Tutuklanan kişi Tunç Soyer olunca mesele sadece bir adli vaka olmuyor. Soyer, herhangi bir adam değil çünkü, aynı zamanda bir duruş, bir dil, bir naziklik tutuklanıyor.
Ben CHP’li değilim. Hiçbir zaman olmadım, savunmadım da. CHP ile bir gönül bağım olmadı, olmayacak. Ancak bu, o partinin içindeki bazı insanların değerli olmadığını göstermez. Tunç Soyer o istisnai insanlardan biriydi. Hem politik duruşuyla, hem de kişisel zarafetiyle.
Kendisiyle ilk olarak 2015 yazında, Seferihisar’da düzenlenen bir gazetecilik kampında tanışmıştım. Seferihisar Belediyesi’nin ev sahipliğinde gerçekleşen bu buluşmada, biz gazetecilere bir yemek tertip etmişti. Yemeğe katıldığında, onun “belediye başkanı” unvanını hemen unutuvermiştik. Çünkü orada bizimle, sıradan bir yurttaş gibi konuşmuştu. Cümleleri yumuşak, mimikleri içtendi. Siyasetçiye değil, bize benziyordu.
Sonrasında da birkaç kez yazıştık. O dönem Kuşadası Belediyesi’nde çalışıyordum. CHP’li bir belediyeydi ama ben partili değildim. Belediyedeki kimi sorunlarımı, yaşadığım baskıları Tunç Başkan’a anlatabilmiştim. Ne bir menfaat peşindeydim, ne de bir “rica”m vardı. Sadece dinlemişti. Ve bu bile bana yeterli gelmişti. Çünkü Türkiye’de bir siyasetçinin sizi yargılamadan dinlemesi bile başlı başına bir politik jesttir.
Bu yüzden bugün, onun “ihaleye fesat karıştırmak” gibi iddialarla tutuklanması bana sadece hukuki değil, aynı zamanda ahlaki olarak da ağır geliyor. Bu ülkede ihaleye fesat karıştıranlar bellidir. AKP’nin yirmi yılı aşkın iktidarında kurduğu o devasa inşaat/rant imparatorluğuna bakın. İhaleleri kimin kazandığına, bütün projeleri hangi aynı ailelerin aldığına, hangi vakıflara para aktarıldığına… Ve tabii CHP içinde de bu karanlık düzene göz kırpanlar vardır, MHP’nin ihaleci baronları da.
Ama Tunç Soyer, bütün bu sistemin dışındaydı. Belki de zaten mesele tam olarak bu. O, bu düzenin aktörü olmayı kabul etmediği için hedef alındı. CHP’nin içindeki naiflikleri, sol kırıntılarını, onarıcı yüzleri tasfiye etme planının bir parçası bu tutuklama.
Tunç Soyer’in belediyeciliği, sadece hizmet veren değil, hafızaya, birlikte yaşama kültürüne, çevreye, çokkültürlülüğe sahip çıkan bir belediyecilikti. Bugün tutsaklığının altında yatan şey, biraz da budur. Çünkü Soyer, pek çok CHP’liden daha demokrat, eşitlikçi ve barışsever bir insandır.
Biliyoruz, Türkiye’de siyaset kirli. Ama kirli siyasetin içinde temiz kalmaya çalışan insanların başına gelenler bize hep aynı şeyi gösteriyor. Bu sistemin kendisi, temizliği tehdit olarak görüyor.
Şimdi ne yapmalı? Sadece CHP’li olduğu için değil, insan kalabildiği için Tunç Soyer’in yanında durmalıyız.