İstanbul Kanada Başkonsolosluğu önünde basın açıklaması gerçekleştiren Kazdağları İstanbul Dayanışması, Kazdağları ve diğer ekolojik katliamlara karşı ortak mücadele çağrısı yaptı. Basın açıklamasında Kazdağları için 7/24 çadır nöbeti tutan direnişçilerin, direnişe destek mesajı da okundu
İstanbul’da Kanada Başkonsolosluğu önünde biraraya gelen Kazdağları İstanbul Dayanışması, başta Kazdağları olmak üzere Türkiye’nin ve dünyanın dört bir yanında süren ekolojik katliamlara karşı birleşik mücadele çağrısı yaptı. Buluşmada 47 gündür Kazdağları için Kirazlı’da 7/24 çadır nöbetinde bulunan direnişçilerin de mesajı okundu.
Konsolosluk önünde Kazdağları İstanbul Dayanışması adına okunan basın açıklaması şöyle:
“Bizler Kazdağları direnişçileri olarak burada, Kanada İstanbul Başkonsolosluğu önünde sesimizi duyurmak için toplanmış bulunmaktayız. Sesimize ses katmak için gelen herkese teşekkür ediyoruz. Doğanın talanına karşı yıllardır mücadele eden dostlarımızı, 47 gündür nöbet tutan, mücadele eden arkadaşlarımızı selamlıyoruz.
Bizler Kazdağları öncülüğünde, Salda’da, Hasankeyf’te, ODTÜ’de, Kuzey Ormanları’nda, Munzur’da Murat Dağı’nda, Fatsa’da, Cerattepe’de ve bunun gibi talan edilen her yerde bir avuç insanın rantı uğruna, ağaçlarımızın kesilmesine, ekosistemin ve yaşam alanlarımızın talan edilmesine karşı direnen insanlarız.
Bugün Kazdağları Kirazlı Mevkiinde, Kanadalı alamos şirketi tarafından devam edilen doğa talanının durdurulması talebi ile Kanada İstanbul Başkonsolosluğu önünde toplandık.
Kapitalist şirketlerin yıllar boyunca yaşam alanlarımıza göz diktiği apaçık ortada. Ama bizler paranın yeşiline karşı doğanın yeşilini savunuyoruz ve savunmaya devam edeceğiz. Türkiye’de olduğu gibi tüm dünyada kapitalist şirketler ve işbirlikçileri tarafından doğanın talanı her geçen gün artmakta ve yaşam alanlarımız yok edilmektedir.
Türkiye’nin akciğerleri olan Kazdağları gibi Dünyanın akciğerleri olan Amazonlar tarım tekellerinin çıkarları için yangınlarla yok olmanın eşiğinde. Ekonomik krizi bahane ederek bu yangını söndürmeyenler, tarım için binlerce hayvanın içinde barındığı ormanların yanmasına göz yumanlar bilsinler ki, doğaya verilen zarar bizim geleceğimize verilmektedir. Doğaya verilen zarar onunla birlikte bir bütün olan tüm canlılara ve insan yaşamına kast etmek demektir, bedeli de çk ağır olacaktır.
26 Temmuz’da başlatılan, günden güne katlanarak büyüyen ‘Su ve Vicdan Nöbeti’mizle tüm dünyaya gösterdik ki, biz bu talan karşısında gözlerimizi yummayacak, sadece Kirazlı’da değil kentlerde de bu mücadeleyi büyüterek mezarımızı kazmalarına karşı çıkacağız.
Kirazlı’daki talana neden mi karşı çıkıyoruz? Çünkü Kazdağları ekosisteminde, Kirazlı dışında 29 ayrı yerde daha maden çalışmalarına başlamak için hazırlanan projeler şuan işleme konulmak üzere beklemeye alınmış durumda. Kirazlı’da tanık olduğumuz yıkım, tablonun yalnızca çok küçük bir kısmı. Yani bugün Kazdağları’na sahip çıkmazsak bir felaket bizi bekliyor. Bizler her geçen gün artan mücadelemizle sadece Kirazlı2daki doğa katliamına değil, ülkemizin dört bir yanını yangın yerine çevirecek bütün girişimlere de karşı çıkıyoruz.
Alamos Gold’un Kazdağları’nda siyanürle ayrıştırma yöntemi ile yapacağı altın madenciliğine neden mi karşı çıkıyoruz. Çünkü; şu ana kadar onbinlerce ağaç kesilip yok edildi, beraberinde oradaki yaban hayat, endemik bitkiler,yani tüm ekosistem de yok oldu, toprak kazılarak cehennem çukurları oluşturuldu. Şimdi sırada dağların patlatılması, oluşturulan cehennem çukurlarına tonlarca siyanür dökülerek, altının diğer madenlerden ayrıştırılması işlemi var. Eğer durdurmazsak bu siyanür balçıkları yıllarda o çukurlarda kalacak. Asla sızmaz dedikleri siyanür toprağa sızdığında, bölgenin içme suyunu sağlayan Atıkhisar barajını zehirleyecek. Olası bir taşmayla ekosisteme zehir akacak. Siyanür toprağa sızmaz diyenlere 1953 Gönen depremini, yine deprem sonrası Fukishima’da yaşananları hatırlatıyor, doğa sizin önlemlerinizi umursamaz diyoruz.
1 gram altın için 1 ton toprak kazılır. 1 gram altın için 3 ton su kullanılır. Gezegenimizin ekosistemi bozulurken, ağaçlar kesilip canlılar ölürken, su ve hatta yaşam hakkımız elimizden alınırken, o 1 gram altının kimlerin elinde birikeceğiniheğimiz çok iyi biliyoruz. Toprak yoksa tarım yok, su yoksa yaşam yok, ama altın olmazsa bizlere, halklara birşey olmaz.
Konsolosluk önünden Kanada hükümeti’ne ya da Kanada Başbakanı Justin Trueau’ya değil Kanada vatandaşlarına sesleniyoruz: Kanadalı şirketlersiyanürle altın ararken geçmişte Filipinler’de, Guyana’da, Arjantin’de neden oldukları çevre felaketlerinin Türkiyede’de tekrarlanmasını istemiyoruz. Bu yerel tahribatlarbirleştiğinde Dünya’mızın ekosisteminin yani sonuçte Kanada’nın da etkileneceğini hatta şu anda da etkilendiğini biliyoruz. Bizler Kazdağları’nda ve Kanada Konsolosluğu önünde hepimizin doğasını ve yaşam alanlarını savunuyoruz. Siz Kanada yurttaşlarından, Türkiye’de ve dünyanın farklı bölgelerinde doğal katliamlar yağarak madencilik faaliyeti sürdüren Kanadalı şirketleri durdurmanızı istiyoruz. Para babaları orada cebine altınları koyarken, Dünyamız yok olmasın diye hepinizi mücadelemize ortak olmaya çağırıyoruz.
Kanada Hükümeti’nin yanı sıra Türkiye’de bu madencilik faaliyetlerine, kanunları ve hukuku zorlayarak izin veren, doğayı talana açan siyasi otoriteye ve yetkililere yönelik olarak şu talebimizi yinelioruz:
Doğanın tahrip edilmesine ve insan yaşamının riske girmesine daha fazla müsade etmeyin. Alamos’un çalışmalarını durdurun. Alanı koruma altına alın, tekrar eski yaşam biçimine dönebilmesi için gerekli çalışmaları yapın.
Biz doğa ve yaşam hakları savunucuları olarak temel taleplerimiz yerine getirilmediği sürece mücadelemizi devam ettireceğimizi ve her gün dalga dalga büyüteceğimizi bildirmek isteriz. Unutulmasın ki bizler; halkı dinlemeyen maden şirketlerinden, halkı değil koltuğunu düşünen kamu görevlilerinden daha güçlüyüz. Çünkü çıkarı uğruna doğayı katledenler bir avuç, biz üreten, çalışan, yaşamı var edenler milyarlarız.
Kazdağları İstanbul Dayanışması”
Konsolosluk önünde gerçekleştirilen basın açıklamasında Kazdağları’nda Kirazlı Balaban Mevkiinde 7/24 nöbet tutan direnişçilerin gönderdiği mesajda okundu.
Kazdağları çadır nöbetçileri adına okunan mesaj şöyle:
Kaz Dağları direnişimizin 47. Gününde yaşamı savunan herkesi sevgiyle selamliyoruz. Kaz Dağları'nın çığlığını Kanada' ya ulaştıran İstanbul'daki yaşam savunucularına teşekkür ederiz.
Kaz Dağları'nda katliama devam eden Alamos Gold ve Doğu Biga Madencilik' i kınıyoruz, lanetliyoruz. Bu şirketlerin Maden ruhsatları iptal edilene, sorumlular yargılanana kadar nöbetimizi kararlılıkla sürdüreceğiz.
Bizler burada, Kaz Dağları'nda katliama devam eden şirketlerin faaliyetlerini takip ediyor ve kamuoyunu süreçle alakalı bilgilendirmeye çalışıyoruz.
Tüm yaşam savunucularini Kirazli' da sürmekte olan çadırlı nöbetimize davet ediyoruz.
#heryerkazdağları