Ağırlıklı olarak kadın işçilerin çalıştığı ve emek yoğun sektörler arasında Türkiye’nin en büyük istihdam alanlarından biri olan tekstil ve hazır giyim sektöründe, artan maliyetler gerekçe gösterilerek yüzbinlerce işçi işsiz kaldı. Tekstil işverenleri fabrikalarını Mısır, Bengladeş gibi ucuz işgücünün olduğu ülkelere taşıdı.
2022-2024 yılları arasında 145 bin işçi işten çıkarılırken, yüzlerce şirket konkordato ilan etti.
2022 yılında 1 milyon 225 bin kişiye istihdam sağlayan sektör, 2025’in ilk çeyreği itibarıyla yaklaşık 300 bin kişiyi işsiz bıraktı.
“Krizin Bedelini İşçi Ödüyor”
İşçilerin, haksızlığa karşı gelmesinin, örgütlenmesinin, sendikalaşmasının önünün kesildiği sektörde işveren, işçilerin tazminatlarının az bir kısmını ödeyerek, işçileri anlaşmalı çıkışa zorluyor. Kabul etmeyen işçileri ahlaksız kodlarla işten atıyor. Son 1 yılda Antep, Urfa, Adıyaman, Malatya, Maraş, Mardin, Batman, Van’da on binlerce işçi ahlaksız kodlarla tazminatsız işten atıldı. Yine on binlerce işçi aynı şekilde ücretsiz izne gönderildi. Fabrikaların büyük bir çoğunluğunda uzunca bir süredir ücretler geç ödeniyor. İflas gösteren veya konkordato ilan eden fabrikaların işçileri ise içerideki alacaklarını almak için muhatap bile bulamıyor.
İşçilerin ücretlerinden yapılan kesintilere işveren payı da eklenerek biriken ve İŞKUR bünyesinde toplanan işsizlik fonunun amacı işsiz kalan işçilerin desteklenmesi iken, bu fon amacı dışında kullanılıyor. İşsiz kalan işçilerin büyük çoğunluğunun yararlanamadığı işsizlik fonundaki kaynaklar çeşitli adlar altında patronlara teşvik olarak aktarılıyor.
Yaşanan krizin asıl mağdurlarının işçiler olduğunu vurgulayan Birleşik Tekstil Dokuma ve Deri İşçileri Sendikası (BİRTEK-SEN) Genel Başkanı Mehmet Türkmen, “Küçülme olabilir, zarar eden firma kapanabilir ama bu, işçinin tazminat hakkını yok saymak anlamına gelemez. İşçiler baskı ve tehditlerle imza atmaya zorlanıyor,” dedi.
Tekstil İşçileri Sendikası İstanbul Şube Başkanı Asalettin Arslanoğlu ise, sektörde küçülmenin derinleştiğini, çalışanların alternatif iş bulma şansının da giderek azaldığını vurguladı. Arslanoğlu’na göre, sendikalı işyerleriyle sendikasızlar arasındaki uçurum büyürken, Çalışma Bakanlığı bu konuda yasal sorumluluğunu yerine getirmiyor.
“İş hukuku, bir sektördeki en yüksek sözleşmenin tüm sektörde uygulanabileceğini söylüyor ama bu uygulanmıyor,” diyen Arslanoğlu, işverenlerin sendikal örgütlenmeden kaçmak için her yolu denediğini belirtti. “İktidar bu sektöre hâlâ bez, çaput muamelesi yapıyor,” diyerek hükümetin yaklaşımını eleştirdi.
BİRTEK-SEN hazırladığı Tekstil Raporu’nda Tekstil İşverenlerinin devletten yeterli desteği aldığını iddia ediyor ve işçilerin taleplerini şu şekilde sıralıyor;
- Kıdem tazminatını güvence altına alan yasal bir düzenleme derhal yapılmalıdır. Özellikle tekstil işkolunda tazminat hakkı neredeyse fiilen ortadan kalkmış durumdadır. Özellikle son birkaç yıldır tekstilde yaşanan daralmayı da fırsata çeviren patronlar işçilerin tazminat hakkını büyük oranda gasp etmiş durumdalar. Bu konuda derhal yasal düzenleme yapılmalı; işçi hangi gerekçeyle işten atılırsa atılsın, kıdem ve ihbar tazminatının aynı gün ödenmesini güvence altına alan bir yasal düzenleme acilen yapılmalıdır.
- İşsizlik fonunun patronlara yağmalatılmasına derhal son verilmeli, fon sadece işsizler için kullanılmalı ve bütün işsizlerin iş bulana kadar yararlanacağı, şekilde yeni bir düzenleme yapılmalıdır. İşsizlik Fonundan bugüne kadar patronlara teşvik adı altında aktarılan bütün kaynaklar faiziyle tahsil edilip tekrar fona aktarılmalı ve fonun amacı dışında kullanımına derhal son verilmelidir.
- İşçilerin sektördeki düşük ücret ve insanlık dışı çalışma koşullarına karşı sendikal örgütlenmesinin önündeki engeller kaldırılmalıdır. İşçilerin sendika seçme hakkı, grev hakkı gerçekten tanınmalı, işkolu barajı ve yetki itirazı gibi anti-demokratik engeller kaldırılmalı ve hukuksuz eylem ve grev yasaklarına son verilmelidir.
- İşçiler üzerinde büyük bir tehdit ve işkence aracına dönüşen, işçilerin tazminatsız atılmasını düzenleyen ahlaksız kodlar tamamen kaldırılmalıdır. Sendikal nedenle işten atma başta olmak üzere, haksız nedenle işten atmalar yasaklanmalı, gerçek bir iş güvencesi için yasal düzenleme yapılmalıdır.