CHP Mersin Milletvekili Gülcan Kış, Türkiye’nin Avrupa ülkelerinden ithal ettiği atıklara ilişkin Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na yönelttiği soruların yanıtsız bırakıldığını söyledi.
Kış, Avrupa Birliği verilerine göre Türkiye’nin 2024 yılında 12,3 milyon ton atık ithal ettiğini hatırlatarak, “Türkiye, AB’nin çöp alan ülkesi konumunu sürdürüyor. Bu karanlık tabloya dair en temel sorular bile cevapsız bırakılıyor” dedi.
Bakanlık’tan veri yok
CHP’li Kış’ın 21 Mayıs 2025’te TBMM gündemine taşıdığı önergesine, Bakan Murat Kurum imzasıyla 28 Temmuz’da yanıt verildi. Ancak Bakanlık, “kaç ton atık ithal edildi, kaçı geri dönüştürüldü, ne kadarı yakıldı, emisyonlar ölçülüyor mu” gibi sorulara sayısal verilerle karşılık vermedi.
Yanıtta yalnızca şu bilgiler paylaşıldı:
• 2020’den bu yana ithalata kota uygulandığı,
• Geri dönüşüm tesislerinin kapasitesinin yüzde 50’sini aşan ithalata izin verilmediği,
• Yakma ve bertaraf amaçlı ithalatın yasak olduğu,
• 2020-2025 arasında 31.976 denetim yapıldığı, 2 bin 129 tesise işlem yapıldığı,
• 1 milyar 152 milyon TL para cezası kesildiği, 256 tesisin kapatıldığı…
Ancak bu veriler, ithalatın çevresel ve toplumsal etkilerine dair tabloyu ortaya koymadı.
“Veriler halktan gizleniyor”
Kış, yanıtın kamuoyunun bilgi hakkını ihlal ettiğini vurgulayarak şöyle konuştu:
“Sayın Bakan’ın gönderdiği yazıda sayı yok, şeffaflık yok, hesap yok. 12,3 milyon tonluk bir atık yükünden söz ediyoruz. Bu çöpün ne kadarı plastik, ne kadarı yakılıyor, hangi şehirlerde bertaraf ediliyor bilmiyoruz. Çünkü Bakanlık bu verileri halktan gizliyor. Bu sadece çevre kirliliği değil, bilgi karartmasıdır.”
Mersin gibi liman kentlerinin Avrupa’dan gelen plastik ve endüstriyel atıklarla dolduğunu belirten Kış, “Geri dönüşüm adı altında plastik çöpleri yakıyoruz, doğaya bırakıyoruz. Bunun adı dönüşüm değil, zehir yaymaktır” dedi.
“Çöp konteyneri olmaktan çıkarılmalı”
Türkiye’nin artık Avrupa’nın “çöp konteyneri” olmaktan çıkarılması gerektiğini söyleyen Kış, “Halk sağlığını ve çevreyi önceleyen, şeffaf bir sisteme ihtiyaç var. Bu sürecin hem TBMM’de hem kamuoyunda hem de uluslararası platformlarda takipçisi olacağız” ifadelerini kullandı.