HDP Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları 8 yıl önce bugün Haziran direnişinde öldürülen Abdullah Cömert için ve ODTÜ’deki eylemlere destek vermek üzere yapılan demokratik eylemler sırasında hayatını kaybeden Ahmet Atakan’ın açılmayan davasını ve polisleri adeta koruma kalkanı olarak kullanılan 4483 sayılı Kanunu Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’e sordu.
8 yıl önce bugün 10 Eylül 2013 tarihinde, Hatay Armutlu’da Haziran direnişinde öldürülen Abdullah Cömert için ve ODTÜ’deki eylemlere destek vermek ve adalet istemek üzere yapılan demokratik eylemler sırasında Ahmet Atakan hayatını kaybetti.
Ahmet’in öldürülmesinden sonra polislerden Hatay Valisi’ne ve Adalet Bakanı’na kadar farklı açıklamalarda bulunuldu. Ahmet Atakan cinayetinin soruşturulmasının yıllarca tamamlanmamış ve davasının açılmaması nedeniyle Adalet Bakanlığına verdiğimiz soru önergeleri yanıtlanmamıştır. Maalesef Ahmet Atakan için 22 Ekim 2020 tarihinde şüpheliler hakkında soruşturma ve kamu davası açılması talebiyle Adana Bölge İdare Mahkemesine yapılan başvuru reddedildi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Adana Tülay Hatimoğulları Savcılığın tespit ettiği şüpheliler hakkında Hatay Valiliğince soruşturma izni verilmemesi ve bu karara yapılan itirazın kesin olarak reddine dair mahkeme kararları gerçeklerin yok sayılması, suçun ve suçlunun korunması olduğunu ifade etti.
Savcılığın tespit ettiği şüpheliler hakkında Hatay Valiliğince soruşturma izni verilmemesi ve bu karara yapılan itirazın kesin olarak reddine dair mahkeme kararları gerçeklerin yok sayılması, suçun ve suçlunun korunması olduğunu belirten Hatimoğulları cevaplanması istemiyle Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’e şu soruları sordu:
1. Ahmet Atakan’ın öldürülmüş olması Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma yapılmasını gerekli kılacak nitelik ve yeterlilikte bir isnat değil midir?
2. Ahmet Atakan’ın ölümüne sebebiyet veren başındaki yaralanmanın gaz fişeği ile uyumlu bir yaralanma olduğu raporlarda sabit değil midir?
3. Daha önce Jandarma Kriminal’in ‘Ne lekesi olduğu belirlenemedi’ raporuna rağmen o lekenin Ahmet Atakan’ın kanı olduğu belgelenmiştir. Gaz fişeğindeki kanın Ahmet Atakan’a ait olduğu DNA analizi ile sabit değil midir?
4. Bu durumda Ahmet Atakan’ın gaz fişeği ile vurulmasının düşerek hayatını kaybetmesine neden olduğu kanıtları olayın soruşturulmasını gerekli kılmıyor mu?
5. Gaz kullanma eğitimi alan şüpheli polislerin bu eğitimlerin dışına çıkarak BM tarafından kabul edilen “Güvenlik Güçlerinin, Ateşli Silahlar ve Güç Kullanılmasına Dair Temel İlkeler”in 9. Maddesinde yer alan koşullara ve Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu (PVSK)’nun ilgili maddelerine uymayarak hareket edilmiş olması öldürme kastının açık ifadesi değil midir?
6. Tüm bu iddialara rağmen neden soruşturma izni verilmemiştir?
7. Ahmet Atakan’ın ölümüne dair neden halen dava açılmadığı ve soruşturma izni verilmediği hakkında farklı zamanlarda tarafınıza iletmiş olduğum soru önergeleri neden cevapsız bırakılmıştır?
8. 4483 sayılı kanunun polisleri/memurları işledikleri suçlar karşısında koruma kalkanı olarak kullanılmasını engellenmek için Bakanlığınızca adımlar atılacak mıdır?