Trafik polisinin bile zırhlı araçlarla devriye gezdiği Cizre’de, her gün 23.00’te elektrikler kesiliyor, silahlar konuşmaya başlıyor. Sokaklarda geniş hendeklerin olduğu Cizre’deki durumu Radikal Muhabiri İdris Emen Cizre’de deneyimledi.
Cizre’de 2 aydır sular durulmuyor. Cizre’de polis plakasız zırhlı araçlarla gezerken, sokaklar ise, polisin saldırısını önlemek amacıyla geniş hendeklerle kapatılmış durumda.
İdris Emen Cizre’nin durumunu şöyle anlatıyor:
“Cizre’ye girdiğimizde burnumuza yoğun bir biber gazı kokusu geliyor. Kepenklerin kapalı olduğu şehirde insanlar mecbur olmadığı sürece dışarı çıkmıyor. Eczaneler ve fırınlar dışında neredeyse her yer kapalı. Kısa bir moladan sonra olayların şiddetli olduğu Cudi Mahallesi’ne gidiyoruz. Cudi Mahallesi aynı zamanda 90’larda köylerini terk edip Siirt, Eruh, Mardin ve Kızıltepe ovasından Cizre’ye göç eden on binlerce insana ev sahipliği yapıyor. Neredeyse şehrin dörtte birlik nüfusuna sahip Cudi mahallesinin sokaklarında gezerken göze ilk çarpan duvar yazıları oluyor. ‘YDG-H’, ‘Diren Kobani’, ‘Devrimin öncü gücü YDG-H’ gibi duvar yazıları ‘bölge’de hangi gücün etkili olduğunu bağıra bağıra ilan ediyor. Hemen her sokağında hendekler bulunan Cudi Mahallesi’nde ilk hendek Kobani’ye destek eylemlerinin başladığı 7 Ekim’de kazılmış.”
6 Ocak’ta 14 yaşındaki Ümit Kurt’un kalbinden vurularak öldüğü Ziraat sokağına gidiyoruz. Sokak sakinleri hendeğin kapatılması için gayri resmi bir uzlaşmanın sağlandığını savunarak, “Önce buradaki hendeğin kapatılacağı duyuruldu. Ardından hendek kapatılmaya başlandı. Ancak daha tam kapatılmadan sokağa giren bir zırhlı araç rastgele halkı taramaya başladı ve Ümit Kurt da kalbinden vurularak hayatını kaybetti” diyor. Ümit Kurt’un vurulmasından sonra hendeklerin kapatılmamasını isteyen mahalleliler, “Eğer bu hendekler kapandıktan sonra yine insanlar hayatını kaybedecekse kapanmasın. Bu hendeklerin kapanması için tarafların uzlaşması lazım” diyor.
Akşam hava karardığında Cizre’nin sokaklarına çıkıyoruz. Çok değil henüz iki ay önce insanların rahat rahat çıkıp gezdiği Cizre caddelerinde in cin adeta top oynuyor. Şehirde devriye gezen zırhlı araçlar dışında sokakta birilerine rastlamak zor. Yolda denk geldiğimiz bir vatandaş durumu, “İki ay öncesine kadar hayat normal devam ediyordu. İnsanlar geceleri rahat rahat çıkıp geziyordu. Çatışmalar başlayınca evlerden çıkmaya korkar olduk. Her an kim vurduya gidebiliriz. İşte bu yüzden sokakta kimseyi bulamazsınız” diyor. Hendeklerin kazılı olduğu ve sokak çatışmalarının yaşandığı Cudi Mahallesi’ne gidiyoruz. Saatler 23.30’u gösterdiğinde önce elektrikler kesiliyor, sonra da silahlar konuşmaya başlıyor.
Ertesi gün Cizre’deki çatışmalar hakkında bilgi almak için kaymakamlığın yolunu tutuyoruz. Yolda konuştuğumuz insanların çoğu başlarına kötü bir şey gelir endişesiyle ismini vermiyor. Öyle ki gazeteci olduğumu söylediğimde, “Aman abi fotoğrafımızı çekme, başımıza bir şey gelir” diyorlar. Kaymakamlık binasının 5’inci katında beklerken pencereden aşağı bakıyorum. Kaymakamlık binasının hemen altında bulunan karakolun bahçesinde 8 adet akrep tipi araç duruyor. Ancak hiçbirinde plaka bulunmuyor. Kaymakam danışmanları konuyla ilgili bize bilgi veremeyeceklerini belirterek röportaj teklifimizi reddediyor. Cizre sokaklarını gezerken adım başı zırhlı araçlara rastlıyoruz. Ancak hiçbirinde plaka yok. Bu durumu vatandaşa sorduğumda, “Burada polis rahat çalışmak için bütün zırhlı araçların plakasını söktü. Olay yerine giden zırhlı araçlarda plaka bulunmaması özellikle yaşanan ölümlerin aydınlatılmasını engelliyor. Bu durum insanları tedirgin ediyor. O zırhlı araçların suça karışıp karışmadığını nerden bileceğiz?” diyor.