Zorla yerinden edilmenin en çok kadınları etkilediğini belirten Barış İçin Kadın Girişimi, “Yaşam: Yerinde, Yeniden! Dayanışmaya Ben de Varım!” başlıklı kampanya ile Sur, Cizre ve Silopi’de yaşayanların buralarda hayatlarını yeniden kurabilmesi için dayanışma sağlamayı amaçlıyor.
Barış İçin Kadın Girişimi (BİKG), yerinden edilmenin en çok kadınların hayatını etkilediğini hatırlatarak dayanışma kampanyası başlattı. “Yaşam: Yerinde, Yeniden! Dayanışmaya Ben de Varım!” başlıklı kampanya ile Sur, Cizre ve Silopi’de yaşayanların buralarda hayatlarını yeniden kurabilmesi için dayanışma sağlamayı amaçlıyor. “Bir kadının daha evine dönmemesine razı değiliz” Kampanyanın basın toplantısında konuşan Burcu Arıkan, önceki çatışma dönemlerinden zorunlu göçün kadınlar üzerinde ayrıca olumsuz etkisi olduğunu gördüklerini hatırlattı. Bu durumun tekrar yaşanmasının engellenmesi gerektiğini belirtti. BİKG açıklamasını okuyan Seray Şahiner, Cizre, Silopi ve Sur’daki yasakların ardından insanların burada yasak öncesindeki hayatlarına dönmeyi istediklerini anlattı. “Biz yerinden edilmenin kadınların hayatını nasıl etkilediğini, apar topar gidilen kentlerde hayata tutunmanın zorluğunu, yersizliği, yoksulluğu gördük, tanık olduk. Bu yüzden savaşın binlerce insanı bir kere daha yerinden etmesine razı değiliz. Bir kadının daha can havliyle çıktığı evine dönememesine razı değiliz; bunun için sorumluluğumuzu biliyoruz. “Nasıl Cerattepe'de akarsularımızı kurutanlara, bu su kaynağını aldığı yerde güzel diyorsak, nasıl Yırca'da ağaçlarımızı kesenlere bu ağaç kökünü saldığı yerde güzel diyorsak; Sur'da, Cizre'de, Silopi'de hayatımıza bombalar yağdırıp yıkanlara karşı hayatlarına, doğalarına, tarihlerine sahip çıkanlarla birlikte yaşam, yerinde güzel diyoruz.”
“Kadınlarla, kadınlar için”
BİKG, kampanya ile yasakların ardından yeniden yerinde inşa sürecindeki insanlarla dayanışma kurmayı amaçlıyor. Bu kapsamda düzenleyecekleri toplantılarda gelecek önerilerle dayanışmanın boyutlarını tartışacaklar. Dayanışma için toplananların insanlara iletilmesi için de yerel dernekler ve belediyelerle iletişim içinde olduklarını belirttiler. “Belki her yıkıntıda bir odayı oturulur hale getirebiliriz hep birlikte. Belki el ele verirsek insanların yaşam alanlarını koruyabilir, istedikleri yerde barınma haklarını, bu konuda somut bir şey yaparak savunabiliriz. “Bu yüzden ‘her yaşama bir oda’ diyerek hep birlikte yola çıkalım diyoruz. Kadınlarla, kadınlar için. Eylül ayında Cizre ve Silopi'ye gittiğimizde kadınların yaşamı o zor şartlarda nasıl yeniden kurduklarını gördük. Tanığız! “#YaşamdanYanayız diyen, demiş olan ve demek isteyen tüm kadınlara çağrımızdır! Gelin savaşın yarattığı yıkımın karşısında, barış hakkımıza, hakikat hakkımıza, yaşam alanlarına, yaşama sahip çıkmak için dayanışmamızı örelim!”
Barış için Kadın Girişimi'nin açıklaması şöyle:
#Heryaşama1oda için Dayanışmaya Ben de Varım!
Hepimizi yakan bir savaş yaşam alanlarımızın her köşesinde çeşitli biçim ve vahşetiyle var gücüyle sürüyor.
YAŞAM: YERİNDE, YENİDEN! #Heryaşama1oda için Dayanışmaya Ben de Varım! Hepimizi yakan bir savaş yaşam alanlarımızın her köşesinde çeşitli biçim ve vahşetiyle var gücüyle sürüyor. İstanbul, Cizre, Silopi, Ankara, Sur, Nusaybin, İdil ve Derik’te olanlar vahşeti yaşayanlar kadar izlemek zorunda bırakılanları da boğuyor. Her şehir, her mahalle yaşadıkları yerlerden göç etmek zorunda kalan binlerce insanın acısıyla dolu. Binbir emekle kurulan yaşam biçimlerini, Cenevre sözleşmesi açısından suç olmasına rağmen sivil yerleşim alanlarında fütursuzca kullanılan tanklar yok ediyor. Diyarbakır’da Sur’dan çıkmış olan ya da içeride yakınları olan kadınlar bize “Bunun bir adım sonrası yurtsuzluk…” dediler. Bu cümle hala kulağımızda çınlıyor. Bu gerçekleşmesin diye bir şeyler yapmak gerek diyoruz. Bu yüzden “YAŞAM: YERİNDE, YENİDEN! Dayanışmaya Ben de Varım!” başlıklı bir kampanya başlattık. Abluka sonrası gözlemciler 7 kentin 21 mahallesinin onarılması gerektiğini, sayısız evin oturulamaz hale geldiğini söylüyorlar. Belki her yıkıntıda bir odayı oturulur hale getirebiliriz hep birlikte. Belki omuz omuza verirsek insanların yaşam alanlarını koruyabilir, istedikleri yerde barınma haklarını, bu konuda somut bir şey yaparak savunabiliriz. Bu yüzden “HER YAŞAMA BİR ODA” diyerek hep birlikte yola çıkalım diyoruz. Kadınlarla, kadınlar için…