Geçtiğimiz ay Şişli Belediyesi’ndeki çalkantılar gündeme oturmuştu. Başkan Yardımcısı Emir Sarıgül’e bağlı olan müdürlükleri kendisine bağlamasıyla başlayan kriz, belediye meclisinin büyük çoğunluğunun Emir Sarıgül’ün yanında yer alması ile İnönü’nün geri adım atmasına neden olmuştu. 10 günlük rapor alarak ABD’ye uçan İnönü yerine Emir Sarıgül’ü vekil olarak bırakmış, Meclis toplantısına da katılmamıştı. Yapılan görüşmelerle birlikte Emir Sarıgül’den alınan müdürlükler geri iade edilmişti ve o akşam şu açıklama yapılmıştı: “Şişli Belediyesi’nde yapılan görev değişiklikleri, diğer her kurumda da olacağı üzere doğaldır. Yapılan değişiklikler belediyemizin halkımıza daha iyi hizmet vermesi için atılmış adımdır. 30 Mart 2014 günü göreve geldiğimizde başkanvekili ve koordinatör başkan yardımcısı olarak yetkilendirilen Emir Sarıgül, halen Kültür Sanat, Sosyal İşler, Dış İlişkiler, Özel Kalem ve Basın Yayın Müdürlüklerimizden sorumludur. Kendisiyle birlikte kararlı, verimli ve uyumlu bir çalışma birliği sergiliyoruz…”
Alman Yeşiller Partisi Milletvekili Özcan Mutlu’nun daveti üzerine Berlin’e giden Hayri İnönü, Türkiye dönüşünde Hürriyet’ten Gülden Aydın’a Şişli Belediyesi’nde istifaya zorlanması ile ilgili açıklamalarda bulundu:
Belediyede sıkıntıda olduğunuz, istifaya zorlandığınız iddiaları doğru mu?
İNÖNÜ: O konuya çok girmeyeyim. Biraz ufak sıkıntı var ama halledilecek her halde.
Yardımcınız Emir Sarıgül, danışmalarınızı sizden habersiz görevden almış. Hatta birinin burnu kırılmış, on gün rapor almış.
İNÖNÜ: Bu tür ufak tefek şeyler oldu ama şu anda ortalık sakin. Evet, daha önce oldu o tür şeyler…
İstifa edeceğiniz, yerinize Mustafa Sarıgül’ün basın danışmanı ve belediye meclis üyesi Tonguç Çoban’ın geçeceğini, Emir Sarıgül’ün yardımcılığa devam edeceği söyleniyor…
İNÖNÜ: Evet, öyle bir dedikodu ben de duydum.
Mustafa Sarıgül’ün Berlin’e peşinizden gittiği ve sizi istifaya zorladığı iddiaları var.
İNÖNÜ: Yok yok… Neden böyle bir haber çıktı, bilmiyorum. Böyle bir şey konuşulmadı orada. Öyle bir gerilim ortamı yok aramızda şu anda.
Geçen ay ABD’ye gitmeden önce Emir Sarıgül’den vahim bir telefon aldığınız söyleniyor. Oldu mu böyle bir şey?
İNÖNÜ: İngilizce’de bir şey vardır: I won’t confirm or deny it. (Ne doğruluyorum ne de yalanlıyorum.) Anlatabiliyor muyum, ne demek istediğimi? Yani ne kabul ederim ne de hayır derim.
Emir Sarıgül’le sorunlarınız var mı?
İNÖNÜ: Direkt herhangi bir sorunum yok, yani yüz yüze geldiğimizde…
Seçip getirdiğiniz personelinizin sorunu var mı?
İNÖNÜ: Kastettiğiniz personelin birçoğu zaten ayrıldı, istifa etti. Son olarak (Ressef) Malkoç’un işten alındığı doğru. Benim haberim sonradan oldu.
Bundan sonrası için ne yapacaksınız?
İNÖNÜ: Şu an yerimdeyim, belediye başkanıyım ve herhangi bir sıkıntım, ayrılmakla ilgili bir düşüncem yok.
Emir Sarıgül’ün işten çıkardığı personelinizi alacak mısınız yeniden?
İNÖNÜ: Zamanı gelince alacağım, evet…
Şimdilik bir uzlaşı ve sükunet döneminde olduğunuz anlaşılıyor….
İNÖNÜ: Evet. Ufak tefek bir şeyler oluyor ama şu anda direkt bir sıkıntı yok. Kişisel bazda ne Mustafa Sarıgül ne de Emir Sarıgül’le bir sıkıntım yok. Normal bir düzeyde gidiyor. Zaten ben kavgacı bir insan değilim. Yapım buna müsait değil. Ben her şeyden önce CHP’yi düşünmek zorundayım. CHP’liyim ve CHP’li kalacağım. Partim benim için belediye başkanlığımdan daha önemli. Bu nedenle partimden gelecek işareti veya desteği doğrultusunda hareket edeceğim.
Sarıgül’le Berlin’de bunları konuşmuş olabilir misiniz?
İNÖNÜ: Sarıgül’le kavga ortamında değiliz. Normal, medeni, rahatız.
Emir Sarıgül’ün sizi tehdit ettiği iddiaları için ne diyorsunuz?
İNÖNÜ: Emir bana bir saygısızlık yapmadı. Bana bire bir tehdit gelmedi. Emir bana hiçbir zaman tehditvari bir konuşma yapmadı.
ABD’ye gidiş nedeninizle ilgisi yok mu?
İNÖNÜ: Zaten ileri tarihte gidecektim fakat olaylardan sonra kafamı dinlemek için, biraz da ortalık rahatlasın diye gittim. Bir hafta kalıp döndüm.
Herhangi bir tehdit yok, diyorsunuz.
İNÖNÜ: Şu anda bir tehdit söz konusu değil.
Ama o dönemde olmuş muydu?
İNÖNÜ: O dönemde bu tarz bir şeyler olmuştu ama o kadarına girmeyeyim. Şu an sakin bir ortam. Tekrar gerginleşmesini istemiyorum.
Bir konsensüse vardınız?
İNÖNÜ: Konsensüs demeyelim de sakin bir ortam var…
Ateşkes mi var?
İNÖNÜ: (Gülüyor) Ben demedim, siz dediniz.