İHD Diyarbakır Şubesi Çocuk Hakları Komisyonu üyesi Avukat Eylül Özgültekin, Kürt illerinde çocuklara yönelik gerçekleştirilen hak ihlallerinin hiçbirinin münferit olaylar olmadığını belirterek, etkin soruşturma yürütülmediği sürece bu olayların yaşanacağına dikkat çekti.
Bölgede çocuklara dönük katliam ve hak ihlalleri gün geçtikçe artarken, cezasızlık politikasının da her gün yeni örnekleri yaşanıyor. İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi’nin 19 Kasım 2021 tarihinde açıkladığı rapora göre son 10 yılda bölgede 228 çocuk yaşamını yitirdi. Kolluk tarafından açılan ateş sonucu 64, toplumsal gösterilerde kolluk tarafından açılan ateş sonucu 9, toplumsal gösterilerde karşıt görüşler arasında çıkan çatışmalarda 3, bombalı saldırı sonucu 62, silahlı çatışmada arada kalma sonucu 33, mayın serbest bırakılan patlayıcıların patlaması sonucu 39, zırhlı araç çarpması sonucu ise 18 çocuğun hayatını kaybettiği de raporda yer alan bilgiler arasında.
Bu yıl Diyarbakır’da kutlanan Newroz’da giydikleri ulusal kıyafetler gerekçe gösterilerek gözaltına alınan 5 yaşındaki çocuklar, yine 24 Mart’ta Urfa’da özel harekât polislerinin atış talimi yaptığı yerde Muharrem Aksem adlı çocuğun yaşamını yitirmiş halde bulunması bölgede çocukların yaşam hakkı ihlallerinin geldiği boyutu gözler önüne serdi.
İHD Diyarbakır Şubesi Çocuk Hakları Komisyonu üyesi Avukat Eylül Özgültekin, yaşanan hak ihlallerini değerlendirdi.
‘Hiçbiri münferit değil’
Bölgede yaşanan çocuk hak ihlallerinin hiçbirinin münferit olmadığını belirten Eylül, Newroz’da yaşanan yönelik hak ihlallerine değindi. Eylül, “Newroz giriş anında elbiseleri çıkarılan birçok çocuk olduğunu biliyoruz. Basına yansıyan 3 çocuktu, fakat çok daha ciddi rakamlar olduğunu biliyoruz. Bismil’deki iki çocuğun maruz kaldığı hak ihlali hukukla, ahlakla, politikayla açıklanamaz. Çocuklar daha kontrol noktasındayken sert bir müdahale ile karşı karşıya kalıyor. Sonrasında bu çocuklara ve anneye gözaltı ile yakalama işlemi yapılıyor. Ancak ulusal ve uluslararası kaynaklarda ‘yakalama ve gözaltı’ kanununun 19’uncu maddesinde 12 yaşını doldurmamış çocuklar ve 15 yaşından küçük sağır ve dilsizler hakkında herhangi bir suretle gözaltı işlemi yapılmayacağı çok açıktır. Ancak kimlik tespiti için tutulabilir ama mevcut işlemin de bununla bağdaşır hiçbir yanı yok” dedi.
‘Çocuklar erginlerin olduğu emniyete götürülüyor’
Emniyete götürülen çocukların anne ve babasının İHD üyesi olduğunu hatırlatan Eylül, çocukların da çocuk şubeye götürülmeleri gerekirken, anneleriyle birlikte ergin kişilerin olduğu emniyete götürüldüğünü ve ciddi psikolojik baskıya maruz kaldığını belirtti. Eylül, “Anne okuma, yazma ve Türkçe bilmemesine rağmen 10 sayfalık bir yazı önüne konulup parmak iziyle ifadesi alınıyor. Ayrıca çocukların da parmak izi alınıyor ve birinin fotoğrafı çekiliyor. Sonrasında iki kardeşle birlikte olan diğer kardeş emniyetten çıktıkları esnada fotoğraf çekiyor. Dört polis de kendilerinin fotoğrafını çekildiğini sanıp telefondaki fotoğrafları siliyor. Gerekli suç duyurusunda bulunacağız. Hatta ayrıntılı bir şekilde önümüzdeki günlerde rapor halinde de sunacağız” sözlerine yer verdi.
Muharrem Aksem’in ölümü
Urfa’nın merkez Eyyübiye ilçesine bağlı Micit (Çalışkan) Mahallesi’nde, 24 Mart’ta özel harekat polislerinin atış talimi yaptığı alanda çobanlık yapan 16 yaşındaki Muharrem Aksem’in yaşamını yitirmiş şekilde bulunmasına dikkat çeken Eylül, şöyle konuştu: “Otopsi ön raporuna göre atış taliminin yapıldığı bir bölgede patlamamış bir cisimden kaynaklı yaşamını yitirdiği ve beden bütünlüğünün bozulduğu yer alıyor. İHD Urfa Şubesi de olaya ilişkin gözlem ve çözüm önerilerine ilişkin raporu kamuoyuyla paylaştı. Raporda, talim yapan kolluğun talim alanında uyması gereken yasal mevzuatlara uygun hareket etmediği tespit edildi. Buna bakarak diyebiliriz ki yerleşim alanlarında atış talim alanlarının bulunmaması gerekir. Ancak buradaki alan çocuğun yaşadığı yerin çok yakınında yer alıyor. Aslında bu alanın ekstra kırmızı şeritlerle kapatılması da gerekir. Orada yaşayan halkı bilgilendirmeleri gerekir. Atış talimleri bittikten sonra da atışta kullanılan cisimlerin kontrol edilerek imha edilmesi gerekirdi. Aile çocuğunun naaşını ararken o sırada başka bir patlamayan cismin olduğunu da iddia etti. Aile o sırada onu bulmasaydı belki başka kişilerin de yaşamı tehlikede olacaktı.”
‘Mevzuat dışına çıkıldığında yaptırımlar uygulanmalı’
“Bölgede ihmal ya da kast; adına ne denilirse denilsin yaşam hakkı ihlal edildiğinde ne yazık ki etkin soruşturma yürütülmüyor” diyen Eylül, “Bunu raporlarımızla da çok açık bir şekilde ortaya koyduk. Kolluk, askeri personeller ya da diğer mercilerde yer alan kişiler ihmal ya da kast suretiyle sebep oldukları yaşam hakkı ihlallerinden cezalandırılmıyorlar. Bölgede yaşatılan tabloya baktığımızda bu ihlallerin önüne geçebilmek için yargı makamlarının etkin, tarafsız ve adil bir soruşturma yürütmesi gerekir. Yetkililerin mevzuata uygun hareket edilip edilmediğine ilişkin denetleme yapılmalıdır. Ve her ne suretle olursa olsun mevzuat dışına çıkılan her durumu titizlikle inceleyerek bir daha yaşanmaması için gerekli yaptırımlar uygulanmalıdır” ifadelerini kullandı.
‘Etkin soruşturma yürütülmüyor’
Eylül, ayrıca faillere yönelik cezasızlık politikasının son örneği olarak Efe Tektekin davasına işaret etti. Zırhlı aracın çarpması sonucu yaşamını yitiren 5 yaşındaki Efe’nin ölümüne neden olan polisin beraat etmesinin hukukla açıklanamayacağını vurgulayan Eylül, “Efe’nin iddianamesinin kabulü aşamasından itibaren bizim hukuka uygun görmediğimiz belli durumlar var. Dosyada görev yönünden bir isabetsizlik mevcut. Dosya yargılaması asliye cezada değil ağır cezada yapılmalıydı. Efe’nin dosyasının beraatla sonuçlanması can yakıcı bir durum. Bir avukat olarak bu dosyada etkin bir soruşturma yapılmadığı kanaatindeyim. Bizim raporlarımızla da ortaya koyduğumuz üzere bölgede zırhlı araç çarpması sonucu ciddi boyutta yaşanan ölümler var. Yalnızca yargı değil idari makamlarında yaşamını yitiren çocuklara dönük etkin ve adil soruşturma yürütüp gerekli adımlar atmalıdır. Aksi halde bu olayların önü alınamaz. Gerekli adımların bir an önce atılmasını istiyoruz” diye konuştu.
(Jinnews)