Hürriyet’ten Ahmet Hakan’a konuşan Yavuz Bingöl Gezi Parkı eylemlerinden sonra kutuplaşma iklimini kırmak için hükümetin davetlerine katıldığını ve ‘kutuplaştıranlarla‘ diyalog kurulması gerektiğini düşündüğünü söyledi. Bingöl, Erdoğan’ın kendisiyle türkü söylemesini önemsediğini ve bu sayede ülkedeki gerginliğin azaldığını savundu. Söyleşiden öne çıkan başlıklar şöyle:
*Gezi sürecinde Başbakan’la yapılan son toplantı beş-altı saat sürdü. Ben o toplantıda Tayyip Bey’e “Niçin çapulcu dediniz” diye soran tek kişiydim.
*Aslında Tayyip Bey benim gibi dik duran, herhangi bir menfaat beklentisi olmayan kişileri seviyor. Benimle kurduğu ilişkiyi biraz ona bağlıyorum.
*Bizim ilişkimiz iç içe bir ilişki değil. Benim yaptığım işleri seviyor.
* Burada da Tayyip Bey’in duygusallığı rol oynuyor. Sokaklarda, ölmüş annesine küfredildiği zaman ertesi gün o da Berkin Elvan’ın annesini yuhalattı. Bu çok insani bir şey… İşte duygusunu işine karıştırmak bu…
* Öte yandan şunu da söyleyeyim: Ölmüş anneye küfür etmek, sol değerlere inanan insanların yapabileceği bir şey mi? Ne kadar ayıp bir şey! O zaman o da öyle yapıyor.
* O anlar tek bir fotoğraf karesi olarak değil de hareketli fotoğraflar şeklinde yansıtılmış olsaydı, gerçek durumun farklı olduğu görülecekti. Tek kareye bakınca… Gerçekten kötü bir durum…
Orhan Gencebay’ın üzerinden Cumhurbaşkanı’na elimi uzatmışım, onunla tokalaşmak için can atıyormuşum gibi bir durum… Halbuki olay şöyle gelişti: Önce Sayın Cumhurbaşkanı bana elini uzattı. Ben de iki adım gerideydim. Saygısızlık olmasın diye hemen elimi uzattım. Tek kare fotoğrafın öyküsü budur.
Ahmet Hakan, Yavuz Bingöl’e hükümetin hangi işlerini iyi, hangilerini kötü bulduğunu da sordu.
Bingöl, ‘Alevi açılımı‘nı, Kürt sorununda barış sürecini, ‘ülkenin sanatçılarına kulak verilmesini‘, Nâzım Hikmet’e vatandaşlık verilmesini ve gayrimüslimlerle ilgili ciddi çalışmaları iyi işler arasında saydı.
Bingöl ‘kötü‘ işler arasındaysa, ‘Dersim’le ilgili özür dilenmesini ama Uludere için bir şey yapılmamasını‘, Gezi’de silahını art niyetli olarak kullanan polisin görevden alınmamasını; Avrupa Birliği’nin İlerleme Raporu’nda yazılanlar konusunda bir ilerleme olmamasını; temel hak ve özgürlüklerin gelişmemesini, güvenlik paketlerini ve işkence kalmasa da toplumsal olaylara çok sert müdahale edilmesini saydı. (Diken)
#ÇukurunDibiYokYavuz