İngiltere Parlamentosu Dış İlişkiler Komitesi, Türkiye hakkında eleştiri dolu bir rapor hazırladı. Raporda Türkiye hükümetinin 15 Temmuz askeri darbe girişimini muhalifleri bastırmak için bahane olarak kullandığını belirtti.
Gazete Duvar'da yer alan habere göre, İngiltere Parlamentosu Dış İlişkiler Komitesi, Türkiye'ye uyarıda bulunan bir rapor hazırladı. Raporda Türkiye'nin 15 Temmuz askeri darbe girişiminin muhalifleri bastırmak için bahane olarak kullanıldığı savunuldu. Raporda, başkanlık sistemini öngören anayasa referandumu da sorgulanıyor.
İngiltere Dışişleri Bakanı Boris Johnson’ın Türkiye ziyaretiyle eş zamanlı açıklanması dikkat çeken raporun ayrıntıları şöyle:
- Raporda, 1 Nisan’daki referandum hakkında şu ifadeler kullanılıyor: “Hükümeti eleştiren medya, muhalefet vekilleri ve sivil toplum kuruluşları susturulurken veya kapatılırken, adil, özgür ve inandırıcı bir referandum öngörmek zor.”
- 15 Temmuz sonrası on binlerce kişinin görevden alınmasının ve hapse atılmasının eleştirildiği raporda, “OHAL’in sağladığı yetkilerin belli belirsiz bir terör tanımı, itaatkâr bir medya ve politize olmuş bir yargıyla bileşimi, hükümetin somut olmayan kanıtlar veya yorumlara dayanarak geniş bir yelpazedeki muhalefeti susturmasının önünü açtı” denildi. Raporda, “Türkiye’de alternatif anlatılar konusunda temel bir hoşgörüsüzlük var. Hükümet, hassas konulara dair kendisinin izin verdiği söylemle çelişen kişileri bastırıyor, itibarsızlaştırıyor veya cezalandırıyor” ifadeleri kullanıldı.
- Raporda, darbe girişimini Gülen hareketinin yaptığı konusunda ‘herkese açık, somut kanıtlar bulunmadığı’ iddiası da dikkat çekti.
- İngiliz parlamentosunun Dış İlişkiler Komitesi, Başbakan Theresa May’e de uyarıda bulundu. Raporda, ‘İngiltere’nin Türkiye’yle stratejik bir ilişki kurmak için insan hakları konusundaki endişelerinin geri plana attığı’ yorumu yapıldı; İngiliz Dışişleri’nin Türkiye’yi insan hakları açısından endişe yaratan ülkeler listesine alması istendi.
- Raporda, ‘Türk halkına nasıl oy vereceklerini söylemenin İngiltere’nin işi olmadığı ancak yanlış tercihlerin Türkiye’nin sınırlarını da aşan bir felaket getirme potansiyeli taşıyacağı’ ifadesi de yer aldı.