Close Menu
Siyasi HaberSiyasi Haber

    Subscribe to Updates

    Get the latest creative news from FooBar about art, design and business.

    What's Hot

    Kuzey Kıbrıs’ta Cumhurbaşkanlığı seçimlerini federasyonu savunan Erhürman kazandı

    19 Ekim 2025

    KKTC seçimleri: Tufan Erhürman, seçimde açık farkla önde

    19 Ekim 2025

    Uzmanlar uyarıyor: Antibiyotik direnci sessizce yayılıyor

    19 Ekim 2025
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    • Güncel
      • Ekonomi
      • Politika
      • Dış Haberler
        • Ortadoğu
        • Dünya
      • Emek
      • Kadın
      • LGBTİ+
      • Gençlik
      • Ekoloji ve Kent
      • Haklar ve özgürlükler
        • Halklar ve İnançlar
        • Göçmen
        • Çocuk
        • Engelli Hakları
      • Yaşam
        • Eğitim
        • Sağlık
        • Kültür Sanat
        • Bilim Teknoloji
    • Yazılar

      Ötekiyi yemek: Arzunun nesnesi olarak Roman kadını

      17 Ekim 2025

      Adaletin DNA’sı: Rojin Kabaiş dosyasında görülmeyen gerçekler

      15 Ekim 2025

      Egzotikleştirilen ayrımcılık ve rıza suistimali olarak: “Çingene pembesi”

      13 Ekim 2025

      Dicle’nin kıyısında, bir kitabın sayfaları arasında

      12 Ekim 2025

      AİHM kararı: Hukuk mu, egemenlik mi?

      7 Ekim 2025
    • Seçtiklerimiz

      Hakan Tosun cinayetinin anatomisi: Fosil faşizminin çıplak yüzü

      18 Ekim 2025

      Ilan Pappe: Filistinliler hâlâ etnik temizlik ve soykırımla karşı karşıya

      16 Ekim 2025

      KKTC liderlik seçimleri

      15 Ekim 2025

      Midas’ın Altınları

      14 Ekim 2025

      Ateşkes ne için?

      13 Ekim 2025
    • Röportaj/Söyleşiler

      Ilan Pappe: Filistinliler hâlâ etnik temizlik ve soykırımla karşı karşıya

      16 Ekim 2025

      ‘Kadıköy Kültür Evi hem nefes aldığımız hem de birlikte söz kurduğumuz bir yer’

      10 Ekim 2025

      Herkes için Onurlu Bir Barış

      5 Ekim 2025

      Beyza Üstün: Sadece halklar değil tüm canlılar, ekosistemler özgür olmalı

      1 Ekim 2025

      David Adler: İsrail ablukasının normalleştirilmesine direnmeliyiz

      28 Eylül 2025
    • Dosyalar
      • “Süreç” ve Sol
      • 30 Mart Kızıldere Direnişi
      • 8 Mart Dünya Kadınlar Günü 2022
      • AKP-MHP iktidar blokunun Kürt politikası
      • Cumhurbaşkanlığı Seçimleri
      • Ekim Devrimi 103 yaşında!
      • Endüstri 4.0 üzerine yazılar
      • HDK-HDP Tartışmaları
      • Kaypakkaya’nın tarihsel mirası
      • Ölümünün 69. yılında Josef Stalin
      • Mustafa Kahya’nın anısına
    • Çeviriler
    • Arşiv
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    Anasayfa » 1 Mayıs: İnsanca yaşamak!

    1 Mayıs: İnsanca yaşamak!

    Bülent Tekin30 Nisan 2022
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn WhatsApp Reddit Tumblr Email
    Share
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    Bülent Tekin yazdı: 1 Mayıs aslında işçilerin daha insani bir talebi için ortaya çıktı. İşçilerin daha az çalışmak istemeleriyle ya da kısa işgünü mücadele talebiyle ilgilidir. İşçilerin bu talebi fabrika denen prosesin bulunuşuyla eş zamanlıdır.

    1 Mayıs aslında işçilerin daha insani bir talebi için ortaya çıktı. İşçilerin daha az

    çalışmak istemeleriyle ya da kısa işgünü mücadele talebiyle ilgilidir. İşçilerin bu talebi

    fabrika denen prosesin bulunuşuyla eş zamanlıdır. İşçilerin aslında ilk talepleri daha

    fazla ücret alma doğrultusundaydı. Bu direnişlerde sömürü düzeniyle karşılaşan

    işçilerin daha az çalışma süresi ve örgütlenme hakları patronlara karşı ön plana

    çıkmaya başlamıştı. Direnişler devam ettikçe nerdeyse gün boyu devam etme eğiliminde

    olan çalışma süresi talepler içinde daha fazla ücret isteme talebinin önüne geçti.

    Bu ön bilgiden sonra işçilerin ilk çalışma koşullarından bahsetmekte yarar vardır diye

    düşünüyorum. “Gün ışığı” 1800’li yılların çalışma süresinin esasını belirliyordu. Bu

    prensibe göre bir günde, yazları on sekiz saati bulan, kışları ise on beş saatten az

    olmayan bir çalışma süresi uygulanıyordu. Güneşin doğuşundan batışına kadar süren

    bir mesaiden bahsediyoruz. Fabrika sonrası zamanı bir gün içinde ancak 5-6 saat olan

    bir insan yaşamından bahsediyorum. Patronlar öylesine palazlanmışlardı ki işe alınan

    işçilere günde 19-20 saat çalışacaklarını sözleşmelerine yazdırıp imzalatıyorlardı.

    Şunu söyleyebiliriz. Çalışanlar paradan çok sağlıklarını diğer bir deyişle çalışma

    saatlerini düşündüler. Batılı ülkelerde 1830’lu ve 1840’lı yıllarda işçiler günde on sekiz

    ile yirmi saat arasında zaman içinde çalıştırılıyorlardı. Bu bir bakıma kölelik gibi bir

    durumdu. Bundan dolayı işçilerin talebi Batılı ülkelerde 1830’lu ve 1840’lı yıllarda

    çalışma saatlerinin on saate düşürülmesi şeklinde oldu. İşçi örgütleri bunu daha çok

    talep etti. Bir gün içinde sekiz salik çalışma talebi o yıllarda düşünüldü, ortaya çıktı.

    Öyle ki sekiz saatlik işgünü talebi kapitalizmin geliştiği her yerde seslendirildi. “Sekiz

    saat çalışma, sekiz saat sosyal hayat, sekiz saat dinlenme ve uyku” sloganını Avustralya

    işçileri bile kullandı. Avustralya işçilerinin bu talebi 1856 yılında gerçekleşti. Böylece

    işçi örgütleri sekiz saat çalışma talepleri hep gündemde kaldı. İşte 1 Mayıs bu taleplerin

    yoğunlaşmasıyla oluştu.

    ABD’de 1884 yılında “8 Saat Hareketi” çok yoğun bir şekilde ortaya çıktı. Bu tarih 1

    Mayıs’a giden yoldu. Biraz daha geriye gidersek, 1866 yılının Ağustos ayında, (asıl adı

    Uluslararası Emekçiler Birliği olan ve) kısaca Birinci Enternasyonal (1) olarak bilinen

    örgütten etkilenen Ulusal Emek Birliği, kuruluş kongresinde şöyle bir karar almıştı:

    “Bu ülkenin işçilerini kapitalist kölelikten kurtarmak için günümüzde atılması gereken

    birincil ve en önemli adım, Amerika’nın bütün eyaletlerinde normal iş gününün 8 saat

    olarak belirlenmesidir.” Yine aynı karar içinde, işçilerin bu amaçla bağımsız politik

    mücadele yürütmesinin de gerek şart olduğu belirtildi. 1866 yılının Eylül ayında ise,

    çoğunlukla komünistlerden ve anarşistlerden oluşan Birinci Enternasyonal’in Cenevre

    Kongre kararlarında, aynı talep “günlük yasal çalışma sınırı 8 saati aşamaz” şeklinde

    yer aldı.

    Eight-hour day - Wikiwand

    Amerikan Emek Federasyonu (AFL) bu arada, (7 Ekim 1884 tarihinde) Şikago’da

    yaptığı dördüncü kongresinde, “ABD ve Kanada Sendikalar Federasyonu, sekiz saatin 1

    Mayıs 1886 tarihinden başlamak üzere günlük yasal çalışma süresi olarak belirlenmesini

    karar altına almıştır; ve biz tüm üye emek örgütlerine, kendi yetki alanları dahilinde,

    sendika iç tüzüklerini bu tarihe kadar bu karara uygun hale getirmelerini tavsiye

    ederiz” şeklinde bir karar aldı. Bu işçi federasyonuna bağlı örgütler federasyona gevşek

    bir şekilde bağlıydılar. Bu nedenle AFL, 1 Mayıs 1886 tarihinde üye sendikaları greve

    zorlamak için kendi iç tüzüklerinde değişiklik yapmalarını istedi.

    1 Mayıs 1886 tarihi yani “1 Mayıs” olarak bütün dünya işçiler için önem kazanacak bir

    gün olacaktı. İşçilerin 8 saatlik çalışma süresi için mücadele günü, ilk kez bu kongrede

    karar altına alındı. Bu kongrede “sekiz saatin 1 Mayıs 1886 tarihinden başlamak üzere

    günlük yasal çalışma süresi olarak belirlenmesi” kararlaştırıldı. Ancak bunun ne

    şekilde eyalet yasalarına geçirileceği kesin olarak belirlenmemişti. Bu karar, önce

    sendika tüzüklerinde değişiklik yaptı. Daha sonra grevler, direnişler ve gösterilerle

    uygulamaya geçirilebileceği konusunda bir ortak fikir yarattı.

    AFL’nin 8 saatlik iş günü için mücadele kararı aldığı kongresinden iki yıl sonra, 1

    Mayıs 1886 tarihinde onlarca kentte greve çıkıldı. Başta Şikago’da olmak üzere, yüz

    binlerce örgütsüz ve vasıfsız işçi de olmak üzere iş bırakıldı ve meydanlarda gösteriler

    yapıldı. Şikago, bu tarihte militan bir emek hareketine sahipti. Şikago’da yapılan

    grevler ve gösteriler başarıyı getirdi Diğer kentlerde de durum aynı oldu. Bir günde

    çalışma süresi olarak sekiz saatin kabul edilmediği yerlerde bile, çalışma süreleri

    azaltıldı.

    Labor Day: From Protest to Picnics | AP US History Study Guide from The  Gilder Lehrman Institute of American History

    Eylemler başlamıştı ve kan da dökülüyordu. 3 Mayıs 1886’da grevdeki Mc Cormick

    fabrikasına polisin vahşice saldırdı. Polis altı işçiyi öldürdü ve onlarcasını yaraladı. Bu

    olayı protesto etmek üzere, işçiler 4 Mayıs’ta Şikago Saman Pazarı’nda bir protesto

    düzenlediler. Bu barışçı gösteriye polis bir kez daha saldırdı, kargaşa çıktı. Bu esnada,

    nereden geldiği bilinmeyen bir bomba kalabalığın ortasına atıldı ve yedi polisle dört

    işçinin ölmesine yol açtı. Bu olayın ardından düzmece bir mahkeme sonucu Parsons,

    Spies, Fischer ve Engel adlı dört işçi lideri idam edildi. Onlarcası tutuklandı ve hapse

    atıldı. Hiçbir şekilde işçilerin sorumluluğunda olmayan bu provokasyonu kullanan

    dönemin sermaye güçleri, emekçilerden bu şekilde hesap sormuş oldular.

    Ancak, işçi önderlerinin asılması, yüz binlerce işçinin politik taleplerle başlattığı 8 saat

    hareketine son vermedi. Aksine, her yıl artık geleneksel hale gelerek 1 Mayıslarda

    grevler ve direnişler artarak devam etti. Her geçen yıl bir öncekinden daha fazla işçi

    gösterilere ve grevlere katıldı. Amerikan Emek Federasyonu, 1889 yılından başlayarak

    her 1 Mayıs’ta 8 saatlik işgünü mücadelesi için grevler yapılmasını kararlaştırdı. Bu

    karar 1 Mayıs gününü emeğin sermayeye karşı yürüttüğü mücadelenin simgesi yaptı.

    1864 yılında kurulan Birinci Enternasyonal, on iki yılın ardından dağılmıştı. Daha sonra

    Enternasyonal, (Paris’te, Bastil Hapishanesi’nin yıkılıp) Fransız İhtilali’nin başladığı

    tarihin yüzüncü yıldönümüne denk gelen 14 Temmuz 1889 tarihinde Paris’te toplanan

    Uluslararası Sosyalist Kongre’de bir araya gelen Marksist eğilimli sosyalist ve işçi

    partileri tarafından yeniden kuruldu. Sonradan İkinci Enternasyonal (2) adını alan bu

    birlik, her yılın 1 Mayıs gününü “kendi siyasi partilerinde veya sendikalarında örgütlü

    bulunan dünya işçilerinin, 8 saatlik işgünü için mücadele edecekleri gün” olarak

    belirledi. Bu tarihte her ülkede sendikalar biçimini ve koşullarını kendileri belirleyerek

    grevler, gösteriler ve direnişler yapacaklardı. Böylece, 8 saat talebi ve 1 Mayıs gösterileri

    uluslararası işçi örgütleri tarafından da benimsenmiş oldu ve bu talep ilk kez bu denli

    uluslararası hale gelmiş oldu. (3) 1 Mayıs artık tüm dünyada işçilerin, emekçilerin,

    yaşamını çalışarak sağlayanların renk, dil, din, ırk, cinsiyet ayrımı gözetmeksizin

    kutladığı bir bayramdır. Yaşasın 1 Mayıs! Biji Yek Gulan!

    (1)  Birinci Enternasyonal 1864 yılında işçilerin Londra’da Saint Martin Salonu’nda

    gerçekleştirdiği toplantıda kuruldu. (14 Temmuz 1889 tarihinde Paris’te

    toplanan Uluslararası Sosyalist Kongre’de bir araya gelen Marksist eğilimli

    sosyalist ve işçi partileri tarafından kuruldu şeklinde de bir bilgi vardır.) Temel

    amacı, ülke sınırları ile parçalanmış, ortak çıkara sahip işçi sınıfının karşı

    karşıya olduğu sorunların tartışıldığı bir platform olmak, farklı ülkelerden

    sosyalist hareketler arasındaki eşgüdümü sağlamaktı. İlk kongresi 1866 yılında

    Cenevre’de düzenledi. 1872’de New York’a taşındı. 1876 yılında kendini

    feshetti.

    Birinci Enternasyonal'in kuruluşunun 150. Yılı - Sosyalist Demokrasi İçin  Yeniyol

    (2)  İkinci Enternasyonal, (1889-1916) hazırlıklarla geçen uzun yıllardan sonra

    komünist partiler tarafından uluslararası sosyalizm mücadelesini yürütmek

    amacıyla 1889’da kurulan organizasyondur. İkinci Enternasyonal 1 Mayıs

    gününü işçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü (1889), 8

    Mart gününü de 1910’da dünya emekçi kadınlar günü olarak ilan etmiştir.

    (3)  Bu yazımı Ürün Dergisi’nden yararlanarak yazdım. https://urundergisi.com

    Share. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Telegram Email

    İlgili İçerikler

    Ötekiyi yemek: Arzunun nesnesi olarak Roman kadını

    17 Ekim 2025

    Adaletin DNA’sı: Rojin Kabaiş dosyasında görülmeyen gerçekler

    15 Ekim 2025

    Egzotikleştirilen ayrımcılık ve rıza suistimali olarak: “Çingene pembesi”

    13 Ekim 2025
    Destek Ol
    Yazılar
    Cumur Ülker

    Ötekiyi yemek: Arzunun nesnesi olarak Roman kadını

    Ömer Bölüm

    Adaletin DNA’sı: Rojin Kabaiş dosyasında görülmeyen gerçekler

    Cumur Ülker

    Egzotikleştirilen ayrımcılık ve rıza suistimali olarak: “Çingene pembesi”

    Mehmet Murat Yıldırım

    Dicle’nin kıyısında, bir kitabın sayfaları arasında

    Bağlantıda Kalın
    • Facebook
    • Twitter
    Seçtiklerimiz
    Şebnem Oğuz

    Hakan Tosun cinayetinin anatomisi: Fosil faşizminin çıplak yüzü

    Siyasi Haber

    Ilan Pappe: Filistinliler hâlâ etnik temizlik ve soykırımla karşı karşıya

    Ümit İnatçı

    KKTC liderlik seçimleri

    Mehmet Horuş

    Midas’ın Altınları

    Güncel Kalın

    E Bültene üye olun gündemden ilk siz haberdar olun.

    Siyasi Haber, “tarafsız” değil “nesnel” olmayı esas alır. Siyasi Haber, işçi ve emekçiler, kadınlar, LGBTİ+’lar, gençler, doğa ve yaşam savunucuları, ezilen etnik ve inançsal topluluklardan yanadır.

    Devletten ve sermayeden bağımsızdır.

    Facebook X (Twitter) YouTube
    EMEK

    KESK’lilerin Ankara yürüyüşüne polis engeli: “KHK’ler gidecek, biz kalacağız”

    16 Ekim 2025

    Tekstilde işten çıkarılan işçiler açlıkla boğuşuyor

    15 Ekim 2025

    KESK’in Ankara’ya yürüyüşü sürüyor (GÜNCELLENDİ)

    15 Ekim 2025
    KADIN

    EŞİK: “11. Yargı Paketi, ahlak bekçiliğini yasalaştırma girişimidir”

    19 Ekim 2025

    CHP’li Cem Avşar: “aile yılında kaç kadın cinayeti işlendi?”

    16 Ekim 2025

    Rojin Kabaiş soruşturmasında yeni gelişme: Cinsel saldırı ihtimali ortaya çıktı

    11 Ekim 2025
    © 2025 Siyasi Haber. Designed by Fikir Meclisi.
    • Home
    • Buy Now

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.