HDP, EMEP, SYKP, HALKEVLERİ ve Sol Partisi Kocaeli il örgütleri, yarın görülecek Gezi parkı davasının karar duruşması öncesi bir dayanışma mesajı yayılmadı. Açıklamada, ‘’Gezi, bu memleketin eşitlik, özgürlük ve adalet umududur’’ ifadeleri yer aldı.
SiyasiHaber
Halkların Demokratik Partisi(HDP), Emek Partisi(EMEP), Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi(SYKP), HALKEVLERİ ve Sol Parti Kocaeli il örgütlerinin, yarın görülecek Gezi parkı davasının karar duruşması öncesi bir dayanışma mesajı yayınladı. Açıklamada, ‘Gezi'yi sonuna kadar savunmak borcumuzdur. Geziyi savunduk, savunacağız. 18 Şubat'ta günü yüreğimiz de aklımızda Silivri de dostlarımızla, çünkü hepimiz oradaydık, hepimiz Gezi’deydik. Çünkü o günlerde de hep birlikte söylediğimiz gibi “Her yer Gezi Her Yer Direniş”. ifadeleri yer aldı.
Açıklamanın tamamı:
Gezi, bu memleketin eşitlik, özgürlük ve adalet umududur. Gezi'nin tanığı da milyonlarca yurttaştır. Silivri’de görülecek Gezi davası için hazırlanan iddianame, Gezi'de yer alan, sözünü sakınmayan, kendi kaderine sahip çıkan milyonlarca insanın aklına ve iradesine de saygısızlıktır. Ülkemizin toplum, kent ve demokrasi tarihinin en parlak ve onurlu sayfalarından biri olan ve anayasal, demokratik bir hak kullanımı olan Gezi Direnişi suç gibi gösterilmeye çalışılmaktadır. Bu ülkede kurgu davalarla defalarca karşılaştık. Herkes gerçeği biliyordu, yargı ise kararlarıyla şaşırtıyordu. Aklımız, mantığımız, izanımız defalarca sınandı. Zamanında bu davaları haklı bulanlar, yıllar sonra çıkıp "kandırıldık" dediler. Üstelik bunu, bir mensubu olmadıkları yargı adına söylediler. Bu kandırılma, uydurulmuş delillerle, tanıklarla ve kurguyla sanık sandalyesine oturtulanların yaşam haklarının ihlaline sebep oldu. İstanbul’da dostlarımız, arkadaşlarımız, yoldaşlarımız şimdi aynı senaryoyu yeniden yaşıyor. Akıl sağlığı yerinde olmayan bir tanığın, nereden geldiği belli olmayan ve tehdit de sayılamayacak olan bir adet gaz maskesinin, bir masanın, iki sandalyenin etrafında dönen yüzlerce sayfalık bir iddianameyle Gezi yargılanıyor.
İddianamede geçen isimler nezdinde, demokratik haklarını kullanmak için sokağa çıkan milyonlarca insan yani bizler de yargılanıyoruz. Gezi bir kalkışma, bir darbe girişimi gibi değerlendirilemez, aynı cümle içinde bile anılamaz. Çünkü Gezi, her bir yurttaşın tamamen kendi iradesiyle, kendi itirazını alıp geldiği, sözünü söyleyebildiği, taleplerini sıralayabildiği, kendi haklarını savunduğu, eşitlikçi, özgürlükçü ve paylaşımcı bir şenliktir. Baskıdan, yalandan, adaletsizlikten, liyakatsizlikten, hak ihlallerinden bunalmış insanların sözünü söyleme şeklidir. Halkın itiraz hakkı demokrasinin bir parçasıdır, demokrasi bir bütündür ve bölünemez. Gezi'nin tanığı da milyonlarca yurttaştır.
Gezi Davası, Ali İsmail Korkmaz'a son tekmeyi atan polis Mevlüt Saldoğan'ın mağdur sıfatıyla katılımını kabul ederek, akıl sağlığının yerinde olmadığını kendisi de kabul etmiş olan tanığın sesli ve görüntülü ifadesini avukatlardan sakınarak, bu tanığı hayati tehlikesi var diye yüksek güvenlikli duruşma salonuna dahi getirtmemek suretiyle yargının bir parçası olan savunma avukatlarını zan altında bırakarak, yargılananların ve savunma avukatlarının tanığa soru sorma hakkını ihlal ederek, reddi heyet talebini hiçe sayarak ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarını da tanımayarak, sadece hukukla değil, vicdanla, akılla ve mantıkla da ilişkisi olmadığını ispatlanmıştır. Türkiye'nin en önemli 12 barosunun da ortak açıklamalarında belirttiği gibi; Adil yargılanma hakkı ihlal ediliyor ve savunma hakkı kısıtlanıyor. Gezi, hiçbir iddianamenin, hiç bir yalanın kirletemeyeceği kadar büyük bir toplumsal gerçekliktir. Gerçekliğinin şahidi boldur. Gerçekliğinin şahidi milyonlarlardır.
Dostlarımız, arkadaşlarımız, yoldaşlarımız İstanbul’da, bizler burada Kocaeli’de, Gezi Parkı’ndaki ağaçların kesildiği ve çadırlarımızın yakıldığı günlerdeki tepkimizin de, gencecik çocuklarımıza kıyan polis şiddetinden hesap soran tutumumuzun da, parklarda, meydanlarda, sokaklarda özgürlük, demokrasi ve insanca yaşam talep eden milyonların taleplerinin de kararlılıkla arkasında durmaya devam edeceğiz. Polisiyle, yargısıyla, medyasıyla hakikati baskılayıp tarihi yeniden yazmaya çalışanlara inat, gerçekleri haykırmaya devam edeceğiz.
Çünkü biliyoruz ki, bu ülkeye bir gün demokrasi gelecekse, gücünü Gezi’nin eşitlikçi, özgürlükçü ve barışçıl birlikteliğinden alacaktır. Milyonları da yargılasanız, bu gerçeği yok edemeyeceksiniz. Gezi Direnişi’ni suçla, terörle, darbeyle, kalkışmayla anılan bir eyleme dönüştürmenize asla izin vermeyeceğiz. Bu yargılama, Fettuhlahçı yöntemlerle hazırlanan dosyaları hatırlatmaktadır. Bir suçlu aranıyorsa, Berkin Elvan, Ethem Sarısülük, Abdullah Cömert, Ali İsmail Korkmaz, Mehmet Ayvalıtaş, Medeni Yıldırım’ın, Hasan Ferit Gedik’in ve Ahmet Atakan'ın ölümünde aranmalıdır. Bu davada adı bile geçmeyen bu canlarımıza, Gezi'yi sonuna kadar savunmak borcumuzdur. Geziyi savunduk, savunacağız. 18 Şubat'ta günü yüreğimiz de aklımızda Silivri de dostlarımızla, çünkü hepimiz oradaydık, hepimiz Gezi’deydik. Çünkü o günlerde de hep birlikte söylediğimiz gibi “Her yer Gezi Her Yer Direniş”.
HDP Kocaeli İl Örgütü
EMEP Kocaeli İl Örgütü
SOL PARTİ Kocaeli İl Örgütü
SYKP Kocaeli İl Örgütü
HALKEVLERİ Kocaeli Şubesi