Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır, Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta yaptığı “Barış ve Demokratik Toplum” çağrısının küresel ölçekte büyük yankı uyandırdığını belirtti. Öcalan’ın bu çağrıyla hem Türkiye’de hem de Ortadoğu’da yeni bir barış sürecinin önünü açtığını ifade eden Bayındır, sürecin ilerleyebilmesi için atılması gereken adımları MA’dan Müjdat Can’a değerlendirdi.
‘Öcalan savaş siyasetini bitirecek bir çözüm haritası sundu’
Keskin Bayındır, Öcalan’ın çağrısını yaparken küresel ve bölgesel dengeleri iyi analiz ettiğini vurguladı. Bayındır, “Böylesi bir dönemde savaş ve çatışma politikalarının bölgesel sorunlara formül üretmekten çok krizi derinleştirdiği açıkça görülüyor. Sayın Öcalan, küresel ve bölgesel krizlerin çözümü için yeni bir yol haritası sundu. Bu çağrı, Türkiye’de ve Ortadoğu’da bir demokratik dönüşüm sürecinin başlangıcıdır” dedi.
‘Kürt halkı çağrıyı sahiplendi, devlet de adım atmalı’
Öcalan’ın çağrısının Kürt halkı tarafından olumlu karşılandığını belirten Bayındır, “Bölgesel ve uluslararası aktörlerden de olumlu tepkiler geldi. Özellikle ABD, Almanya, Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği gibi küresel güçlerin açıklamaları, barışçıl çözüme olan desteğin göstergesidir. PKK’nin ateşkes ilan etmesi ve süreci destekleyeceğini açıklaması da sürecin ciddiyetini ortaya koyuyor. Ancak, bu süreçte devletin ve iktidarın da gerekli adımları atması gerekiyor” ifadelerini kullandı.
‘Öcalan’a gerekli imkanlar sağlanmalı’
Bayındır, sürecin devamlılığı için Abdullah Öcalan’ın özgürlük koşullarının sağlanması gerektiğini vurguladı. “Sayın Öcalan’ın hem PKK ile hem de toplumsal ve siyasal kesimlerle ilişki kurabileceği demokratik ve güvenlikli şartlar oluşturulmalıdır. Bu sürecin sağlıklı bir şekilde ilerleyebilmesi için Öcalan’ın aktif bir özne olarak süreci yönetmesine olanak tanınmalıdır” dedi.
‘Askeri ve siyasi operasyonlar süreci tehlikeye atıyor’
PKK’nin ateşkes ilan etmesine rağmen askeri ve siyasi operasyonlarının devam ettiğini belirten Bayındır, bu durumun süreci tehlikeye soktuğunu söyledi. “Sürecin başarıya ulaşması için devletin ve iktidarın çatışmayı derinleştiren operasyonları durdurması şart. Askeri ve siyasi saldırılar devam ettikçe demokratik çözümün önü tıkanır. Bu noktada devletin barış sürecine gerçekten katkı sunması için adım atması gerekiyor” dedi.
‘Medyanın dili değişmeli, barış dili hâkim olmalı’
Barış sürecinin başarısı için kamuoyunun desteğinin önemli olduğunu vurgulayan Bayındır, medyanın kullandığı dilin de değişmesi gerektiğine dikkat çekti. “Toplumsal kutuplaşmayı körükleyen ayrıştırıcı ve ırkçı dil terk edilmeli. Ana akım medya, süreci sabote eden söylemler yerine barışçıl çözüm dilini benimsemeli. Demokratik çözümün önünü açmak için medyanın da sorumluluk alması gerekiyor” dedi.
‘Muhalefet Meclis’te inisiyatif almalı’
Çağrı öncesinde siyasi partilerin ve Meclis başkanının sürece dair bilgilendirildiğini hatırlatan Bayındır, parlamentonun bu süreçte kritik bir rol üstlenmesi gerektiğini söyledi. “Sayın Öcalan’ın çağrısı, tıkanan siyaseti açma girişimidir. Bu noktada muhalefet, sürecin ilerleyebilmesi için anayasal ve yasal düzenlemeler konusunda somut adımlar atmalıdır” dedi.
‘Toplum barış sürecine sahip çıkmalı’
Toplumun barış sürecine sahip çıkmasının kritik bir öneme sahip olduğunu belirten Bayındır, “Mücadele yeni başlıyor. Sayın Öcalan’ın çağrısıyla birlikte demokratik bir toplum inşası için toplumun sürecin öznesi olması gerekiyor. Kadınlar, gençler, aydınlar, sanatçılar ve halkın tüm kesimleri bu süreci desteklemeli ve barışın kalıcı hâle gelmesi için sorumluluk almalıdır” dedi.
‘100 merkezde halkla buluşmalar gerçekleştirilecek’
Bayındır, DBP, DEM Parti ve HDK’nin süreci topluma anlatmak için 100 merkezde halk toplantıları düzenleyeceğini duyurdu. “Sayın Öcalan’ın çağrısını en doğru ve sağlıklı şekilde topluma ulaştırmak bizim sorumluluğumuz” dedi.
‘2025 Newroz’u barış ve özgürlük Newroz’u olacak’
Önümüzdeki 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ve 21 Mart Newroz etkinliklerinin barış süreciyle iç içe geçeceğini belirten Bayındır, “Bu Newroz, demokratik toplum, barış ve özgürlük Newroz’u olacak. Kürt sorununun çözümüne dair güçlü mesajların verileceği, on milyonların alanlarda iradesini ortaya koyacağı bir Newroz yaşayacağız” dedi.