Close Menu
Siyasi HaberSiyasi Haber

    Subscribe to Updates

    Get the latest creative news from FooBar about art, design and business.

    What's Hot

    Köln’de “AbdullahÖcalan’a Özgürlük” mitingi yapıldı

    9 Kasım 2025

    Gazeteci Ferhat Tepe’nin babası, adalet arayışının simgesi İshak Tepe yaşamını yitirdi

    9 Kasım 2025

    Kadınlardan 25 Kasım çağrısı: “Kaybedilen kadınlara ne oldu diye sormaya devam edeceğiz”

    9 Kasım 2025
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    • Güncel
      • Ekonomi
      • Politika
      • Dış Haberler
        • Ortadoğu
        • Dünya
      • Emek
      • Kadın
      • LGBTİ+
      • Gençlik
      • Ekoloji ve Kent
      • Haklar ve özgürlükler
        • Halklar ve İnançlar
        • Göçmen
        • Çocuk
        • Engelli Hakları
      • Yaşam
        • Eğitim
        • Sağlık
        • Kültür Sanat
        • Bilim Teknoloji
    • Yazılar

      Erkek / devlet şiddeti ve kadın tutsaklar

      8 Kasım 2025

      Osmanlı’dan Cumhuriyet’e yasaklanan Alevilik kitapları

      8 Kasım 2025

      Her şey o kadar da kötü değil!

      7 Kasım 2025

      Kuyu Tipi Hapishaneler: Tecrit ve direniş

      6 Kasım 2025

      Romanes: Cadı dilinden direniş diline

      5 Kasım 2025
    • Seçtiklerimiz

      Ekim Devrimi 108 yaşında: Geçmişin harabesinden geleceğe yol yapmak

      7 Kasım 2025

      “New York, New York”

      6 Kasım 2025

      Sudan savaşı, Çinli Wing Loong’a karşı Bayraktar ve savaş ağaları

      3 Kasım 2025

      Trump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı?

      2 Kasım 2025

      Motokuryelerin ekim isyanı

      28 Ekim 2025
    • Röportaj/Söyleşiler

      Ali Coşkun: İşçi sınıfı üretimden gelen gücüyle toplumsal barışın en güçlü dayanağıdır

      29 Ekim 2025

      Altan Açıkdilli: “Canımı çekiştiriyor yine canım”

      28 Ekim 2025

      DSİP’ten Şenol Karakaş: Ne barış süreci demokrasinin gelişmesine ne de demokratik adımlar barış sürecinin nihayete ulaşmasına ertelenebilir

      27 Ekim 2025

      Ilan Pappe: Filistinliler hâlâ etnik temizlik ve soykırımla karşı karşıya

      16 Ekim 2025

      ‘Kadıköy Kültür Evi hem nefes aldığımız hem de birlikte söz kurduğumuz bir yer’

      10 Ekim 2025
    • Dosyalar
      • “Süreç” ve Sol
      • 30 Mart Kızıldere Direnişi
      • 8 Mart Dünya Kadınlar Günü 2022
      • AKP-MHP iktidar blokunun Kürt politikası
      • Cumhurbaşkanlığı Seçimleri
      • Ekim Devrimi 103 yaşında!
      • Endüstri 4.0 üzerine yazılar
      • HDK-HDP Tartışmaları
      • Kaypakkaya’nın tarihsel mirası
      • Ölümünün 69. yılında Josef Stalin
      • Mustafa Kahya’nın anısına
    • Çeviriler
    • Arşiv
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    Anasayfa » Ogün Samast Görüntüsünün Hatırlattıkları

    Ogün Samast Görüntüsünün Hatırlattıkları

    Siyasi Haber9 Eylül 2016
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn WhatsApp Reddit Tumblr Email
    Share
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    SEÇTİKLERİMİZ – KADİR AKIN Bianet’e yazdı – Devletin bütün kademelerinin gözü önünde işlenen, dahası işlensin diye elden gelenin yapıldığı ve delilleri yok etmek için üzerinde anlaşılan, yakaladıkları katille fotoğraf çektirme yarışına girilen, “aslanım” diye sırtı sıvazlanan kaç katil, kaç siyasi cinayet biliniyor?

    KADİR AKIN


    Aslında Hrant Dink’in katili Ogün Samast’ın ilk görüntülerini, yakalanıp götürüldüğü Samsun Emniyet Müdürlüğü’nün altındaki çay ocağında çekilmiş fotoğrafta görmüştük. Samast kendinden emin rahat tavrıyla iki elinin arasında gerdiği bir Türk bayrağı tutuyordu. O dönem bunun üzerinde durulmadı değil, duruldu, ama davanın seyri içinde devletin izine her uğrakta o kadar çok rastlandı ki, Samsun Emniyeti’nin çay ocağında çekilmiş o fotoğraf zihinlerin gerisinde kaldı. Kuşkusuz o görüntü, bu devletin aklını ve “devamlılığını” bilenler için bugün olduğu gibi o gün de şaşırtıcı bulunmamıştı.


    Yine de o fotoğrafın çekildiği sırada ve sonrasında çekilmiş görüntüleri dokuz yıl sonra izlemek, yapılan konuşmaları duymak, o çay ocağında ne olduğunu bilen ve tahmin edenler için bile can sıkıntısı oluşturuyor. Her türlü kötülük ve melanet “FETÖ”den bilinmeseydi belki biz de şimdi deşifre edilmiş bu görüntülere ulaşamayacaktık! Ne çay ocağında çekilmiş görüntülere, ne de Hrant’ın öldürüldüğü gün orada bulunan sayıları altıya varan jandarma istihbaratçılarının görüntülerine.


    Aslında Hrant Dink davasına, davanın seyrine, dava sırasında ortaya saçılanlara bakıldığında tümüyle konjonktüre bağlı olarak sıçramalı bir seyir izlediği görülüyor. Önce Ergenekon, şimdi de Cemaat operasyonları ve tutuklamaları bu davanın gelişimini önemli ölçüde etkiledi diyebiliriz. Yoksa bu soruşturma da başka benzerleri gibi çoktan “öfkeli bir genç” hezeyanı olarak tozlu raflardaki yerini alabilirdi. Ama almadı ve biraz da iktidar bloğu içindeki tepişmenin sonucu Hrant davası dokuz yıl sonra yeni tutuklamalar ve yeni görüntülerle aktüalitesini koruyor.


    Hrant Dink davasına dair, bu görüntüler üzerinden karşılaştırmalı örnekler vererek, siyasi cinayetler tarihine dalarak derin analizler yapanlar ise bir şeyi unutuyorlar. Hrant öldürülmeden önce Genelkurmay’dan İstanbul Valiliği’ne kadar devletin kurumlarınca “ayağını denk alması konusunda” uyarılmış, yaygın medyada hedef haline zaten getirilmişti. Dolayısıyla yukarıdan aşağı devletin bütün kademelerinin gözü önünde işlenen, dahası işlensin diye elden gelenin yapıldığı ve delilleri yok etmek için üzerinde hep birlikte anlaşılan, yakaladıkları katille fotoğraf çektirme yarışına girilen ve “aslanım, koçum, kahramanım” diye sırtı sıvazlanan kaç katil, kaç siyasi cinayet biliniyor? Çok bulunabileceğini sanmıyorum.


    Bu nedenle Hrant Dink davasını yakın dönemin kimi siyasi cinayetleri ile karşılaştırmak, benzerlik aramaya çalışmak, yüzleşilmesi gereken bir gerçeklikten bir kez daha kaçmak ve bütün olan biteni hafife almak anlamına geliyor. İlle de bir benzerlik arayanlar ise bunu ancak Malatya Zirve Yayınevi katliamında ya da Rahip Santora davasında bulabileceklerini biliyorlar elbette.


    “Gavur” kültürü ile şekillenmiş zihinler


    Toplumun büyük bölümünü saran “gavur” düşmanlığını, bu toprakları koruyabilmek ve savunabilmek adına “Yedi düvele karşı verilen ve hala da sürdürülen savaş”tan ayrı ele alabilmek olanaklı değildir. Toplumun her milliyetçi kalkışmasında akla gelen ajitasyon Ermenilere ve Müslüman olmayanlara duyulan nefretle kendisini açığa vuruyorsa burada ciddi bir travma, sağaltılması gereken bir hastalık vardır.


    Gayrimüslimlerden arındırılmış Anadolu’da yeni bir devlet kurulurken hemen her şey Türkleşme ve İslamlaşma ekseninde geliştirildi. Kimi zaman Türk vurgusu öne geçirildi kim zaman da İslam. O “arınmanın” nasıl ve hangi yöntemlerle yapıldığı, yapanların yapılanların gerekli ve kaçınılmaz olduğuna inandıkları için de yok sayıldı. Ya da onlar, o yapılanları hak etmişlerdi zaten!


    Bu yüzden demokrasi adına hiçbir şey yerli yerine oturmuyor bu topraklarda. Demokrasi adına konuşanlar bile işin esasını değil de kimi şekillerini konuşarak yol alıyorlar. Daha dün 6-7 Eylül’ü geride bıraktık. Atatürk’ün Selanik’teki evini bombalayarak büyük bir provokasyon yaratan Oktay Engin daha sonra Nevşehir valisi olmadı mı? Orgeneral rütbesiyle özel harp daire başkanlığı yapan Sabri Yirmibeşoğlu’nun 6-7 Eylül için “Mükemmel bir özel harp harekâtıydı, amacına da ulaştı” sözlerine “halkı kin ve nefret duyguları yaratarak birbirine düşürmek”ten soruşturma açıldığını da hiç duymadık. Duyamazdık da zaten. Kimbilir o kusursuz ve “mükemmel” harekât sonrası nasıl da taltif edilmiştir? Aslında yıllarca kurnaz biçimde anlatılan, savunulan ırkçı Türk milliyetçiliği her uğrakta beslenip büyütüldü. Zihinlerinin böyle şekillendiği devlet mekanizması içinde görev yapanlar için vatan mevzu bahis oldu mu, “bölünme tehlikesi” retoriği ile karşılaşıldı mı, dün ne yapıldıysa aynısı yapılmaktan geri durulmadı.


    O yüzden tarihimizde kara bir leke gibi duran ve insanlığa karşı işlemiş suçların başında gelen Ermeni, Rum, Süryani ve Ezidi soykırımlarıyla yüzleşmeden, farklı etnik kimlikler ve inançlar kabul edilip hakları teslim edilmeden bu nefret söyleminden kurtulmak mümkün olmayacak.


    İşte bu yüzden farklı etnik kimlikler, inanç grupları ve onların kanaat önderlerine, sözcülerine benzer saldırılar devlet mekanizması içinden onay görüyor, dahası orada planlanıp uygulamaya sokuluyor. Onun için bu saldırıları yapanların aynı Ogün Samast’ın Samsun Emniyeti’nin çay ocağındaki gibi sırtları sıvazlanıyor. Dolayısıyla zihinlerde “gerçek katil kim sorusu” cevabını aramaya devam ediyor.


    Bu yazı Bianet.Org'dan alındı.

    Share. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Telegram Email

    İlgili İçerikler

    Ekim Devrimi 108 yaşında: Geçmişin harabesinden geleceğe yol yapmak

    7 Kasım 2025

    “New York, New York”

    6 Kasım 2025

    Sudan savaşı, Çinli Wing Loong’a karşı Bayraktar ve savaş ağaları

    3 Kasım 2025
    Destek Ol
    Yazılar
    İrem Kabataş

    Erkek / devlet şiddeti ve kadın tutsaklar

    Mahsuni Gül

    Osmanlı’dan Cumhuriyet’e yasaklanan Alevilik kitapları

    Ercan Jan Aktaş

    Her şey o kadar da kötü değil!

    Coşkun Özdemir

    Kuyu Tipi Hapishaneler: Tecrit ve direniş

    Bağlantıda Kalın
    • Facebook
    • Twitter
    Seçtiklerimiz
    Kavel Alpaslan

    Ekim Devrimi 108 yaşında: Geçmişin harabesinden geleceğe yol yapmak

    Ertuğrul Kürkçü

    “New York, New York”

    Fehim Taştekin

    Sudan savaşı, Çinli Wing Loong’a karşı Bayraktar ve savaş ağaları

    Ümit Akçay

    Trump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı?

    Güncel Kalın

    E Bültene üye olun gündemden ilk siz haberdar olun.

    Siyasi Haber, “tarafsız” değil “nesnel” olmayı esas alır. Siyasi Haber, işçi ve emekçiler, kadınlar, LGBTİ+’lar, gençler, doğa ve yaşam savunucuları, ezilen etnik ve inançsal topluluklardan yanadır.

    Devletten ve sermayeden bağımsızdır.

    Facebook X (Twitter) YouTube
    EMEK

    İsviçre’de inşaat işçileri grevde: “Daha kısa çalışma saatleri ve adil ücret istiyoruz”

    8 Kasım 2025

    Van’da işten çıkarılan belediye işçileri 100. günde: “Ya kazanacağız ya kazanacağız”

    8 Kasım 2025

    Gebze’de çöken bina: Uyarı raporu yıllar önce hazırlanmış, bakanlık kamulaştırmayı durdurmuş

    7 Kasım 2025
    KADIN

    Kadınlardan 25 Kasım çağrısı: “Kaybedilen kadınlara ne oldu diye sormaya devam edeceğiz”

    9 Kasım 2025

    Erkek / devlet şiddeti ve kadın tutsaklar

    8 Kasım 2025

    Eşitlik İçin Kadın Platformu: 11. Yargı Paketi kadınların mücadelesini suç sayıyor!

    4 Kasım 2025
    © 2025 Siyasi Haber. Designed by Fikir Meclisi.
    • Home
    • Buy Now

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.