7 Ekim 2023 sabahı Hamas Gazze ablukasını kırmak için Aksa Tufanı operasyonunu başlattı. Operasyonda 373’ü asker veya polis olmak üzere 1.139 kişi öldü ve 251 kişi rehin alındı. Yaklaşık 1.600 Hamas militanı İsrail tarafından öldürüldü.
7 Ekim’den sonra İsrail, 20 günlük bombardıman kampanyasının ardından Gazze’ye tam kapsamlı kara harekâtı başlattı. Bu harekâtın iki temel amacı vardı: Hamas’ı imha etmek ve rehineleri geri getirmek. İki yıllık sürede hedeflediği şeyi gerçekleştirebildi mi?
Holokost gibi
İsrail güçleri, 251 rehinenin sadece 8’ini kurtarmayı başarabildi. Canlı geri dönebilen 140 rehine ikili anlaşmalarla kurtarıldı. 83 rehine ise İsrail’in saldırıları sonucu öldü. Alon Shamriz, Yotam Haim ve Samer Talalka kendi çabalarıyla esaretten kurtulmuş, ellerinde beyaz bezlerle İbranice seslenerek İsrail mevzilerine ilerlerken öldürüldüler. Filistinli sanıldıkları için öldürüldüler. Tünelde öldürülen savaş esiri Ron Sherman’ın annesi bunun bir cinayet olduğunu, oğlunun Hamas değil İsrail tarafından zehirli gazla öldürüldüğünü ve bu ölümün Auschwitz’deki ölümlere benzediğini söyledi. Holokost kurbanları gibi öldürüldüler.
Hamas ilk günden, işgal olmaması karşılığında tüm rehineleri iade etmeyi taahhüt etmişti ama İsrail kabul etmedi. Daha fazla Filistinli öldürebilmek için daha çok rehineyi öldürdüler. Rehineleri soykırım kampanyasının propaganda aracına dönüştürdüler. Bu esnada İsrail hapishanelerinde 119’u çocuk olmak üzere 3544 Filistinli yargılanma olmaksızın rehine olarak tutulmakta.
Kaç İsraillinin rehine alınmasınlar diye IDF tarafından öldürüldüğünü ise bilmiyoruz. Hannibal doktrini1* hakkında hâlâ kapsamlı bir araştırma yapılmış değil. İsrail kamuoyu, Gazzelilerin soykırımı ve Batı Şeria’nın ilhakına odaklandığı için, kendi kayıplarının nasıl gerçekleştiği ile ilgilenmiyor. İsrail toplumu, gerçekleri araştırmak yerine, 40 bebek öldürüldü, bebekler fırına atıldı, çamaşır ipine asıldı gibi yalan olduğu kanıtlanmış vakalara inanmayı tercih ediyor.
7 Ekim’in hemen ardından, İsrail kendi kayıpları için yaptığı propaganda kampanyasında iki dramatik ölümü oldukça sık kullanmıştı. Nir Oz kibbutzu sakini Liel Hetzroni öldüğünde 12 yaşındaydı. İsrail’in propaganda makinası Hamas’ın ne kadar vahşi olduğunu kanıtlamak isterken Hetzroni’nin hikâyesini yoğun olarak kullanmıştı. Hayatta kalanların tanıklığına göre tutuldukları eve İsrail güçleri tankla saldırmıştı. Harry Potter hayranı Noya Dan, ilk başlarda rehine sanılmış, yaklaşık on gün sonra naaşı anneannesiyle birlikte Gazze sınırının yakınlarında bulunmuştu, cesetler yanmış halde olduğu için kimlik tespiti yapmakta güçlük çekilmişti. İsrail ordusu, rehine sayısını azaltmak amacıyla 7 Ekim’de Gazze sınırındaki tüm hedefleri vurduğu için öldürülmüşlerdi. İki çocuk da ilk günlerde olduğu gibi propaganda yüzleri değiller artık.

Hamas’a karşı IŞİD
İsrail’in Hamas’ı imha etme planı, neredeyse tüm üst düzey kumandanlarını öldürmesine rağmen başarısız. İsrail, 20 bin Hamas militanını öldürdüğünü iddia ediyor. Tabii ki hem sivil ölümlerin sayısını düşürmek hem de askeri başarısını parlatmak adına bu rakamları şişiriyor. Hamas ise yaklaşık 7000 militanının öldüğünü iddia ediyor. İsrail ordusunun kamuoyuna açıklamadığı veritabanındaki kayıtlara göre de Hamas’ın verdiği sayılar daha güvenilir. Ayrıca Hamas, ABD istihbarat raporlarına göre 10 ila 15 bin arasında yeni militan kazandı. Eğer anlaşma gereği Gazze yönetimini teknokratlara devretmezlerse, İsrail ordusu bugün çekilse, Hamas yeniden Gazze Şeridi’ni yönetebilme kapasitesini koruyor. İsrail, Hamas’ın sivil yönetimini engellemek için ise IŞİD bağlantılı işbirlikçi Filistinlilere silah ve lojistik yardımı yapıyor. Tüm çabalarına rağmen Gazze’yi Hamas’tan arındırma hedefini de gerçekleştiremiyorlar.
İsrail, vatandaşları için 7 Ekim öncesinden daha güvenli bir yer değil. ABD’den aldığı milyarlarca dolarlık askeri yardımla Hamas’ın el yapımı ve ilkel silahları ile mücadele edebilse de, iki yıllık süreçte Tel Aviv sayısız kez bombalandı. Özellikle İran’ın Tel Aviv’deki askeri hedeflere gerçekleştirdiği saldırılarda, askeri komplekslerin sivil yerleşimlere yakın inşa edilmesi sebebiyle, ikincil hasar olarak 32 İsrailli öldü, 3 bin İsrailli yaralandı ve 13 bin kişi evlerini terk etti. Askeri sansür gereği, bu saldırıların İsrail güvenlik güçlerine verdiği hasarı tam olarak bilemiyoruz.
İsrail diplomasi alanında 7 Ekim’den öncesine göre daha beter bir durumda. Portekiz, Fransa, Belçika, Avustralya, İngiltere, Kanada, İspanya, Norveç, Meksika ve İrlanda, Filistin Devleti’ni tanıma kararı alan ülkeler. Almanya, Kanada, Hollanda, İngiltere, Fransa ve İtalya silah sevkiyatlarını askıya aldılar ya da belirli ikili askeri-ticari anlaşmaları durdurdular.
Holokost eğitimi işe yarasaydı…
İsrail’in Gazze soykırımının Batı dünyasına başka etkileri de oldu. 2. Dünya savaşının ardından sağlanan mutabakatla, savaş hukukunun yeniden yapılandırılması, kitlesel ve insanlığa karşı suçlara karşı önlemler alınması Batı demokrasisi için bir kriterdi. Müttefikleri İsrail’in gerçekleştirdiği soykırımla yüzleşmekte geç kaldılar, soykırımı inkâr ettiler ve iftihar ettikleri kurumların yozlaşmasına sebebiyet verdiler. Bu yüzden savaş suçlusu Netanyahu’ya bir yaptırımda bulunamadılar, Filistin’le dayanışma eylemlerini engellemek için ifade ve örgütlenme özgürlüğüne saldırdılar, öğrencileri cezalandırarak üniversiteleri İsrail propaganda aygıtının uzantısı haline getirdiler.
Bu iki yıllık süreç, antisemitizm kavramının içinin boşaltılmasına neden oldu. Gazze soykırımına karşı çıkmak ve İsrail karşıtı her ifade ve eylem antisemitizm olarak kodlandı. İngiliz aşırı sağcı Tommy Robinson ise antisemit olmasına rağmen kahraman ilan edilerek hükümetteki bir bakan tarafından İsrail’e davet edildi. Bir diğer sonuç [şu]: Holokost eğitimi diye bir şeyin aslında var olmadığını gördük. İsrail’de zorunlu olan Holokost eğitimi sebebiyle doğal olarak ırkçılığa ve soykırıma karşı olması gereken İsrailli Yahudilerin yüzde 82’si Gazzelilerin etnik temizliğini destekliyor. Holokost eğitimi işe yarasaydı bu oranın çok daha düşük olması gerekirdi.
Sonuç olarak, geçen iki yılda, İsrail 20 bini çocuk olmak üzere 67 bin Gazzeliyi öldürdü. Hamas’ı bitiremedi, rehinelerini askeri operasyonla kurtaramadı, diplomatik alanda müttefiklerle ilişkileri hasar aldı, antisemitizm kavramının içini boşalttı ve soykırımcı olarak anılan, sadece aşırı sağcıların ve ırkçıların desteklediği bir devlet haline geldi.
* SH’nin notu: Hannibal doktrini ya da talimatı, İsrail askelerinin düzensiz bir silahlı güç tarafından ele geçirilmesi halinde gerekirse ele geçirenlerle birlikte vurulabilmesine izin veren gizli yönergedir. Hamas’ın Aksa Tufanı eylemine müdahale için gönderilen askeri helikopterlere, rock şenliği yapılan alanda kimin kimden olduğu ayırt edilemeyince, “hareket halindeki her şeye ateş et” emri verildiği; aynı şekilde sınıra yakın kibbutslarda Hamas militanlarının bazı İsraillileri rehin tuttuğu ev ve binaların da tank ateşiyle yıkıldığı ve içerideki herkesin öldürüldüğü; en az 14 İsrail vatandaşının bu şekilde hayatını kaybettiği biliniyor. Bkz. https://www.lorientlejour.com/article/1419654/la-directive-hannibal-aurait-ete-appliquee-par-larmee-israelienne-le-7-octobre.html
Fotograf: Gazze Şeridi’ne doğru ilerleyen bir Hamas ekibi, 7 Ekim 2023. Saïd Khatib/Archives AFP