AYM, koruma altındaki kadının eşinden şiddet görmesine rağmen mahkemenin zorlama hapsine karar vermemesini Anayasa’ya aykırı bir insan hakkı ihlali olarak görmesine rağmen, şiddet uygulayan eşin yeniden yargılanması talebini reddetti.
Anayasa Mahkemesi (AYM) koruma altındaki kadının eşinden şiddet görmesine rağmen mahkemenin zorlama hapsine karar vermemesini Anayasa’ya aykırı bir insan hakkı ihlali olarak görmesine rağmen, şiddet uygulayan eşin yeniden yargılanması talebini reddetti. AYM’nin, başvurucu kadının tazminat talebinde bulunmadığı başvuruda bir tespitle yetinmesinin ihlali gidermeyeceğini belirten iki üye ise karara karşı oy kullandı. Bu üyeler, AYM kararı doğrultusunda şiddet uygulayan eş hakkında zorlama hapsi talebiyle yeniden yargılama yapılması gerektiğini savundu.
Koruma tedbiri
Diken’den Kemal Göktaş’ın haberine göre; Ö.T isimli kadın 2010 yılında evlendiği ve 2013’de boşanma davası açtığı eşi M.E.K hakkında kendisine şiddet uyguladığı gerekçesiyle koruma talebiyle 2014 yılında mahkemeye başvurdu. Küçükçekmece Aile Mahkemesi, 24 Haziran 2014’de, 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun uyarınca Ö.K’nin bu talebini kabul etti ve M.E.K hakkında 5 ay süreyle tedbir uygulanmasına karar verdi.
Ö.K, bu karardan sonra, 22 Temmuz 2015’de savcılığa eşi hakkında şikayette bulundu. Şikayet dilekçesinde, boşanma sürecinde olduğu eşinin 9 Kasım 2014 tarihinde kendisine şiddet uyguladığını belirtti. M.E.K hakkında Küçükçekmece Asliye Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı.
Zorlama hapsi talebine ret
Bu dava sürerken Ö.K, koruma tedbirine rağmen eşinin kendisini darp ettiğini belirterek eşi hakkında 6284 sayılı kanun uyarınca‘zorlama hapsi’ uygulanmasını talep ederek mahkemeye başvurdu. Ancak Küçükçekmece 5. Aile Mahkemesi bu talebi reddetti. Mahkeme, koruma tedbirinin beş ay süreli olduğunu ve 14 Kasım 2014’de geçerliliğini yitirdiğini, bu tarihten sonraki dövme olayının zorlama hapsi için gerekçe olamayacağını savundu.
Ö.K ise koruma tedbirinin sona ermesinden önce şiddet gördüğünü ifade ederek bu karara itiraz etti ancak bu itiraz da bir üst mahkeme olan Küçükçekmece 6. Aile Mahkemesi tarafından reddedildi.
M.E.K hakkında açılan ceza davasında ise mahkeme, M.E.K’nın eşi Ö.K’ye tokat attığını, Ö.K’nın da eliyle vurduğunu belirterek tarafların birbirinden şikayetçi olduğunu belirterek her iki tarafı da adli para cezasına mahkum etti ve bu cezayı hükmün açıklanmasının geri bırakılması kapsamında erteledi.
Ö.K’nın bu davada masumiyet hakkı karinesini ihlal edildiği gerekçesiyle yaptığı başvuru daha önce AYM tarafından reddedildi ancak ‘zorlama hapsi talebinin reddi’ kararına karşı yaptığı başvuru kabul edildi.
Yasanın amacına aykırı
AYM 1. Bölümü’nün kararında 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un 13. maddesine göre hâkim tarafından verilen koruyucu tedbir kararlarının gereklerine aykırı hareket etmesi hâlinde şiddet uygulayana zorlama hapsi uygulanabileceği hatırlatılarak şöyle denildi:
“Zorlama hapsinin getiriliş amacı şiddet uygulayanın tedbir kararlarına aykırı şekilde hareket etmesinin önüne geçmek ve caydırıcılık sağlamaktır. Anayasa Mahkemesinin karar tarihi itibarıyla başvurucu lehine beş ay süreyle verilmiş olan tedbir kararının sona ermiş olduğu dikkate alındığında ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 17’nci maddesinde güvence altına alınan kişinin maddi ve manevi varlığını koruma hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir.”
AYM, bu tespitine rağmen başvurucunun yeniden yargılama yapılarak şiddet uygulayan eşine zorla hapsi yaptırımı uygulanması talebini ise ikiye karşı üç oyla reddetti. AYM kararında, bu talebin reddine ilişkin olarak “Olayda karar tarihi itibariyle başvurucu lehine beş ay süreyle verilmiş olan tedbir kararının sona ermiş olduğu dikkate alındığında ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmadığı sonucuna varılmıştır” dendi.
‘Karar ihlali gidermiyor’ itirazı
Yeniden yargılamanın reddedilmesine karşı çıkan üyeler Serdar Özgüldür ve Serruh Kaleli ise yazdıkları karşı oy yazısında zorlama hapsi talebini reddeden mahkemenin yol açtığı aykırılık ve ihlalin yeniden yargılama yapılmadan giderilemeyeceği belirtildi.
Karşı oyda şöyle dendi: “Üstelik başvurucunun mahkememizden herhangi bir tazminat talebinde bulunmadığı dikkate alındığında, salt ihlalin tespitiyle yetinilmesinin yeterli bir hukuki yaptırım olarak kabul edilemeyeceği, dolayısıyla ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılması gerektiğini düşünüyoruz.”