Bir ülkede hukukun nabzını tutmak istiyorsanız, yargı paketlerinden önce kullanılan dile bakın. Çünkü hukuk yalnızca kanun maddeleriyle değil, o maddelerin nasıl anlatıldığıyla, kime ve hangi niyetle yöneltildiğiyle de şekillenir.
NTV’nin 11. Yargı Paketi’nde avukatlara ilişkin düzenlemeleri “Avukatlara Meslek Ayarı” başlığıyla sunması tam da bu nedenle sıradan bir editoryal tercih değil; bilinçli bir dil sorunu, hatta açık bir itibarsızlaştırma girişimidir.
Haberde kullanılan ifadeler, avukatları; “mesleği dışında konuşan”, “gereksiz icra davaları açan”, “dosyaları savsaklayan”, “uzmanlığı dışına karışan” bir topluluk gibi sunmakta, ardından da buna karşı “para cezası” sopası gösterilmektedir. Bu yaklaşım, yalnızca gerçeği çarpıtmakla kalmaz; savunma mesleğini toptan zan altında bırakır.
Oysa avukatlık, bireysel bir ticari faaliyet değil; kolektif itibarı olan, kamusal bir savunma görevidir. Avukatlık meslek kuralları, bu itibarı korumak için vardır. Medyanın kullandığı sokak diliyle “ayar vermek” için değil.
Savunmaya “ayar” verilemez
“Ayar verme” ve “ayar alma” gibi lümpence ifadeler, basın özgürlüğüyle bağını çoktan koparmış yayıncılık anlayışlarının dili olabilir. Ancak savunma mesleği bu dilin muhatabı değildir, olamaz.
Avukat, yalnızca mahkeme salonunda değil; toplumun vicdanında, gerektiğinde kamusal alanda söz alarak da savunma yapar. Hukuksuzluk karşısında susmayan avukat “haddini aşmış” sayılmaz; aksine mesleğinin gereğini yerine getirir.
Basının görevi, yargıyı ve savunmayı etik, tarafsız ve özenli bir dille aktarmaktır. Yargı paketlerini magazinleştirmek, meslek gruplarını hedef gösteren başlıklarla “reyting” devşirmek gazetecilik değildir.
İtibar zedelemek habercilik değildir
NTV’nin tercihi, eleştiri sınırlarını aşan, küçümseyici ve aşağılayıcı bir üsluptur. Bu üslup, yalnızca avukatlara değil; adil yargılanma hakkına, savunma özgürlüğüne ve hukuk devletine zarar verir.
Bu nedenle Ankara, Adana, Urfa ve diğer illerdeki baroların tepki ve uyarıları haklıdır. İzmir Barosu’nun çağrısı da çok yerindedir:
Basın, en temel etik ilkeleri ihlal ederek meslekleri ve icra edenleri hedef gösteremez.
Basın, yanlış dil kullandığında özür dilemekle yükümlüdür.
Basın, hatalı haberi düzeltmekten kaçındığında bağımsızlığını değil, tarafgirliğini ilan etmiş olur.
Bir hatırlatma
Avukatlar, sokak ağzıyla atılan manşetlerin değil; Anayasa’nın, Avukatlık Kanunu’nun ve evrensel hukuk ilkelerinin muhatabıdır. Savunma mesleği, manşetlerle terbiye edilecek bir alan değildir.
Belki de asıl ihtiyaç duyulan şey, avukatlara değil; gazeteciliğe bir “etik ayarı” verilmesidir.
O ayar da başlıkta değil, vicdanda ve yayın kurulunda başlar.
NTV’nin 11. Yargı Paketi’nde avukatlara ilişkin düzenlemeleri “Avukatlara Meslek Ayarı” başlığıyla sunması açık bir itibarsızlaştırma girişimidir. Basın, en temel etik ilkeleri ihlal ederek meslekleri ve icra edenleri hedef gösteremez.Basın, yanlış dil kullandığında özür dilemekle yükümlüdür. Belki de asıl ihtiyaç duyulan şey, avukatlara değil, gazeteciliğe bir “etik ayarı” verilmesidir.
