SEÇTİKLERİMİZ – Tersine Dünya Okulu’ndan Ayşegül Uçar, Gazete Şûjin’e anlattı: ”Mevcut gerici, bilimsellikten uzak, ezber eğitim sistemine alternatif olarak kurulan Tersine Dünya Okulu, alternatif müfredatı ile ezberleri bozuyor.”
Tersine Dünya Okulu, 2016 yaz aylarında mevcut eğitim sisteminin “tersine” adımlayarak aydınlık bir gelecek kurma amacıyla kuruldu. Okulda bilimsel sorgulayan bir eğitim yapısının yanı sıra cinsiyet rollerini sorgulayan, hayvan hakları ve cinsel istismara karşı farkındalık atölyeleri var. Sistemin eğitim ezberini bozan Tersine Okul şimdiden alternatif arayanlar adres olmuş durumda. “Neler yaptıklarını ve nasıl bir eğitim verdiklerini?” Tersine Dünya Okulu’ndan Ayşegül Uçar, anlattı.
‘Birde buradan bakın…’
İlk olarak “Neden Tersine Dünya?” ismine açıklık getiren Ayşegül, “Eduardo Galeano’nun kitabından yola çıkarak böyle bir isim düşündük. Aslında kitap mevcut tarihi tersine çevirip bir de buradan bakın olanlara der. Biz de mevcut eğitim sistemini tersine çevirerek çocuklara bir de buradan bakın demek istediğimiz bir pencere açmayı düşledik” diye konuştu.
2016 yaz aylarında kuruldu
Ayşegül okulun kuruluş hikayesini şöyle dile getirdi: “Tersine Dünya Okulu eğitim bilimleri fakültesi öğrencilerinin, psikologların, öğrenci topluluklarının, akademisyenlerin bir araya gelerek yarını bugünden kurmak amacıyla tüm bu kötü gidişatı tersine adımlayarak aydınlık günlere ulaşmak amacıyla ilk adımını 2016 yaz aylarında attı. Tersine dünya okulu ilk olarak Tokat’ın Dive köyünde, oradaki çocuklarla bir araya gelerek yeşerdi. Bir köy okulunun önünde belki de hayatımızdaki en umutlu bir haftayı birlikte geçirdik. Ardından Ankara’nın 6 mahallesinde çocuklarla tersine dünya okuluna başladık. Yaz sürecinden sonra da her hafta sonu mahallelerde atölyelerimize ve Odtü emekçilerinin çocuklarıyla dayanışma atölyelerimize devam ediyoruz. Ankara’nın yanı sıra İstanbul, İzmir ve Eskişehir’de de tersine dünya okulu faaliyetlerine-atölyelerine başlandı” dedi.
‘Gerici müfredata alternatif’
“Okul hangi ihtiyaç doğrultusunda kuruluşunu gerçekleştirdi?” şeklinde sorduğumuz soruya ise Ayşegül, “Eğitim sistemi gerici müfredatla, dini referanslı ders içerikleriyle, rekabetçi sınavlarıyla, bilimin sanatın kapı dışarı edildiği bir hal ile karşımızda durmakta. Tüm bunların karşısında bu eğitim sisteminin karanlığı ve karmaşası içerisinde itiraz etmenin yetmediğini, daha fazlasına ihtiyaç olduğunu, çocuklarımız için umut alanlarının yaratılmasını önemli buluyorduk. Elbette bir yandan mevcut eğitim sistemi içerisinde onu dönüştürecek, değiştirecek dinamiklerin açığa çıkması için mücadele ederken bir yandan da bu karmaşa içerisinde karanlığa çekilmeye çalışılan çocuklarla bunun tersine aydınlığa tırmanmak için mücadele ediyorduk. Umudun, neşenin şarkılarını söylemek için, cümle kuramaz denen özel çocuklara şiirler okutan Baho’nun düşleriyle “böyle böyle düzelecek bu işler!” diyerek meraklı ve yaramaz çocukların sorularını birlikte cevaplamak için çıktık yola” cevabını verdi.
Üç yaş grubuna farklı eğitimler veriliyor
“3 yaş grubumuz var; 7 yaş altı, 7-8-9 yaş ve 10-11-12-13 yaş. Bunun yanında lise öğrencilerimiz de dayanışma atölyelerimizde yer alıyor” diyen Ayşegül, atölye içerikleri oluşturulurken her yaş grubuna göre özel olarak ayarlama yaptıklarını söyledi.
Ezberleri bozan bir eğitim müfredatı uygulandıklarını belirten Ayşegül, “Psikolog arkadaşlarımızın da bu konuda büyük katkıları oluyor. Yasaklanan ve müfredattan çıkarılan bilimsel bilgi, edebiyat, zamanda yolculuk, müzik, felsefe, doğa, resim, spor gibi atölyelerin yanında toplumsal cinsiyet rolleri, hayvan hakları ve cinsel istismara karşı farkındalık yaratmayı amaçlayan atölyelerle birlikte daha da zenginleşiyor. Tersine dünya okuluna giriş sınavsız ve üstelik ödev de yok! Hayal kurmanın yasak olduğu, sınavda vereceği cevaptan başka kelimenin öğretilmediği, daha ilkokul sıralarından itibaren rekabetçiliğin dostluğu öldürdüğü bir eğitim sistemi de, bir dünya da mümkün değil. Başka bir dünya mümkün.. İşte tersine dünya okulu bunun tersine dayanışmanın şarkısını birlikte söylediğimiz, hayallerimizi fırça darbeleriyle kağıda döktüğümüz, geleceğimizi birlikte yazdığımız bir okul” diye kaydetti.
Kısa sürede benimsendi
Okulun geçtiğimiz yaz aylarında kurulmasına rağmen kısa sürede mahallelerde benimsendiğini aktaran Ayşegül, “Her yerin, her mahallenin, her ilin kendine özgü bir gönüllü ağı var. Velilerle kurulan ilişki de bu çeşitlilikte. Bazı temeller etrafında ihtiyaca göre şekillenebilen bir hali var tersine dünya okulunun, bu da mahallelinin ilgisini artırıyor. Bir yerde dershaneye, özel derse tonla para dökmeye imkanı olmayan çocukla dayanışma dersinde buluşuyor, bir yerde hiç deniz görmemiş çocuklarla yüzmeye gidiyor. Bizi en çok etkileyen tepki ise velilerimizin, ‘çocuklarımızın büyüyünce tıpkı sizin gibi çocuklarla dayanışmasını istiyoruz’ demesi oldu. Fizik, kimya, tarih şöyle dursun dayanışmayı öğretebilme, mahalleliden bunu görebilmek en büyük motivasyonumuz. İşin içinde para olmaması tüm mahallelerde en çok şaşırdıkları nokta oldu ve aslında bunun doğal bir dayanışma ağına dönüşmesi en güzel noktalardandı. Biri servis ayarlıyor, biri çocuklara yemek yapıyor, biri temizliğe yardım ediyor. Bir anda mahalleli de dayanışmanın bir parçası olmuş oluyor” şeklinde konuştu.
‘Umudu büyütelim’
Ayşegül son olarak karanlığın hakim kılınmaya çalışıldığın dönemlerde umudun büyütülmesi gerektiğine vurgu yaparak, “Ülkenin her yerinde özgürlüğün, aydınlanmanın, çocukların itirazlarını çoğaltmak, keşfetmek, sormak ve sorgulamak için, memleketimizin geleceği için daha çok sorumluluk alalım. Yaşamı renklendirmek adına bu umudu büyütelim” dedi.