TBMM’de kurulan “Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi” Komisyonu, üçüncü toplantısında toplumu sürece dâhil etme yöntemlerini ele aldı. İlk toplantısında usul ve esasları, ikinci toplantısında güvenlik meselelerini görüşen komisyon, bu kez farklı toplumsal kesimlerin katılımı ve beklentilerini gündeme aldı.
Toplantıya, KHK ile ihraç edilen kamu çalışanlarının temsilcileri ve Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) milletvekilleri damga vurdu. KHK’liler Platformu Sözcüsü Münir Korkmaz, yüz binlerce insanın mağduriyetinin giderilmeden ülkeye barış ve demokrasinin gelemeyeceğini vurguladı:
“KHK meselesi bir demokrasi meselesidir. 250 bin kişi hiçbir yargı kararı olmadan işinden edildi. 153 farklı hak ihlali yaşandı, 130 kişi intihar etti. Hiç olmazsa şimdi toplumsal barış konuşulurken sesimize ses verin.”
Korkmaz, KHK’lerin iptali, görevine dönmesinde yasal engel bulunmayanların iadesi ve hakkında hüküm verilenler için adil yargılama süreçlerinin başlatılması talebinde bulundu.
DEM Parti: “Acılar yarıştırılmamalı”
DEM Partili Meral Danış Beştaş, komisyonun tarihi bir fırsat olduğunu belirterek, “Bu mesele bir pazarlık süreci değil, toplumsal barış sürecidir. Kürt de öldü, Türk de öldü. Acıları yarıştırmayalım, her iki annenin de sesini dinleyelim” dedi. Cumartesi Anneleri, Barış Anneleri, Barış Akademisyenleri ve hak örgütlerinin mutlaka dinlenmesi gerektiğini vurguladı.
DEM Partili Saruhan Oluç ise acıların ortaklaştırılması gerektiğini söyleyerek, “Şehit ve gazi ailelerini de, barış annelerini de dinleyeceğiz. Hukuk örgütleriyle görüşmek ve demokratik entegrasyon sürecini başlatmak zorundayız” ifadelerini kullandı.
Koçyiğit: “Artık çözüm zamanı”
DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, Kürt sorununun demokratik yollarla çözülmesi gerektiğini belirterek, “Tarihsel bir andayız. Örgüt silah bırakma kararı aldı. Meclis de üzerine düşeni yapmalı, gerekli yasal düzenlemeler hayata geçirilmelidir” dedi.
AKP’den ortak akıl ve inceleme çağrısı
AKP Grup Başkanvekili Abdülhamit Gül, sivil toplum kuruluşlarının dinlenmesi gerektiğini söyledi. AKP’li Cüneyt Yüksel ise ETA ve IRA süreçlerinin incelenmesini, adil yargılanma ve hukuk güvenliği konularının değerlendirilmesini önerdi.
Komisyonda, yeni bir toplumsal sözleşme ihtiyacına vurgu yapılarak, barışın ancak farklı kesimlerin taleplerinin ortak zeminde buluşmasıyla mümkün olacağı görüşü öne çıktı.