HDK Ekoloji Meclisi 5 Haziran Dünya Çevre Günü dolayısıyla bir basın açıklaması yaptı. Yapılan açıklamada Dünya Çevre Günü’nün, BM tarafından kapitalizmi eleştirmektense uygulamalarını yumuşatan bir gün olarak yürürlüğe konulduğu belirtildi.
HDK Ekoloji Meclisi taraından yapılan yazılı açıklamada, İnsan merkezli "çevre mühendisliği" mantığının reddedildiği ve doğayı "kaynak" gören anlayışa karşı mücadelenin süreceği belirtildi. HDK, Dünya Çevre Günü'ne karşı ekoloji mücadelesinin 31 Mayıs- 5 Haziran haftasını ekolojik yıkımla mücadele haftası ilan ettiğini de ifade etti.
Basın açıklaması şöyle:
Çevre hareketi, insan merkezli, kapitalizmi eleştirmektense uygulamalarını yumuşatan, yaptıklarını meşrulaştıran bir “ sübap” görevi görmekten öteye gitmez, içinde “çevre mühendisliği” mantığı yatar. Sistemi eleştirmeden, “teknik” reformlar yoluyla doğayı insanlığın buyruklarına uyarlamak ister. Çevre günü de tam olarak bu amaçlara binaen gözden saklanmak istenenler için Birleşmiş Milletler Teşkilatı tarafından uydurulmuştur.
HDK Ekoloji Meclisi olarak bu insan merkezli anlayışı reddediyoruz. İnsanlık da ekosistemin bir parçasıdır sadece ve doğayı “kaynak” olarak gören anlayışa karşı mücadelemiz sürecektir. Tam da bugüne karşı noktadan ekoloji mücadeleleri 31 Mayıs – 5 Haziran haftasını “ekolojik yıkımla mücadele haftası” ilan etmişlerdir.
Ülkemizde iktidar – sermaye işbirliğiyle ekolojik yıkım geri dönülemez boyutlara ulaşmıştır.
Ülkenin doğusunda iktidar ormanları yakarak, sulara el koyarak, “acele kamulaştırma” adı altında, yıkıp yok ettiği kentlere tümden el koyma, TOKİ’leştirme isteğiyle bir dozer gibi ilerlemektedir. Binlerce yıllık medeniyetlere ev sahipliği yapan tarihi ve kültürel varlıklar tümden ortadan kaldırılmıştır.
Batıda ise 49 yıllığına sermayeye kiraya verdiği hazine arazilerinin madenlerle, HES’lerle, RES’lerle, sularına el koyarak, ticarileştirerek yaşamı toptan yok etmek istemektedir. “Yeşil Yol” isimli “Kara Yol”u da tüm Karadeniz yaylalarını, doğasını yok etme pahasına madenlerinin çıktılarını taşımak için yapmaya kalkışmaktadır.
Doğanın yok edildiği yerde canlı yaşam tümden yok olur, halklar bunu biliyor ve bunun için mücadele ediyor.
Hükümet sınır tanımaksızın yandaşı sermayenin koruculuğuna soyunmuştur. Dersim’den Giresun’a sermayenin talan ettiği alanları “korucularla” koruyacağını ilan etmiştir.
Cumhurbaşkanı ilan etmiştir, sıra “Kanal İstanbul”a gelmiştir. Topçular Kışlası’nı da Kanal İstanbul’u da yaptırmayacağız.
Ekolojik yıkımınıza karşı mücadelemiz, direnişimiz sürecek, biz kazanacağız.