenle, tehdit edici, nefret ve kin kusucu sözler, barış talep eden kişileri, özellikle kendi siyasal taraftarlarına hedef göstermekte. Bu da açıkça suç oluşturmakta. Bu nedenle, devlet organları barış bildirisine onay verenlere yönelik olası saldırı ve suikastların azmettiricisi durumunda. Yargının, durumdan vazife çıkarması da, başta anayasanın 138. maddesinin ihlali anlamına geliyor. OHAL’in, kendilerine biat etmeyen üniversite mensuplarının katli vesilesi olarak kullanılması ise demokrasiye inançsızlık olduğu kadar, ahlaki bir zaaftır.


    Düpedüz niyet okuma


    Araştırma görevlisi Hülya Dinçer: Barış bildirisi söyledikleriyle değil, söylemedikleriyle yargılanıyor. İçeriğinde yer almayan ifadeler nedeniyle… Bu yüzden adli soruşturmanın başından beri, yöneltilen terör örgütü propagandası suçlamasının tümüyle dayanaktan yoksun olduğunda ısrar ediyoruz. Bildirinin içeriği Türkiye’nin uymayı taahhüt ettiği uluslararası insan hakları normlarına, dahası kendi Anayasa Mahkemesi’nin kararlarına göre tereddütsüz bir biçimde ifade özgürlüğü kapsamındadır. Eleştirel bir düşünce açıklamasının, bu açıklama içeriğinde hiçbir suç unsuru yer almamasına rağmen terör örgütü propagandası suçlamasıyla yargılama konusu yapılması çok vahim. İddianamenin, somut bir isnat yerine düpedüz niyet okuma üzerine kurulduğunu görüyoruz.


    İmzacılara yönelik adli soruşturma, siyasilerin açıklamalarının hemen ardından, neredeyse eşzamanlı olarak başlatıldı. İddianamenin, imzacıları neredeyse ‘toplum düşmanı’ ilan eden tonuna, dilindeki şiddete baktığımızda da siyasi iklimin etkisini görmek mümkün. Bugünlerde imzacılara yaşam hakkı bile tanınmaması gerektiğini söylemekten çekinmeyen ve böylece aslında açıkça nefret suçu işleyen ifadelerin de yargılamayı etkilememesi için hiçbir sebep yok.


    Kabahat üstü kabahat


    Prof. Dr: Binnaz Toprak: Bu davalar düşünce özgürlüğü sorunu ile ilgili. İnsanların istedikleri şekilde düşüncelerini dile getirme hakları vardır. Düşünce özgürlüğü yoksa akademi de yoktur. Televizyonlarda çıkıp “bilimde ilerleyemedik” diyorlar. İlerlenemez tabii ki. İlerleyen ülkelerde sonsuz düşünce özgürlüğü var. İstedikleri konuyu araştırıyorlar. Bunlar olmazsa, akademisyenler düşüncelerini dile getirmek için iki kez düşünürse, orada akademiden bahsedilemez.


    İnsanları çok uzun süreler hapiste tutarak, ciddi sonuçlar doğuracak suçlarla suçluyorsunuz, sonra 10 dakika savunma hakkı tanıyorsunuz. Bu mümkün değil. Hukuk kuralları bu davalarda çiğneniyor. Bu davalar kabahat üzerine kabahattir. En başında suçlanmaları da yanlıştı.


    AKP’li Kavcıoğlu’nun açıklamaları uyduruk açıklamalar. İnsanlara söylediği sözler nedeniyle ancak demokrasinin olmadığı ülkelerde yaşama hakkı tanımazlar. Gidip araştırsınlar, demokrasinin olduğu ülkelerde insanları fikirlerinden dolayı hapse atmazlar. Bu ABD’de Soğuk Savaş’ın en yoğun olduğu dönemde oldu. Ama onda da kıyamet koptu. O dönem kimsenin savunmadığı bir dönem.

    Share. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Telegram Email

    İlgili İçerikler

    DEM Parti’nin “Ekmek ve Barış İçin Bütçe” yürüyüşü Batman’da başladı

    12 Aralık 2025

    Hayata Dönüş davasında zamanaşımı kararına savcıdan itiraz

    11 Aralık 2025

    İşine son verilen belediye işçisi bedenini ateşe vererek intihar etti

    7 Aralık 2025
    Destek Ol
    Yazılar
    Elif Gamze Bozo

    Gazetecilik “ayarı” verilmez, etik hatırlatılır

    İrem Kabataş

    Devletten kadınlara 11. Yargı Paketi mesajı: “Sizi korumak önceliğim değil”

    Ömer Bölüm

    Şam ile Rojava arasında “anlaşma” krizi

    Zeki Yaş

    Dekolonizasyon şart abiler*

    Bağlantıda Kalın
    • Facebook
    • Twitter
    Seçtiklerimiz
    Aziz Çelik

    Asgari ücrette döviz gerçeği!

    Siyasi Haber

    Piyangocu Meryem hepimiz için ilham kaynağı

    Ayla Önder

    Manisa’da işçiyi savuran o şiddetli fırtına!

    Mehmet Horuş

    İklim krizi gökte mi, yerde mi?

    Güncel Kalın

    E Bültene üye olun gündemden ilk siz haberdar olun.

    Siyasi Haber, “tarafsız” değil “nesnel” olmayı esas alır. Siyasi Haber, işçi ve emekçiler, kadınlar, LGBTİ+’lar, gençler, doğa ve yaşam savunucuları, ezilen etnik ve inançsal topluluklardan yanadır.

    Devletten ve sermayeden bağımsızdır.

    Facebook X (Twitter) YouTube
    EMEK

    Piyangocu Meryem hepimiz için ilham kaynağı

    26 Aralık 2025

    Buca Belediyesi’nde maaş krizi yeniden alevlendi: İşçiler iş bıraktı

    26 Aralık 2025

    Asgari Ücret İnisiyatifi:  28 bin 75 TL’lik asgari ücret, sermayenin ve iktidarının emekçiye karşı savaş ilanıdır

    25 Aralık 2025
    KADIN

    Rojda Yakışıklı, katledilmeden önce fail hakkında şikâyette bulunmuş

    29 Aralık 2025

    Kadınlardan İsrail’e tepki: Cinsel şiddet savaş politikasıdır

    28 Aralık 2025

    Piyangocu Meryem hepimiz için ilham kaynağı

    26 Aralık 2025
    © 2025 Siyasi Haber. Designed by Fikir Meclisi.

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.