“Toplumsal Cinsiyet ve Kent-Mekan” başlıklı sempozyumda, saha araştırmalarını paylaşan akademisyen kadınlar, “Eril şiddete karşı tampon bölgeler oluşturulması gerektiği” önerisi yaptı.
Gazete Şûjin’de yer alan habere göre; Şehir Plancıları Odası Kadın Komisyonunun, Ankara Barosu Eğitim Merkezi’nde düzenlediği “Toplumsal Cinsiyet ve Kent-Mekan” başlıklı sempozyum ikinci gününde devam ediyor. “Toplumsal Cinsiyet ve Kent- Mekan İlişkisinde Kadın Dostu Kentler Projesi Örneği” konusuyla Gözde Keçeci sunum yaptı. Birleşmiş Milletler (BM) çatısı altında hedeflenen yerel eşitlik mekanizmasının bir nebzede olsa gerçekleştiğini söyleyen Gözde, “Proje dahil 12 ilde bu çıktılar elde edildi. Kadın dostu kent olarak gördüğümüz yerlerde kadın alanlarının, merkezlerinin, kriz masalarının oluşması önemli şeylerdi” dedi. Neo- liberal ve muhafazakar söylemlerle beraber ataerkil değerlerin içselleştirilmesiyle nedeniyle bazı yerlerde dirençle karşılaştık” ifadelerinde bulundu.
‘Yerelde başarılı feminist örgütlenme az’
“Kimi yerlerde belediye başkanlarının kadınlara, ‘Siz boşanmaları artırıyorsunuz, kadınları farklı kalıplara sokuyorsunuz’ şeklinde açıklamaların olduğunu ifade eden Gözde, “Türkiye’de 80 sonrası kadın hareketi tenzih ederek söylüyorum. Bizimle birlikte kadın STK’ların alanlarda hareket etmesi için çok iyi bir savunuculuk gerekiyor” dedi. Maddi yardım ile sadece kadının güçlendirilebileceği düşünüldüğünü vurgulayan Gözde, “Kadın emeğinin yine ev eksenli sömürülme durumu var. Burada kadını istihdama itmiyoruz” diye konuştu. Yerel yönetimlerin sosyal hizmet politikalarının arttırılmasına yönelik bir çalışma olduğunu belirten Gözde, yerel yönetimlerin kapasitelerinin uygulama için yeterli olmadığını dile getirdi.
‘Güvenli alanlar’
“Kadın veya LGBTİ Dostu Mekan Politikaları ve Uygulamalarının İkircikli Yapısı” konusuyla Arş.Gör. Ece Yoltay yaptığı sunumda; son zamanlarda güvenli alan konusunun tartışılmaya başlandığını kaydetti. Ece, “Dost mekanların üretilmesi ön planda. Bu mekanlarda çalışanlar toplumsal cinsiyete duyarlı olduğu için ‘dost’ mekanlar olarak adlandırılıyor. Kadın dostu mekânlara dair yapılacak en somut proje ‘Eril şiddete karşı tampon bölgeler oluşturmak’, şiddet uygulayan erkeği kadından uzaklaştırmak adına güvenli bölgeler oluşturmak gerekiyor. Ama bu da çok öznel kalıyor sadece şiddet gören kadınları kapsaması nedeniyle. Bu projelerin kendi içinde çelişkiler taşırken aynı zamanda konuya yüzeysel bakıyor’ diye konuştu.
‘Kadına yönelik uygulama kamusal değil, sadece iktisadi kalıyor’
Ece, kadının ekonomik özgürlüğünün ve kadının kamusal alanda gözükmesinin, bu projelerle göz ardı edildiğini vurguladı. Bu projelerin sadece iktisadi boyutta kaldığına dikkat çeken Ece sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu mekanlar kadınların olmadığı alanlara dönüşüyor. Buradan elde edilen gelir zaten cüzi; sadece mutfak masrafları ve çocuk bakımı kısmi olarak yapılıyor. Kadının kamusal alanda gözükmesine dair bir proje de ‘Toplu taşıma araçları kendi istediği yerde durabilmesi’. Burada da şöyle bir problem var. Kadının şiddet görme algısı bu proje ile yeniden üretiliyor. Mağduriyet biçimi de tekrardan üretiliyor. Kadınlar kamusal alanda şiddete, tacize, maruz kalıyor ama; sokakların aydınlatılması, mobese konulması vs. kadını ‘zavallı’ ya da ‘mağdur’ konuma düşürecek başka bir algıya neden oluyor. Önce eril hegemonyayı gözen geçirmemiz lazım ve eylem pratiklerimizi ‘mağduriyet’ yapmadan özgürlüğümüz için tartışmamız gerekiyor.
‘Yerel yönetimler uygulama alanıdır’
“Eskişehir Belediyesinin Kent- Mekan Çalışmalarında Toplumsal Cinsiyet Eşitliğinin Entegre Süreci Çalışmalarında Toplumsal Cinsiyet Eşitliğinin Entegre Süreci” konusuyla Hale Sargın Kaynak, sunum yaptı. Yerel yönetimlerin uzmanlık değil uygulamanı olduğunu söyleyen Hale, Eskişehir’de 2012’de kendi kursiyerlerine ‘toplumsal cinsiyet eşitliğini’ sunduklarını kaydetti. Hale, “Bu farkındalık güzel ama, kadına daha iyi bir yaşama koşulu veremediğimiz sürece sürekli farkındalık arttırmamız iyi bir şey mi diye kendi kendimize sürekli soruyorduk. Toplumsal cinsiyete duyarlı bütçelemeyi kavramsal olarak tartıştıklarını söyleyen Hale, “Büyükşehirde bir iş planı imzaladık. Eşitlik komisyonu kurduk. Belediye etkinliklerinden yararlananların kaçı kadın kaçı erkek bu verilere ulaştık. Yüzde 60 erkek yüzde 40 kadın çıktı. Kültürel faaliyetlerde oluşan bu eşitsizliğe müdahale ettik.” dedi.
‘Kadınlara ücretsiz ulaşım’
Belediye başkanlarının 8 Mart konuşmalarında annelik metni üzerinden bir konuşma yürütüldüğünü belirten Hale, mücadeleleri sonucu bu algıyı yıktıklarını ifade etti. Kırsalda yaşayan kadınların kentte yaşayana kadın ve kırsalda yaşayan kadınlara karşın sağlık hizmetinden eşit bir şekilde faydalanmadıklarını düşündüklerini ifade eden Hale, kırsalda yaşayan kadınlara ücretsiz ulaşım sağlayarak kadınların eşit ve ücretsiz sağlık hizmeti almalarını sağladıklarını belirtti.