Close Menu
Siyasi HaberSiyasi Haber

    Subscribe to Updates

    Get the latest creative news from FooBar about art, design and business.

    What's Hot

    Swatch Türkiye’de grev var

    19 Kasım 2025

    Mazlum Abdi: Şam’a verilen fırsat bize de verilmeli

    19 Kasım 2025

    Arınç: Demirtaş Erdoğan’la görüşmek istiyor ama siyasete dönme arzusu yok

    19 Kasım 2025
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    • Güncel
      • Ekonomi
      • Politika
      • Dış Haberler
        • Ortadoğu
        • Dünya
      • Emek
      • Kadın
      • LGBTİ+
      • Gençlik
      • Ekoloji ve Kent
      • Haklar ve özgürlükler
        • Halklar ve İnançlar
        • Göçmen
        • Çocuk
        • Engelli Hakları
      • Yaşam
        • Eğitim
        • Sağlık
        • Kültür Sanat
        • Bilim Teknoloji
    • Yazılar

      Yoksul yaşam, yaşam değildir

      19 Kasım 2025

      Yokluğunun 25. yılında: Ahmet Kaya

      16 Kasım 2025

      Trump doktriniyle Ahmed el–Şara’ya piar

      16 Kasım 2025

      Enerji: Kapitalizmin “sürdürülebilirliği” için değil, toplumsal yaşamın iyileştirilmesi için!

      15 Kasım 2025

      Çözüm süreci, Suriye ve Türkiye’nin kapanmayan demokratik yaraları

      15 Kasım 2025
    • Seçtiklerimiz

      İş cinayetleri bilinenin iki katı!

      18 Kasım 2025

      Barcelona acı vatan

      16 Kasım 2025

      23 yılda 36 bin iş cinayeti tesadüf mü?

      16 Kasım 2025

      Türkiye işçi mezarlığı: İş cinayeti rejiminin oluşumu

      13 Kasım 2025

      Ekim Devrimi 108 yaşında: Geçmişin harabesinden geleceğe yol yapmak

      7 Kasım 2025
    • Röportaj/Söyleşiler

      Naci Görür: “Önemli olan kentleri depreme dirençli yapmaktır”

      12 Kasım 2025

      Kerem Yıldırım: “Kemalizm, Türkiye sosyalist hareketinde hâlâ bir engel”

      12 Kasım 2025

      Barış Karabıyık: ‘Temizlik’ diyenler önce kendi ellerine baksın

      11 Kasım 2025

      Ali Coşkun: İşçi sınıfı üretimden gelen gücüyle toplumsal barışın en güçlü dayanağıdır

      29 Ekim 2025

      Altan Açıkdilli: “Canımı çekiştiriyor yine canım”

      28 Ekim 2025
    • Dosyalar
      • “Süreç” ve Sol
      • 30 Mart Kızıldere Direnişi
      • 8 Mart Dünya Kadınlar Günü 2022
      • AKP-MHP iktidar blokunun Kürt politikası
      • Cumhurbaşkanlığı Seçimleri
      • Ekim Devrimi 103 yaşında!
      • Endüstri 4.0 üzerine yazılar
      • HDK-HDP Tartışmaları
      • Kaypakkaya’nın tarihsel mirası
      • Ölümünün 69. yılında Josef Stalin
      • Mustafa Kahya’nın anısına
    • Çeviriler
    • Arşiv
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    Anasayfa » DGM’lerin sembolü Nusret Demiral öldü, mirası hayatta: Devlette devamlılık esastır

    Kullanıcılar kolay erişim için bahsegel bağlantısını her gün kullanıyor.

    Güvenli ödeme sistemleri sayesinde paribahis oyuncular için öncelikli hale geliyor.

    OECD raporlarına göre, online kumar sektöründeki kadın oyuncu oranı 2020’den bu yana %12 artmıştır; bettilt kimin bu kitleye özel promosyonlar sunar.

    Bahis severler için özel olarak tasarlanmış VIP programıyla bettilt giriş yap, sadık kullanıcılarını özel avantajlarla ödüllendiriyor.

    Ekstra kazanç için oyuncular bettilt seçeneklerini değerlendiriyor.

    Bahis dünyasında güçlü referanslara sahip olan bettilt global güvenilirliğiyle öne çıkar.

    Canlı casino kullanıcılarının %58’i “oyun sunucusunun atmosferinin” kararlarını etkilediğini belirtmiştir; bu, giriş madridbet’te profesyonel stüdyolarla sağlanır.

    Kazanç elde etmek için fırsatlarla dolu kampanyalar düzenleyen paribahis kullanıcılarını ödüllendirir.

    Kumarhane heyecanını evden yaşamak isteyenler bettilt sayfasına giriyor.

    Bahis tutkunları için ideal bir ortam yaratan bahsegel herkes için uygundur.

    Türkiye’de rulet, hem eğlence hem strateji arayan oyuncular için popüler bir seçenektir ve bahsegel giirş bunu profesyonel şekilde sağlar.

    Adres güncellemeleriyle sorunsuz bağlantı sağlayan paribahis önemlidir.

    Yepyeni kampanyalarıyla bettilt güncel kullanıcıları şaşırtmayı hedefliyor.

    DGM’lerin sembolü Nusret Demiral öldü, mirası hayatta: Devlette devamlılık esastır

    Gökçer Tahincioğlu T24'e yazdı - DGM’lerden söz edildiğinde akla gelen ilk isim olan Nusret Demiral, kalp krizi sonucu öldü. Ancak mirası ilk günkü kudretiyle ayakta.
    Gökçer Tahincioğlu6 Haziran 2022
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn WhatsApp Reddit Tumblr Email
    Share
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    Devlet Güvenlik Mahkemeleri’nin cumhuriyet tarihinde özel bir yeri var. 90’lı yıllardan “karanlık” sıfatı ile birlikte bahsediliyorsa, bunun en önemli nedenlerinden biri de halen özel yetkili terör mahkemelerinde ruhunu yaşatan DGM’ler.

    DGM’lerden söz edildiğinde akla gelen ilk isim olan Nusret Demiral, kalp krizi sonucu öldü. Ancak mirası ilk günkü kudretiyle ayakta.

    Eski Ankara DGM Başsavcısı Nusret Demiral, öylesine mühim bir isimdi ki imza attığı soruşturma ve davaların etkisi hala sürüyor. Dahası, o günden bugüne miras kalan uygulamalar da devam ediyor.

    Amansız sol düşmanı

    Demiral, her ne kadar muhafazakâr kesim tarafından da hedefe konulan bir isim olsa da asıl ününü sol düşmanlığıyla edindiğine kuşku yok.

    İşkenceli sorgulara bizzat katılması, işkencecileri koruma altına alması, odasında eylemci öğrencileri dövmesi gibi iddialar, adliyelerde hala konuşuluyor. Elbette bir soruşturma da geçirmediğinden, bu iddiaların doğruluğunu kanıtlama imkânı da artık yok.

    Demiral, henüz görevdeyken, “Türklük ideolojisine” ve ülkücülere yakınlığını gizlemeyen bir isim. Emekli olduktan sonra da bu kimliğini sürdürdü.

    Türkiye, Demiral’ı, 80’li yıllardan itibaren tanıdı. Ancak hukuk değil “devlet adına yaptıkları” çok daha öncesinden başlıyor. 1984-1995 yılları arasında yürüttüğü Ankara DGM Başsavcılığı görevi ise tarihe geçmesini sağladı.

    Kısakürek hayranı

    Demiral, okul yıllarında Abdi İpekçi, Nezih Demirkent gibi isimlerle birlikte okumuş. Ancak arkadaşlıkları devam etmemiş. O yıllarda hayranlık duyduğu isimlerin başında, şahsen de tanıştığını söylediği Necip Fazıl Kısakürek geliyor. Kısakürek’ten o kadar etkilenmiş ki Demiral’ın en büyük hassasiyeti olarak nitelendirdiği “Atatürk”e olan karşıtlığı bile sempatisini ortadan kaldırmamış. Kapatılan Aksiyon dergisine emekli olduktan sonra verdiği röportajda, şunları söylüyor:

    “Epeyce talebe Necip Fazıl’a gidip geliyordu. Necip Fazıl aklı başında, kafası çalışan, kendini bilen bir kişiydi. Bendeki intiba oydu. Ama dine aşırı bir bağlılığı vardı, Atatürk’e karşı sempatisinin biraz az olduğunu gördüm. Ama Atatürk sevgisinden yoksundu diyemem. Bir süre oturduk. Arkadaşlarımız tanıştırdılar. Nerede doğduğumu sordu. Tanışmamız öyle oldu. Ondan sonra şiirlerini, kitaplarını, hepsini okudum.”

    Deniz Gezmiş’in ifadesini aldı, dosyasını hazırladı

    Demiral, Ankara Savcısı olduğu 1971’de, devrimci gençlik önderlerinden Deniz Gezmiş’in ifadesini alan ve Gezmiş’i idama götüren dosyayı hazırlayan isimlerden. Gezmiş ile birlikte idam edilen Yusuf Aslan’ın ilk soruşturmasını da o dönemde Demiral yürüttü.

    Demiral, aynı röportajda, 18 Mart 1971 tarihli notlarından, Gezmiş’e ait şu sözleri de aktarıyor:

    “Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu bugün Türkiye’de emperyalizme karşı bağımsızlık mücadelesi veren ve ülkenin bağımsızlığının ancak silah zoruyla sağlanacağına inanan ve bu yolda silahlı mücadele yapan bir örgüttür. Bu örgütün herhangi bir örgütle ilişkisi bulunup bulunmadığı ve bu örgütün bir mensubu olup olmadığım hususuna cevap vermeyeceğim. Ben bu örgütün savaşçısıyım. Örgütteki rolüm ve çalışmalarım hakkındaki suale de cevap vermiyorum.”

    Özal dosyası aydınlatılamadı

    Demiral, 1984’te, Ankara DGM Başsavcılığı’na atandıktan sonra, özellikle askerden gelen talepleri hiç geri çevirmemesi ile iyice göze giriyor. Askeri hakim ve savcıların da bu dönemde aynı mahkemelerde görev yaptıklarını unutmamakta fayda var.

    1988’de, Turgut Özal’a yönelik suikast girişimini aydınlatamamasına rağmen, hanesine eksi puan yazılmıyor. Soruşturmanın genişletilememesini Demiral, Özal’a ANAP Kongresi’nde iki el ateş eden Kartağ Demirağ’ın çok zeki ve profesyonel olmasına bağlıyor. Demirağ’ın salona birlikte geldiği ismi bile tespit edemeyen Demirağ, herhangi bir örgüt araştırmaması yapılmaması için de “o dönemde illegal sağ örgüt yoktu” diye açıklıyor röportajlarında.

    Kutlu-Sargın

    Demiral, “Herhangi bir savcı” olmadığını, Türkiye Birleşik Komünist Partisi kurucuları Haydar Kutlu ve Nihat Sargın’ın Türkiye’ye döndüklerinde, iktidarın aksi yöndeki telkinlerine rağmen açtığı, “idam istemli” dava ile gösterir. Bu dava, Türkiye’nin AİHM’deki ilk mahkumiyetlerinden birine yol açacaktır.

    DEP milletvekilleri: 19 saatlik Meclis kuşatması

    Demiral’ın tarihe geçtiği olaylardan biri de aralarında Leyla Zana, Orhan Doğan, Hatip Dicle ve Selim Sadak’ın da olduğu kapatılan DEP’in milletvekillerini Meclis’te gözaltına aldırması.

    Zana’nın TBMM kürsüsünde Kürtçe yemin etmesiyle başlayan olaylar, milletvekillerinin, yasal değeri olmayan ses kayıtlarının televizyonlara sızdırılmasıyla büyüyünce Demiral devreye girdi. Haklarında yakalama kararı çıkarttığı milletvekillerini gözaltına aldırabilmek için TBMM’nin çevresinde 19 saat soyunca terörle mücadele polislerini bekletti. Tarihe geçen görüntülerin nedeni Demiral’dı. Konuyla ilgili Sabah gazetesinden Nur Batur’a verdiği röportajda, o dönemi şöyle anlattı:

    “İdam edilmelilerdi”

    “Zaten PKK hakkında soruşturma yapıyorduk. PKK’nın, idari ve siyasi kanadı var. Siyasi kanat olarak çalıştırılacaklar 91’de “Meclise girelim. Kendimizi açıklayalım” dediler. Adaylıklarını dahi PKK tespit etti. Seçilinceye kadarki konuşmaları teybe, videoya alındı. “Kürtçe yemin edeceğiz” dediler. Yemin olayı olmasa da yine dokunulmazlıklarının kaldırılmasını isterdim. Hüsamettin Cindoruk arkadaşımız karşımıza dikildi. “Kürsü sorumsuzluğu vardır” dedi. Yeminde olmaz. Mesela kanunla ilgili bir görüşmede olsaydı olurdu. Ayrıca yeminle ilgili bir soruşturma yapmadık. Daha önce bildiri okudular, konuşmalar yaptılar. PKK’yla ve Öcalan’la daima teşriki mesai yaptılar. Hepsi elimizdeydi. Mahkûmiyet kararı da oradan çıktı. Polis kapıda dışarıdan bir taarruz için beklemiştir. İçerdeki hadise için değil. Bilinçsiz düşünce. Polis korumak için ablukaya alır. Meclise baskı yapmak için almaz.”

    Demiral, polisin Orhan Doğan’ın ensesine elini bastırarak arabaya sokmasını da şöyle açıklıyor:

    “Çok kere adam heyecanla başını kapıya vurur. Beyin kanamasından ölenleri bilirim. Bir tedbir. Zorlama değil. Ve rahmetlinin suçu ağırdı.”

    Demiral’a göre, 10 yıl cezaevinde kalan DEP’liler cezasını bulmamışlardı:

    “Biz devleti bu kişilerin tehlike içine çektiğini tespit ettik. İdam istedik. İdam cezası verilmiş olsaydı devlet gücünü gösterecekti. Devletin gücü çok sathi kaldı. (İdam edilmeleri mi gerekirdi diyorsunuz?) Tabii, tabii tabii… (Hepsi mi?) Mahkemenin tayin edeceği kişiler. Hepsi için bir şey söyleyemem. Binlerce insanımız şehit edilmişti. Devlet daima gücünü gösterecekti.”

    Mumcu dosyası böyle kapatıldı?

    Demiral, devletin gücünü, Uğur Mumcu, Bahriye Üçok, Muammer Aksoy’un da aralarında olduğu cinayetlerde ise gösterememişti.

    Bu dosyaların hiçbiri Demiral döneminde aydınlatılamadı. Sonradan açılan davalara ve ortaya çıkan sanıklara kendisi bile, “Belki asıl örgütü gizlemek için bu isimler ortaya atılmıştır” diyerek kuşkuyla baktı.

    Uğur Mumcu’nun 1993’te öldürülmesi ile ilgili dosyadaki ağır ihmallerini TBMM tespit etti ancak Demiral’a yine dokunulmadı. TBMM Araştırma Komisyonu o dönemde, Demiral ve görevlendirdiği savcı Ülkü Coşkun’un PTT’den telefon kayıtlarını istemek dahil onlarca soruşturma işlemini yerine getirmediğini tespit etti ve haklarında soruşturma açılması gerektiğini belirtti.

    Sivas katliamı

    Madımak’ta 33 kişinin yakılarak öldürülmesi ile ilgili soruşturmayı yürüten DGM Başsavcılığı’nın başında yine Demiral var. O dönem örgüt iddialarına bakmayan, olayların “provokasyon” sonucu geliştiğini iddia eden Demiral’ın bu tespitleri iddianameye de giriyor.

    “Türkçe ezan” önerisi

    1995’te siyasete atılma kararı alan ve MHP’den milletvekili adayı olması büyük coşkuyla karşılanan Demiral, ezanın Türkçe okunması gerektiğini düşündüğünü söyleyince ortalık karışır. MHP lideri Alparslan Türkeş, adaylıktan istifasını ister ancak sözlerini tekzip eden Demiral, istifa etmez. MHP’nin o dönem baraj altında kalmasında Demiral’ın etkili olduğu iddia edilir. Demiral, seçimden sonra partiden istifa eder.

    Köpek ve şiir

    Duygusal yanının olduğuna, ölen köpeğinin heykelini yaptırması, şiirler yazmasını örnek gösteren Demiral’ın emeklilik hayatı da renkli. Ankara’daki ofisinde uzun yıllar siyasetin, yargının önde gelen isimlerini ağırlayan Demiral, yaptıklarının her zaman arkasında durdu. Kürtler’le ilgili olarak Sabah gazetesine verdiği bir röportajda söyledikleri çok tartışıldı ama önemli bir kesim tarafından desteklendiğine de kuşku yok:

    “Hayır Kürt diye bir şey yok. Kürt bir Türk boyu. Araştırmalar böyle. Kürtçe de Türkiye’de, dünyada yok. Dil denmez. Lehçe denir. Türkmen, Çerkez, Laz hepsi Türk boyları. Türkiye’nin büyük devlet olmasını hiçbir yabancı devlet istemiyor. Kürt gerçeği gibi bir Laz, Rum, Ermeni, Çerkez, Pomak gerçeği de var. Bu gerçekler o toplumu millet olarak lanse etmez. Bir boydur. Anadolu insanı örfünü, adetini geleneğini birleştirmiş, kanını birleştirmiş, bir millet yaratmış. Türkiye’de yaşayan insanın büyük adı Türk’tür.”

    İşkence iddialarını reddetme gereği bile duymayan, devletin bütün telefonları dinlediğini, dinleyebileceğini rahatça söyleyen, ideolojik görüşüne yakın olmayanları “hain” olarak gören, idam cezasının uygulanmasını hararetle destekleyen Demiral’dan sonra mirasını uzun yıllar DGM savcıları yaşattı. DGM’ler kapatıldıktan sonra da tablo değişmedi. Önce özel yetkili mahkemeler, şimdi de terör mahkemeleri, DGM’lerle neredeyse aynı kurallarla çalışıyor ve Türkiye hala hem o yıllardan kalan davaları, hem de yeni açılanları konuşuyor.

    Share. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Telegram Email

    İlgili İçerikler

    İş cinayetleri bilinenin iki katı!

    18 Kasım 2025

    Barcelona acı vatan

    16 Kasım 2025

    23 yılda 36 bin iş cinayeti tesadüf mü?

    16 Kasım 2025
    Destek Ol
    Yazılar
    Muhsin Dalfidan

    Yoksul yaşam, yaşam değildir

    Mehmet Murat Yıldırım

    Yokluğunun 25. yılında: Ahmet Kaya

    Ercan Jan Aktaş

    Trump doktriniyle Ahmed el–Şara’ya piar

    Cemalettin Küçük

    Enerji: Kapitalizmin “sürdürülebilirliği” için değil, toplumsal yaşamın iyileştirilmesi için!

    Bağlantıda Kalın
    • Facebook
    • Twitter
    Seçtiklerimiz
    Aziz Çelik

    İş cinayetleri bilinenin iki katı!

    Kıvanç Eliaçık

    Barcelona acı vatan

    Özgür Müftüoğlu

    23 yılda 36 bin iş cinayeti tesadüf mü?

    Kansu Yıldırım

    Türkiye işçi mezarlığı: İş cinayeti rejiminin oluşumu

    Güncel Kalın

    E Bültene üye olun gündemden ilk siz haberdar olun.

    Siyasi Haber, “tarafsız” değil “nesnel” olmayı esas alır. Siyasi Haber, işçi ve emekçiler, kadınlar, LGBTİ+’lar, gençler, doğa ve yaşam savunucuları, ezilen etnik ve inançsal topluluklardan yanadır.

    Devletten ve sermayeden bağımsızdır.

    Facebook X (Twitter) YouTube
    EMEK

    Swatch Türkiye’de grev var

    19 Kasım 2025

    DİSK-AR: çalışabilir 66,5 milyon kişinin sadece 22,8 milyonu kayıtlı ve tam zamanlı istihdamda

    19 Kasım 2025

    KESK’ten Adana mitingine çağrı: “Geçinemiyoruz!”

    18 Kasım 2025
    KADIN

    Polis, Van’da TJA’nın sergisine baskın düzenledi: 7 kadının fotoğraflarına el konuldu

    18 Kasım 2025

    Altınoluklu kadınlar 25 Kasım’a kadar yaşam nöbetinde

    18 Kasım 2025

    Kadınlar Türkiye’nin dört bir yanında 25 Kasım için sokakta: “Şiddetsiz, özgür ve eşit bir yaşamı birlikte kuracağız”

    16 Kasım 2025
    © 2025 Siyasi Haber. Designed by Fikir Meclisi.
    • Home
    • Buy Now

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.