Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) Eş Genel Başkanı Canan Yüce, HDP ile ortak resme girmeme kaygısıyla davranan sol-sosyalist güçlerin aslında Kürtlerden ve ezilenlerden uzak durduklarını belirtti. Yüce, bu güçlerin tutumlarında ısrar ettiklerinde ise, işçi sınıfının, halkların ve ezilenlerin ülkeyi demokratik özgürlükçü bir açılıma zorlama, hak ve özgürlükleri genişletme, demokratikleşme olanağını gerçekleştirme hususunda üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmemiş olacaklarını vurguladı.
Artı Gerçek’in hazırlamış olduğu “Sol İttifakı Tartışıyor” başlıklı dosyaya konuşan Sosyalist Yeniden Kurtuluş Partisi (SYKP) Eş Genel Başkanı Canan Yüce, AKP-MHP bloğunun faşist bir rejimi kurumsallaştırmak için her gün yeni hamleler yaptığını, baskı ve şiddeti daha da arttırdığı gerçeğini göz önünde bulundurmak gerektiğini söylüyor. Yüce, en acil ve güncel görevin faşizmin kurumsallaşmasını durdurmak ve püskürtmek olduğunu, ancak bunun, basitçe AKP-MHP ittifakını iktidardan indirmekle sınırlı olmadığını söylüyor.
Yüce’nin sözleri şöyle:
“’Erdoğan’ın işi bitti, bırakalım kendi kendine gitsin’ ve ‘Erdoğan ne pahasına olursa olsun iktidarı bırakmaz’ şeklindeki iki karşıt uç görüşü bir kenara bırakırsak, saray iktidarı ve Cumhur İttifakı eliyle inşa edilmekte olan faşizmin nasıl yenileceğine ilişkin somut bir hareket planına ihtiyacımız olduğu açıktır. Ayrıca devrimci-demokrasi güçleri olarak “sandıkta görüşürüz” demagojisine kapılmayacak kadar deneyimliyiz. Hakeza, faşizm tehdidini geçici gören ve faşizmin emekçi ve ezilen kitleler ve toplumsal yaşamın tümü üzerinde nasıl bir yıkım yaratabileceğini kavramayan (tıpkı 1933 Almanya’sında sosyal demokratların ve Komünist Parti’nin yaptığı gibi) sessizce bir kenarda beklerlerse “fazla kayıp vermeden” bir süre sonra parlama sırasının kendilerine geleceğini varsayan basiretsiz siyasetçiler ise kendilerini bir sırada bulabileceklerinin farkında bile değiller”
‘HDP ile ortak resme girmeme kaygısıyla davranan sol-sosyalist güçler aslında Kürtlerden ve ezilenlerden uzak durmaktadır’
Yüce, SYKP olarak tekliflerinin, katmanı ve iç içe geçmiş bir demokratik devrim anlayışı olduğunu, bu süreçten emekçiler ve ezilenler yararına bir kazanımla çıkabilmenin stratejisini ve taktiklerini geliştirmek durumunda olunması gerektiğini ifade ediyor. Yüce, bir yandan demokrasi ve devrim mücadelesinin önünü açabilmek için faşist rejimin inşasının karşısında duran tüm güçlerin, düzen partileri dahil, senkronize hareketini sağlamak için en esnek taktikleri uygularken, öte yandan emekçilerin ve ezilenlerin Üçüncü Kutbunu oluşturarak ortaya çıkan toplumsal hareketlenmeyi ve özgürlükçü dalgayı Demokratik ve Sosyal Cumhuriyete geçişin dinamosuna çevirmenin olanaklarını aramak gerektiğini söylüyor. Yüce, bunun için faşizm karşıtı mücadelenin öncülüğünü eski rejime tav olan restorasyoncu düzen güçlerine bırakılmamasını, onları sürekli daha halkçı politikalara yakınlaşmaya zorlamak gerektiğini belirtiyor. Yüce, demokrasi mücadelesinin öncülüğünü üstlenmeyi amaçlamak gerektiğini söyleyerek sözlerine şöyle devam ediyor,
“HDP’nin bir düzeyde başlattığı ve geliştirdiği ortak mücadele zemini bu birlikteliğin en önemli parçası olsa da tamamı değildir. Şu ya da bu gerekçeyle HDP dışında kalan demokratik, özgürlükçü, sol güçlerin HDP ile gerçekleştireceği Devrimci-Demokrat İttifak, yaratacağı sinerjiyle son derece etkili dönüştürücü bir güç ortaya çıkaracaktır. HDP ile ortak resme girmeme kaygısıyla davranan sol-sosyalist güçler aslında Kürtlerden ve ezilenlerden uzak durmaktadır. Ve bu güçler tutumlarında ısrar ederlerse, işçi sınıfının, halkların ve ezilenlerin ülkeyi demokratik özgürlükçü bir açılıma zorlama, hak ve özgürlükleri genişletme, demokratikleşme olanağını gerçekleştirme hususunda üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmemiş olacaklardır”
Yüce, böyle bir mücadelenin sadece sandığa endeksli bir kulvardan kazanılamayacağını, o yüzden son süreçte çokça konuşulan ittifak meselesini esas olarak bir mücadele ittifakının nasıl kurulabileceği zeminine çekmek zorunda olduklarını ve elbette bu seçim meselesini ıskalayacak bir yan yana geliş olamayacağını söylüyor. Yüce, ancak sandıktan kazanımla çıkabilmenin yolunun, işçilerin, yoksulların, Kürt halkının, kadınların, LGBTİ+ların, Alevilerin, yoksul köylülerin gerçek talepleri üzerinden yükseltilecek bir demokrasi mücadelesine bugünden girişmekle mümkün olacağını belirtiyor. Yüce, ortak mücadeleden, birlikte hareket etmekten kaçınıp sadece seçim pusulasında aynı ittifak kutusu içinde görünmeyi hedefleyen bir yaklaşımın ancak faşizmin ekmeğine yağ süreceğini ifade ediyor.