Adana Ayakkabı İşçileri Derneği Başkanı Ömer Tahak: “Diğer arkadaşlara birlik ve beraberlik çağrısı yaptık, tüm sayacı arkadaşlarla topyekün iş bırakma eylemi yaparsak taleplerimizi gerçekleştirebileceğimizi düşündük. Arkadaşlarımız birbirine söyledi ve herkes bu mücadeleye katıldı. Büyüyen direnişimizin adı ‘Grev’ oldu.”
SiyasiHaber – Röportaj: Şafak Kurtoğlu
Adana'da saya işçileri, çalışma koşulları ve ücretleri ile ilgili geçtiğimiz haftalarda gerçekleştirdikleri grevin ardından Ayakkabı İşçileri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği’ni kurdular. Dernek başkanı Ömer Tahak'la Adana'da saya işçilerinin iş bırakma eylemi ve derneğin kuruluş sürecini konuştuk.
Ayakkabı işçileri neden greve gitti?
Ayakkabı işçilerinin sıkıntıları yeni değil; 50-60 yıl öncesine uzanan sıkıntılarımız var. Bunların başında; ücret ve çalışma koşulları gelmektedir. Saya işçilerinin haklarını savunmak için neler yapabiliriz diye düşünürken işçiler arasında ‘Olmaz, edemezsiniz, yapamazsınız' şeklinde düşünceler hakimdi. Önce 5 arkadaşla bir araya gelip grev fikrini paylaştık. Öncelikli taleplerimizi konuştuk. 50 yıldır bu piyasada zam yok, çok düşük fiyatlara çalışılıyor, yaptığımız ayakkabılar İtalya'ya, İspanya'ya ve dünyaca ünlü birçok markaya gidiyor. Bu giden ayakkabılar 300-500 TL'ye satılırken; emekçinin hakkına 2-3 TL gibi bir rakam düşüyor. Bu nedenlerle grev yapma kararı aldık.
Grev nasıl gerçekleşti ve nasıl sonuçlandı?
Diğer arkadaşlara birlik ve beraberlik çağrısı yaptık, tüm sayacı arkadaşlarla topyekün iş bırakma eylemi yaparsak taleplerimizi gerçekleştirebileceğimizi düşündük. Fakat önümüzde bir OHAL vardı. OHAL şartlarında grev veya lokavt yapamazdık. Olaylar spontane gelişti. Arkadaşlarımız birbirine söyledi ve herkes bu mücadeleye katıldı. Büyüyen direnişimizin adı “Grev” oldu. Sonrasında biz hep birlikte iş bıraktık. Emniyetin yaptığı sayımlara göre meydanlara gelen kişi sayısı 800-850 civarındaydı. Bu sayı başlangıç sayımızdı, günler geçtikçe sayımız artıyordu. Genel taleplerimiz konusunda bir avukatımız ile mali müşavirimiz ile muhasebecimiz ve sanatkar ustalarımız ile bir araya gelip bir şartname hazırladık. Öncelikli talebimiz yüzde 25’lik bir zamdı. Görüşmeler için masaya oturduğumuz firmalar, yüzde 25’lik zam yerine yüzde 21’lik bir zam vermeyi fakat bu zammı yüzde 13 + yüzde 8 olacak şekilde vermeyi önerdiler. Bizler de yüzde 8’lik zam dilimine opsiyon koymak şartıyla her sene en az yüzde 8 zam yapılması koşulu ile ilgili bir madde koyduk ve bu madde kabul gördü. Bu haberi grevde bulunan arkadaşlara davul ve zurna eşliğinde duyurduk ve eylemimizi orada bitirdik. Bizim için bu büyük bir kazanım oldu, bizim nezdimizde devrim niteliğinde bir kazanımdır.
Grev sonrası yaşanan gelişmelerden bahseder misiniz?
Bizim yaşadığımız bu olay ayakkabıcılık sektöründe kanayan büyük bir yaraymış ki bizden sonra İstanbul ayağa kalktı, İstanbul’un ardından Gaziantep başladı, ardından Konya ve sonrasında İzmir'deki ayakkabı işçileri eyleme başlayarak zamlarını alıp kazanımlar elde ettiler. Bizim bu sürecimizde Meclis’te bulunan milletvekilleri, sivil toplum kuruluşları, sendika temsilcileri ve çeşitli parti yöneticileri birçok defa ziyaretimizde bulundu. Bunların yanı sıra Adana'nın çeşitli mahallelerinde ve ilçelerinde (Ceyhan ve Tufanbeyli) ve Osmaniye'de dağınık halde bulunan sayacıları bir araya topladık. Derneğimizi sembolik de olsa bir kale yaptık.
Dernek ne zaman kuruldu?
Derneğimiz 2012 yılındaki grevimizden sonra sayacı arkadaşlarımız tarafından kuruldu. Fakat dernek etkin olamadı. Dernek sadece yasal olarak vardı, gerçekte pasifti. Biz 2017 yılında aktif hale getirdik. Derneğimizin yönetimini, yazışmalarını ve tüzüğünü güncelledik.
Dernek ile birlikte kazanımlarınız neler oldu?
Derneğimiz ile birlikte her ne kadar sembolik rakamlar ile zam aldık desek de bizim en büyük kazanımımız sanatçının, zanaatkarın, emekçinin, bu sektörde çalışan işçilerin değerli olduğunu göstermiş olmamızdır. Derneğimiz kuruldu, biz eylemlerimizi yaptık; sabahları bize ‘günaydın’ demeyen, ‘nasılsın’ demeyen ‘şunu nasıl yaptınız’ demeyen patron şimdi artık zanaatkara, emekçiye değer vermeye başladı.
Derneğinizin amaçlarından bahseder misiniz?
Derneğimizin öncelikli amacı işçileri ve zanaatkarları bir araya getirip toplu olarak çalışma koşullarını ve ücretlerini düzeltmek. İlerleyen zamanlarda elimizden geldiğince ilimizdeki tüm sayacı arkadaşlarımızın katılımı ile sempozyum, çalıştay adı altında bir araya getirecek ve bilinçlendireceğiz.
Önümüzdeki döneme dair söylemek istediğiniz şeyler var mı?
Genel Kurul toplantımızı yaptığımız zaman bunlarla ilgili konuştuğumuz her şeyi orada arkadaşlara anlattım ve cümlemin sonunu şöyle bitirdim: “Rahmetli Deniz Gezmiş'in bir lafı vardı; fabrikalar, tarlalar, siyasi iktidar ne zaman emekçinin olursa o zaman bu mücadele bitecektir.” Ben de bu lafı oraya uyarladım, bunu arkadaşlara söyledim. Ne zaman ki Adana piyasasındaki emekçinin, sanatçının ve zanaatkarın bu haklı mücadelesi ne zaman onların memnun olacağı şekilde sonuçlanırsa o zaman bu mücadele bitecek. Ondan sonra İstanbul'daki, Konya'daki arkadaşlar için uğraşırız. Son olarak sözlerimi şu şekilde bitirmek istiyorum: “Güzel günler göreceğiz arkadaşlar. Şairin dediği gibi motorları mavilikleri süreceğiz…”