Türkiye’de Ekim ayı, gazetecilere yönelik saldırılar, tehditler ve yargı baskısının arttığı bir dönem olarak kayda geçti. Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği’nin (MLSA) yayımladığı “Ekim 2025 İfade Özgürlüğü Gündemi” raporuna göre, ay boyunca en az sekiz gazeteci gözaltına alındı, saldırıya uğradı ya da haklarında yeni soruşturmalar başlatıldı.
Gazeteci Hakan Tosun saldırı sonrası yaşamını yitirdi
10 Ekim’de İstanbul’da uğradığı saldırı sonucu ağır yaralanan gazeteci Hakan Tosun, üç gün süren yoğun bakım tedavisinin ardından yaşamını yitirdi. Tosun’un cenazesinde yüzlerce kişi, Nurtepe Metro’dan cemevine yürüyerek gazeteciye veda etti. Tosun’un ölümünün ardından cinayeti araştıran Halk TV muhabiri Umut Taştan da tehdit edildi.
Aynı hafta Sözcü Gazetesi Elazığ Temsilcisi Evren Demirdaş üç kişinin saldırısına uğrarken, gazeteci Rabia Önver aldığı ölüm tehditleri nedeniyle İnsan Hakları Derneği’ne başvurdu. Şule Aydın, Murat Ağırel ve Timur Soykan ise motosikletli kişilerce tehdit edildi.
Gözaltılar, soruşturmalar ve cezalar artıyor
Ekim ayı boyunca en az sekiz gazeteci hakkında gözaltı, saldırı, tehdit, dava veya soruşturma haberi gündeme geldi.
TELE1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ, “casusluk” suçlamasıyla tutuklandı; ardından kanala kayyum atandı. TELE1 çalışanları ay sonunda topluca istifa etti. Aynı dönemde RTÜK, TELE1, Halk TV ve SZC TV’ye yüzde 3’er para cezası verdi.
İhlas Haber Ajansı muhabiri Sebahattin Yum, “Valiye şemsiye var, gazilere yok” haberi nedeniyle gözaltına alınırken; Ajansa Welat muhabiri Roni Rubar İmen ihbar gerekçesiyle gözaltına alındıktan sonra serbest bırakıldı. Gazete Patika muhabiri Hıdır Yıldız ise Cumhuriyet kutlamalarını takip ederken gözaltına alındı ve telefonuna el konuldu.
Gazeteci Fatih Altaylı, 104 gündür tutuklu bulunduğu davada hâkim karşısına çıktı; mahkeme tutukluluğunun devamına karar verdi.
Mezopotamya Ajansı muhabiri Mehmet Aslan hakkında “örgüt üyeliği” iddiasıyla yeni bir soruşturma açılırken, ajans muhabiri Abdurrahman Gök hakkında da gizli tanık beyanına dayanarak dava açıldı.
Gazeteci Aslıhan Gençay hakkında “Falyalı kasetleri” haberleri nedeniyle hem dava hem soruşturma başlatıldı.
Gazeteci Mehmet Murat Yıldırım hakkında ise sosyal medya paylaşımları nedeniyle “Cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla soruşturma açıldı.
Mahkemelerde yoğun gündem: En az 25 duruşma izlendi
Ekim ayında Türkiye genelinde ifade özgürlüğü davaları kapsamında en az 25 duruşma izlendi; 41 gazeteci hâkim karşısına çıktı. Üç dosyada karar açıklandı: biri beraat, ikisi mahkûmiyetle sonuçlandı.
Rapor, Diyarbakır’dan İstanbul’a, Ankara’dan Bitlis’e kadar birçok kentte süren davalara yer verdi.
Bazı dikkat çeken gelişmeler şöyle:
Nurcan Yalçın davası, açık soruşturmanın akıbeti beklenerek ertelendi.
Yıldız Tar HDK davasında, gazetecinin savunması sırasında mahkeme başkanının sözünü kesmesi tepki çekti.
JINNEWS Haber Müdürü Öznur Değer, “örgüt propagandası” suçlamasından 3 yıl 4 ay 15 gün hapis cezası aldı.
BirGün Gazetesi yöneticileri, haber nedeniyle hapis ve para cezasına çarptırıldı.
Ercüment Akdeniz, 243 gün tutuklu kaldıktan sonra ikinci duruşmada tahliye edildi.
AİHM ve AYM’den ifade özgürlüğü kararları
Ekim ayında yüksek yargıdan önemli kararlar çıktı.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), depremzede gazeteci Burcu Özkaya Günaydın hakkında verilen propaganda cezasında hak ihlali kararı verdi.
Anayasa Mahkemesi (AYM), tutuklu gazeteciler Nedim Türfent ve Neşe İdil davalarında da ifade özgürlüğü ihlali tespit etti.
Ayrıca AYM, Basın İlan Kurumu’nun ilan kesme yetkisini iptal ederek basın özgürlüğü açısından önemli bir adım attı.
İfade özgürlüğü endişeleri derinleşiyor
MLSA’nın raporu, Ekim ayında gazetecilere yönelik saldırıların ve yargı baskısının arttığını, yargılamaların büyük bölümünde ifade özgürlüğü sınırlarının daraldığını ortaya koyuyor.
TELE1’e kayyum atanması, RTÜK cezaları ve gazetecilere yönelik tehditler, Türkiye’de basın özgürlüğünün geldiği noktaya dair ciddi endişeleri bir kez daha gündeme getirdi.
