ABD’de görülen İran’a yönelik yaptırımların yasa dışı yollarla delinmesi davasında Rıza Sarraf tanık olarak kürsüye çıktı. Dönemin ekonomi bakanı Zafer Çağlayan’a gittiğini ve 45-50 milyon euro verdiğini itiraf eden Sarraf, Çağlayan’ın, İran’la yapılacak altın ticaretinden elde edilen karı yarı yarıya paylaşmak istediğini söyledi.
Rıza Sarraf ifadesine 2016 yılında Florida eyaletinde gözaltına alınması sürecinde yaşananları aktararak başladı.
Duruşmayı takip eden Amerikalı gazeteciler, Sarraf’ın anlattıklarını Twitter üzerinden aktardı.
Duruşmayı takip eden gazetecilerden Pete Brush, Sarraf’ın, "Neyle karşı karşıya olduğumu bilmiyordum. Uzun bir yolculuk sonrası şoktaydım. Doğru cevapları veremedim. Korkuyordum" dediğini aktardı.
Brush, Sarraf’ın "İşbirliği sorumluluğu kabul etmenin ve cezaevinden çıkmanın en hızlı yoluydu" dediğini de aktardı.
Sarraf daha sonra savcılıkla yaptığı işbirliği anlaşmanın üç koşula bağlı olduğunu söyledi:
-Tamamen gerçekleri anlatmak
-Savcılıkla işbirliği yapmak
-Bundan sonra hiçbir suç işlememek.
Bir otelde tutulduğu iddialarını da reddeden Sarraf, savcının "Hâlâ tutuklu durumda mısınız?" sorusuna "Evet" yanıtını verdi.
Sarraf ayrıca tutukluyken bir hapishane memuruna rüşvet vermek suçunu da kabul ederek, "Bir memura bana alkol getirmesi ve cep telefonunu kullanmama izin vermesi için rüşvet verdim" dedi.
Mehmet Hakan Atilla'nın rolü
Sarraf, davanın tutuklu sanığı eski Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla hakkında ise "Yaptırım kuralları hakkında bankadaki en bilgili kişi. Oluşturduğumuz yapının Amerikan yaptırımlarıyla uyumlu gözükmesi için katkıda bulundu" diye konuştu.
Rıza Sarraf, ifadesinde eski Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla'nın İran yaptırımlarını ABD'ye fark ettirmeden delme konusunda kendisine yardımcı olduğunu söyledi.
Sarraf, İran yaptırımlarının etrafından dolaşma yapısının neden oluşturulduğunu ise şu sözlerle anlattı:
"İranlılar doğalgaz ve petrol satışından elde ettikleri gelirleri kullanamıyordu."
Sarraf daha sonra Aktifbank'ta hesap açılması sürecini anlatmaya başladı ve ilk denemesinin başarısız olduğunu ifade etti.
Aktifbank bağlantısı ve İran Merkez Bankası
Gazeteci Adam Klasfeld, "Savcı bunun nedenini sordu. Sarraf da 'İlk denememde Aktifbank bana İran'la çalışan müşterilerin hesap açmadan önce özel bir izin alması gerektiğini söyledi' dedi" ifadelerini aktardı.
Reuters haber ajansı ise Rıza Sarraf’ın "Eski AB Bakanı Egemen Bağış Aktifbank'ta hesap açılması için yardım etti" dediğini bildirdi.
Rıza Sarraf ifadesinde 2010 ve 2011 yıllarında İran Merkez Bankası Başkanı Mahmud Bahmani ile görüşmeler yaptığını, İran Merkez Bankası'na finansal hizmetler vermek konusunda anlaştığını da anlattı.
Sarraf ilerleyen süreçte Aktifbank'ın doğrudan İranlı yetkililerle çalışmaya başladığını ve kendisinin devre dışı bırakıldığını söyledi.
Savcılık makamının iddianameye koyduğu İran'a para transferi yöntemi.
Halkbank süreci
Duruşmada daha sonra Rıza Sarraf’ın Halkbank ile olan ilişkileri ele alındı. Zarrab, Halkbank ile temasın 2012'de kurulduğunu söylese de, ilişkilerin daha eskiye dayandığını ifade etti.
Sarraf savcılık makamına Ahmet Alacacı adlı bir kuyumcunun kendisine altın ihracatı yöntemi ve Halkbank'ta açılan hesapla transferlerin gerçekleştirilebileceğini söylediğini aktardı.
Eşi şarkıcı Ebru Gündeş'in ünlü bir isim olması nedeniyle başlangıçta eski Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan'ın kendisiyle çalışmak istemediğini söyledi.
Sarraf, daha sonra konuyu dönemin Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan'a taşıdığını, Halkbank ile bağlantının kurulması için Çağlayan'a 45-50 milyon euro, 7 milyon dolar ve yaklaşık 2,5 milyon Türk Lirası rüşvet verdiğini söyledi.
Çağlayan'ın ailesine de ödeme yaptığını kaydeden Zarrab, eski bakanın İran'a para transferi karşılığında elde edilecek kârı yüzde 50-50 paylaşmak istediğini de belirtti.
Şemayla anlattı
Rıza Sarraf duruşmada öğle yemeği sonrası bir mukavvanın üzerine altın ticaretinin nasıl işlediğini gösteren bir şema çizdi.
Sarraf, "Ticaret önce İran'ın Türkiye'ye ham petrol ve gaz satmasıyla başlıyor. İran Ulusal Petrol Şirketi (NIOC) petrolün satışını Tüpraş'a, gazınkini Botaş'a yapardı. Onlar da NIOC'ye borçlu olurdu. Tüpraş, Botaş, NIOC'nin Halkbank'ta hesapları var" dedi.
Halkbank'a gelen paranın bu bankadan çıkışının euro ve Türk Lirası olarak DenizBank'a gelişiyle yapıldığını belirten Sarraf, daha sonra şirketi Royal Group'tan aldığı altının Dubai'deki şirketine gittiğini kaydetti.
Sarraf, bir Halkbank yetkilisinin kendisine İran'ın altın ticaretinde son durak olarak gösterilmesi gerektiğini söylediğini açıkladı. Dubai'de yapılan işlemler aracılığıyla İran'ın dış borçlarının ödenmesinin amaçlandığı vurguladı.
Hakim Berman'ın, paranın kullanıma açılması için kaç işlem yapılması gerektiği sorusuna Sarraf, "En az 10 işlem" yanıtını verdi. Sarraf, bütün bu sistemin Halkbank'ta sıkışmış İran parasını kullanıma açmak, böylece İran'ın dış borçlarını ödemek amacıyla tasarlandığını anlattı.
"Tutuklu değişimi girişimi başarısız olunca, iş birliği yapmaya karar verdim"
Sarraf, Amerikalı avukatlarının ABD ile Türkiye arasında tutuklu değişimi girişiminin başarısızlıkla sonuçlanmasının ardından, savcılıkla iş birliği yapmaya karar verdiğini söyledi.
Sarraf mahkemeye, Türkiye ile ABD arasında "yasal sınırlar içinde" tutuklu değişimi anlaşması yapılmasını denemek üzere avukat tuttuğunu, ancak avukatların başarısız olduklarını söyledi. Zarrab avukatların ismini vermedi.
Duruşmayı takip eden Daily Beast muhabiri Katie Zavadski ise, tutuklu değişimi anlaşması üzerine çalışan avukatların Rudy Giuliani ve Michael Mukasey olduğunu yazdı.
ABD'li basın kuruluşu NBC, Sarraf ile ilgili geçmiş tarihli bir haberinde Rudy Giuliani ile Michael Mukasey'in Türkiye'ye giderek davayı Cumhurbaşkanı Erdoğan ile de görüşmüş olduğunu yazmıştı.
ABD Başkanı Donald Trump ile uzun süredir dost olan Rudolph Giuliani, aynı zamanda eski New York Belediye Başkanı. Michael Mukasey ise George W. Bush'un başkanlığının son döneminde ABD Adalet Bakanı'ydı.
Sarraf ifadesine perşembe günü TSİ 17:15'te devam edecek.
BBC Türkçe