İstanbul Yedikule Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim Araştırma Hastanesinde; sağlıkçılar şiddete karşı yürüdüler. Dün Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesinde yaşanan şiddeti kınayarak “Yetkililere sormak istiyoruz; bizler saldırılardan korunmak için başımıza miğfer geçirip çelik yelek mi giyelim? denildi.
SiyasiHaber
Keçiören Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde, sağlık çalışanları hasta yakınlarının saldırısına karşı kendilerini odaya kapatarak kurdukları barikatla korumaya çalıştı. Bunun üzerine İstanbul Yedikule Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim Araştırma Hastanesinde; sağlıkçılar şiddete karşı yürüyüp yaşananları kınadılar.
‘Başımıza miğfer geçirip çelik yelek mi giyelim?’
“Yetkililere sormak istiyoruz; bizler saldırılardan korunmak için başımıza miğfer geçirip çelik yelek mi giyelim? Bir canı daha hayatta tutmak için canhıraş çalıştığımız ortamlarda silahın ne işi vardır?
Eli silahlı çetelerin sağlık kuruluşlarına bu kadar kolay girmesi, bu terörü estirmesinin arkasında yatan neden başta kamu otoritesi olmak üzere toplumun silahlanmanın normal bir olgu gibi görmesini sosyal bir sorun olarak ele almayan anlayıştır. Dün Ankara Keçiören eğitim ve araştırma hastanesinde yaşananlar bütün bunlardan bağımsız değildir. Silaha ulaşmanın kolaylaştırıldığı ülkede şahısların o silahı evinin vitrininde saklamayacağını ve bir gün mutlaka toplumun huzurunu bozmak üzere o silahı eline alacağını öngörmemek bu kadar zor olmamalıdır.”
“Şiddetin kanıksanmasını, normalleştirilmesini kabul etmiyoruz”
“Çocuklarımıza pandemi şartlarında doya doya sarılmadan her nöbete gittiğimizde şifa vermek için çabaladığımız insanlar tarafından iş yerimizde ve hiçbir yerde şiddete uğramayı, öldürülmeyi kabul etmiyoruz. Sağlık kurumlarında şiddetin kanıksanmasını, normalleştirilmesini kabul etmiyoruz. Sağlığı korumak, hayat vermek üzere kurulmuş bir mesleğin mensuplarının şiddete uğramasını, öldürülmesini kabul etmiyoruz. “
“Uygulamaya sokulmayan etkili sağlıkta şiddet yasası”
“Uzun uğraşlara ve mücadelelere rağmen bir türlü çıkarılıp uygulamaya sokulmayan etkili sağlıkta şiddet yasası nedeniyle sağlık emekçileri şiddetin her türlüsüne maruz kalmaya devam ediyor. Sağlık hizmeti sunumunda yaşanan sorunların kaynağı 2003 yılından itibaren uygulanmaya çalışılan sağlıkta dönüşüm programı ve sağlık alanında uygulanan yanlış politikalardır. Sağlıkta dönüşüm programı ve yanlış politikalar, sağlık alanındaki sorunları kalıcı hale getirmiştir. Sağlık hizmet sunumunun her kademesinde çalışan biz emekçiler olarak belirtiyoruz ki, çözülmesi beklenen en acil sorunumuz sağlık alanında yaşanan şiddettir. “
“Siyasi iktidar caydırıcı önlemler almaktan ve adımlar atmaktan kaçındıkları için şiddetin önü alınamıyor”
Sağlık emekçilerinin mesleklerinin itibarsızlaştırıldığı, emeğimizin değersizleştirildiği, iş güvencesinin yok edildiği, çalışma haklarımızın keyfi bir şekilde ellerimizden alındığı, pandemi gibi olağanüstü bir dönemde, insanüstü bir çaba ile görev yapan biz sağlık emekçileri, her an şiddet tehdidi altında görevimizi yapmak zorunda kalıyoruz. Bir saatte yaklaşık iki, günde ise ortalama kırk sağlıkçı fiziksel veya sözlü saldırıya maruz kalmaktadır. Şiddete uğrayan sağlıkçıların kimi psikolojik olarak yıpranıyor, kimi yaralanıyor kimisi ise hayatını kaybediyor. Saldırganlar ise mahkemelerden çok az cezalar alıyor ve çoğu zaman serbest bırakılıyor. Siyasi iktidar ve idareciler ise caydırıcı önlemler almaktan ve adımlar atmaktan kaçındıkları için şiddetin önü alınamıyor yaşanan bu olay ne ilktir ne de son olacaktır.