Türkiyeli Yahudilerden 250 kişinin son dönemde yurtdışına yerleştiği ortaya çıktı. Öte yandan Türkiye’de yaşayan azınlıklar dahil pek çok yurttaşın gündeminde ‘göç’ var.
Agos'tan Vartan Estukyan'ın haberine göre Türkiye’den yurtdışına gidenlerin sayısı her gün artıyor. Özellikle 15 Temmuz’daki darbe girişimi, son döneme damga vuran şiddet ortamı ve siyasi atmosferin keskinleşmesinin ardından Avrupa başta olmak üzere Batı ülkelerine göç ivme kazandı. Gitmeyi planlayanların ve yakın zamanda ülkeyi terk etmeyi gündemine alanların sayısı hızla artıyor. Son olarak Yahudi Cemaati Başkanı İshak İbrahimzadeh, son dönemde yaklaşık olarak 250 Türkiyeli Yahudi’nin yurtdışına yerleştiğini ifade etti.
Yaklaşık bir ay önce ailesiyle birlikte Avrupa’ya taşınan ve ismini paylaşmak istemeyen bir eğitimci, henüz yurtdışında yaşayıp yaşamama konusunda kesin bir karar vermese de, Avrupa’da geçireceği süre zarfında elde edeceği deneyimin, bu konudaki kararında etkili olacağını söylüyor. Eşine gelen bir iş teklifini değerlendirmek üzere bir süreliğine yurtdışına yerleşen eğitimci, özellikle çocuğunun eğitim hayatının, hayatlarının kalanını Avrupa’da geçirmeleri konusunda önemli rol oynayacağı görüşünde. Eğitmen, günümüzde birçok ailenin, çocuklarını, eğitim için yurtdışına gönderdiğini de söylüyor.
Bir süredir yaşamını Fransa’da sürdüren bir satış yönetim uzmanı ise, kişisel gelişimi için yurtdışına yerleşmeye karar verdiğini söylese de, Türkiye’nin geleceğinin parlak olmadığını, umudu her zaman korumak gerektiğini fakat mevcut durumun da endişe verici olduğunu söylüyor.
‘Yurtdışına göçün sınıfsal boyutu var’
Türkiyelilerin son dönemde hayatlarını yurtdışında sürdürmeyi planlamasını, Agos yazarı Ohannes Kılıçdağı değerlendirdi:
“Bir buçuk senedir Türkiye’nin içinden geçmekte olduğu kanlı, istikrarsız süreç birçok kişide geleceğe dair bir umutsuzluk yarattı ve dolayısıyla ülkeyi terk etme fikri doğurdu. Kapsamlı ve hedefe yönelik bir istatistik yok ama anekdot düzeyindeki bilgiler, bu eğilimin laftan ibaret olmadığını, birçok ailenin yurtdışına yerleştiğini veya bu doğrultuda hazırlık yaptığını gösteriyor. Tabii, bu eğilimin sınıfsal bir boyutu da var. Gidenler daha ziyade eğitimli, üst-orta gelir grubuna mensup, meslek sahibi profesyoneller ve kendi işinin sahibi olanlar. Bunların içinde akademisyenlere özel bir parantez açmak gerekir; genişçe bir kesimi iktidarın doğrudan hedefi olduğu için akademisyenler arasında yurtdışına çıkanların oranı daha yüksek.
Ermeni toplumu içinde yurtdışına yerleşme eğilimi konusunda da benzer şeyleri söylemek mümkün. Orada da elimizde somut sayılar yok, ama zikrettiğim sınıflara dahil, Ermeniler arasında da yurtdışına çıkış eğilimi olduğu gözlemleniyor. Yalnız, Ermeniler söz konusu olduğunda sınıfsal boyutun yanına şunu da eklemek gerekir: Türkiye’de siyasi ve iktisadi istikrarsızlıktan, sorunların doğrudan tarafı olmasalar dahi, en çok etkilenenler, risklere en açık olanlar, Ermenilerin de içinde bulunduğu, ‘azınlık’ tabir edilen gruplardır. Ülkenin genel durumuyla ilgili hoşnutsuzluğun yanı sıra, Ermenilerin kolektif hafızasındaki bu bilgi de onların ülke dışına yerleşme motivasyonunu artırıyor olsa gerek.”