Suruç Katliamı’nda yaşamını yitiren Okan Pirinç’in mezarı başında yapılan anmaya katılan ve gözaltına alınan kişiler hakkında 2017’den beri görülen davada aralarında gazeteci Ali Aslan Dadük’ünde olduğu 8 kişiye 10 ay hapis cezası verildi. Gazeteci Dadük, “Hukuksuz yargılamalarınız karşısında geri adım atmayız” dedi.
2015 yılında Suruç’ta IŞİD tarafından düzenlenen bombalı saldırıları sonucu katledilenlerden Okan Pirinç katledilişinin 7. gününde Samandağ Karaçay Mahallesi’nde anılmak istenmişti. Anmaya Jandarma saldırısı sonrası bir çok kişiyi gözaltına almıştı.
Yaşanan olay ardından 2017 yılında açılan davanın karar duruşması 12 Kasım’da görüldü. 28 kişinin yargılandığı davada aralarında gazeteci Ali Aslan Dadük’ün de olduğu 8 kişiye 10 ay hapis cezası verildi.
Haber takibi yapmak için mezarlıkta olan gazeteci Dadük, verilen karara tepki gösterdi.
Jandarmaların kendisini “Şimdi asker şiddet uyguladı diye haber yapacaksın ha!” diyerek gözaltına aldığını belirten Dadük, “Dava dosyasına basın kartımı sunmamıza rağmen basın mensubu olduğum resmi bir şekilde bilinmesine rağmen alınan bu karar bir kez daha bu ülkedeki baskıcı yönetimin ülkeyi getirdiği son noktayı gözler önüne sermiştir.” dedi.
Gazeteci Ali Aslan Dadük’ün açıklaması şu şekilde:
“Değerli halkımız;2015 yılında Suruç’ta düzenlenen terör saldırısı sonucu hayatını kaybeden Samandağlı Okan Pirinç’in 7. gün anmasında çıkan olayları takip etmek için bir basın mensubu olarak görevimi yapmak üzere, Tomruksuyu Mahallesi’ne doğru hareket ettim.
Geldiğim sırada olaylar başlamıştı. Bende olayları fotoğraflarken bir asker yanıma gelip bana: “Şimdi asker şiddet uyguladı diye haber yapacaksın ha!” diyerek üzerime yürümüş ve ardından onunla beraber yürüyen 5-6 askerle beraber bana ters kelepçe takarak, beni gözaltına almışlardı! Açılan soruşturmanın ardından da 2017 yılında açılan dava sonucu 12.11.2021 Cuma günü sonuçlanan mahkemede 10 ay hapis cezasına çarptırıldım. 28 kişinin yargılandığı dosyada 8 kişi aynı cezaya mahkum edildi.”
“Hakim nasıl oluyor da önündeki basın kartına rağmen böyle bir karar almaktadır?”
“Dava dosyasına basın kartımı sunmamıza rağmen basın mensubu olduğum resmi bir şekilde bilinmesine rağmen alınan bu karar bir kez daha bu ülkedeki baskıcı yönetimin ülkeyi getirdiği son noktayı gözler önüne sermiştir. Bir hakim nasıl oluyor da önündeki basın kartına rağmen böyle bir karar almaktadır? Ayrıca dönemin kaymakamı beni aramış yaşananlardan dolayı üzüntü duyduğunu ifade etmiş, böyle bir şeyin bir daha yaşanmayacağını belirtmişti. Peki ya bu karar neyin nesi neye göre alınmıştır?”
“Hukuksuz yargılamalarınız karşısında geri adım atmayız”
Şunu unutmayın ki biz onurlu basın emekçileri olarak sizin verdiğiniz bu cezalar karşısında asla boyun eğmeyeceğiz! Ne Faşizminizin Zulmü, Ne Demir Parmaklıklar Ne de Bu iktidarın baskıcı politikaları bizi yıldıramaz. Halkın haber alma özgürlüğünü asla kısıtlayamazsınız! Gerekirse Hz. Hüseyin gibi Kerbela çöllerinde aç, susuz kalırız ama yine de sizin hukuksuz yargılamalarınız karşısında geri adım atmayız. Bizi öldürmeyen darbe güçlendirir… Özgür Basın Susturulamaz! Baskılar bizi yıldıramaz!”
(SiyasiHaber)