18 Kasım’da BBC’ye özel bir röportaj veren Google’ın ana şirketi Alphabet’in CEO’su Sundar Pichai, yapay zekâ modellerinin “hatalara eğilimli” olduğunu belirterek, yapay zekâ balonu patlaması hâlinde yükselişin “irrasyonel unsurları” nedeniyle hiçbir şirketin bu durumdan muaf olmayacağı uyarısında bulundu.
Yapay zekâ ekonomisi, bilgi üretimini hızlandırırken, emeğin denetimi ve sermayenin güçlenmesi üzerinden ekonomik ve politik riskler de taşımaktadır. İlgili özel haberde son günlerde gündeme oturan yapay zekâ balonu ele alınacaktır.
Lorenzo d’Auria’ya (2024) göre, Philosophy World Democracy’de ele alındığı üzere, yapay zekâ bir yandan yalnızca bir sabit sermaye biçimidir. Kodlamayı otomatikleştirerek, bilişsel sermayenin yeni bağlamları özümseme ve yeniden üretme sürecinin merkezinde yer alır; bu yönüyle bilişsel sermaye için en uygun sabit sermaye türü olarak değerlendirilebilir. Kullanım değeri, tüm kapitalist makinelerde olduğu gibi, yalnızca sistemin yeniden üretimi bağlamında tam olarak anlaşılabilir. Bilişsel sermaye bağlamında yapay zekânın işlevi, hem emeği kontrol etmek ve kapital ile bağımlı ilişkisini yeniden üretmek hem de yeni bilgi biçimleri üreterek bilgi birikimini artırmaktır.
İngiliz siyaset teorisyeni Alex Callinicos’un (2025) öne sürdüğü üzere balon, geleceğe yönelik spekülatif beklentilerin finansal varlıkların fiyatlarını, beklenen kârlarla karşılanamayacak seviyelere taşıdığı durumlarda ortaya çıkar. Bu çerçevede, yapay zeka piyasasında dengesiz bir patlama riski gündemde. ChatGPT’nin geliştiricisi OpenAI’nın CEO’su Sam Altman ise ‘tekillik’ noktasının yaklaştığını öngörüyor; yani yapay zekânın ‘yapay genel zeka’ seviyesine ulaşarak insan zekasını aşacağı an. Ancak tüm bu yatırımların gerçekten beklenen kârı sağlayıp sağlayamayacağı hâlâ belirsiz. Örneğin, yapay zekâyı çalıştırmak için inşa edilen devasa veri merkezlerinin maliyetlerini karşılamak için 2030 yılına kadar yaklaşık 2 trilyon dolarlık gelir gerekeceği tahmin ediliyor.
Yapay zeka balonu ve piyasa riskleri
Yapay zekâ balonunun patlama ihtimaline ilişkin uyarılar yeni olmasa da, bu konu son yıllarda teknoloji yatırım alanında giderek daha fazla tartışılıyor. Temmuz 2025’te, Wall Street’in önde gelen isimlerinden Apollo Global Management’ın baş ekonomisti Torsten Sløk ve küresel finansal hizmetler şirketi BTIG’nin analistleri, yapay zekâ odaklı hisselerdeki değerlemelerin tehlikeli seviyelere ulaştığını belirterek, 1999’daki dot-com balonuna benzer bir çöküş riskine dikkat çekti. Forbes’in aktardığına göre, Apollo’nun müşterilerine gönderdiği araştırma notunda, S&P 500 endeksindeki (ABD’deki en büyük 500 halka açık şirketin performansını ölçen hisse senedi endeksi) en büyük 10 şirketin -aralarında Meta ve Nvidia gibi yapay zekâ hisseleri de bulunan- fiyat/kazanç (F/K) oranlarının 1999’daki dot-com balonunun zirvesini aşmış olduğu vurgulandı.
Geçtiğimiz aylarda art arda gerçekleşen ve yüksek değerlemelerle dikkat çeken sosyal medya ile birbiri ardına halka arz edilen sosyal medya ve internet şirketleri de 1999’daki Dotcom krizini yeniden gündeme taşıdı. California Institute of Technology (Caltech) finans profesörlerinden Aswath Damodaran ile Janus Capital gibi varlık yönetimi şirketleri, günümüzdeki değerlemelerin 1999’daki internet balonu dönemini hatırlattığını ve bazı sosyal medya şirketlerinin piyasa değerlerinin o dönemdeki kadar şişmiş göründüğünü ifade ediyor.
Ekonomist Mohamed El Erian da yapay zekanın global ekonomiyle ilişkisinde ciddi uyarılarda bulunarak, yatırımcıların yapay zeka sektöründe ciddi kayıplara hazır olmaları gerektiğini ve kredi kazalarının sürpriz olmayacağını belirtti.
Yapay zeka hisselerinde yükseliş
Investopedia’nın aktardığına göre, bu yıl S&P 500’de en iyi performans gösteren hisselerin büyük bölümü doğrudan yapay zekâ patlamasıyla bağlantılı. ABD borsası da yılın son çeyreğine, piyasa performansı açısından giderek daha kritik hâle gelen bu yükselişin etkisiyle rekor seviyelere yakın girdi. 2025’e zorlu bir başlangıç yapılmasına rağmen, Magnificent Seven (Muhteşem Yedili) olarak bilinen teknoloji devlerinin tamamı yıl başından bu yana değer kazandı.
Öte yandan, Donald Trump tarafından 4 Temmuz’da imzalanarak yasalaşan One Big, Beautiful Bill kapsamındaki vergi düzenlemeleri, şirketlere altyapı yatırımlarını anında gider yazma imkânı sunuyor; bu durum da sermaye harcamalarının daha da artabileceği anlamına geliyor. Uzmanlar, bu uygulamanın serbest nakit akışını artıracağını ve şirketlerin yapay zekâ yatırımlarını daha da hızlandırabileceğini belirtiyor.
Financial Times yazarı Alan Beattie, küresel ekonominin ABD-Çin ikili mal ticaretindeki aksaklıkları atlatabileceğini ancak yatırımcıların ve Trump’ın büyük güven duyduğu ABD ekonomisinin önemli bir sektörü olan yapay zekânın çöküşünün çok daha zor bir şok yaratacağını belirtiyor.
Yapay zekâ altyapısında sürdürülemez büyüme uyarısı
ABD merkezli veri merkezi ve teknoloji altyapısı şirketi CoreWeave, son aylarda yaşanan sert piyasa düzeltmesinin en dikkat çekici örneklerinden biri hâline geldi. Şirketin hisseleri kısa sürede yüzde 20’nin üzerinde değer kaybederken, yılın ikinci çeyreğinde açıklanan 131 milyon dolarlık zarar, yapay zekâ sektöründeki “sınırsız büyüme” anlatısını sorgulatan bir dönüm noktası olarak görülüyor.
CoreWeave’deki değer kaybı yalnızca şirketle sınırlı kalmadı; veri merkezlerini ayakta tutan GPU’ları sağlayan Nvidia ve stratejik ortaklarından Microsoft da yükselen piyasa baskısının etkisi altına girdi. Yatırımcılar, sektör genelinde hızlı büyümenin sürdürülebilir olup olmadığını giderek daha fazla sorgulamaya başladı.
Analistlere göre asıl kırılganlık, CoreWeave’in ve benzeri yapay zekâ altyapı şirketlerinin “aşırı hızda ölçeklenme”stratejisinde yatıyor. Devasa veri merkezi yatırımları, yüksek enerji tüketimi ve maliyetli GPU tedariki, şirketleri kısa vadede kârlılıktan uzaklaştırıyor. Bu durum, her ne kadar ABD’nin yapay zekâ politikaları büyük sermaye akışını teşvik etse de, yazılımların sürdürülebilir biçimde geliştirilmesine ve verimlilik artışına yeterince odaklanılmadığını gösteriyor.
Yapay zekâya dönük yoğun yatırımlara rağmen, somut ve ölçülebilir yatırım getirilerinin ortaya çıkması giderek daha fazla zaman alıyor. Şirketler büyük ölçekli donanım yatırımlarını hızla büyütürken, gelir modellerinin bu yatırımları karşılayacak olgunluğa ulaşamaması yapay zekâ sektöründe “şişme” riskini gündeme getiriyor.
Bu tablo, teknoloji piyasalarında sıkça gündeme gelen “yapay zekâ balonu” tartışmalarını yeniden alevlendiriyor. Yapay zekâ alanındaki hızlı büyümenin kalıcı bir ekonomik dönüşümün başlangıcı mı, yoksa yeni bir balonun erken işareti mi olduğu sorusu giderek daha fazla dile getiriliyor durumda. Son dönemdeki uyarılar ve ani değer kayıpları, yapay zekâ dünyasının geleceğini belirleyecek kritik bir eşikte olduğumuzu gösteriyor. Yapay zekâ ekonomisi, yalnızca bir sabit sermaye aracı olmanın ötesinde, bilişsel sermayeyi aşan bir bilgi üretim sistemi olarak, günümüzün en çarpıcı ve tartışmalı konularından biri olmaya devam ediyor.
BBC. A special interview with Google CEO Sundar Pichai. Erişim: https://www.bbc.com/audio/play/w3ct6s7l
Investopedia. AI Stocks Have Fueled the Bull Market for 3 Years – Will the Momentum Continue? Erişim: https://www.investopedia.com/ai-stocks-have-fueled-the-bull-market-for-3-years-will-the-momentum-continue-11820797
Financial Times. Fund managers warn AI investment boom has gone too far. 18 Kasım 2025. Erişim: https://www.ft.com/content/e2d93034-ef3b-4259-9ab1-c45396ca59b3
D’Auria, Lorenzo. Knowledge Accumulation and Artificial Intelligence: A Marxian Perspective. Philosophy World Democracy, 19 Mart 2024. Erişim: https://www.philosophy-world-democracy.org/articles-1/knowledge-accumulation-and-artificial-intelligence-a-marxian-perspective
The Guardian. Don’t blindly trust everything AI tools say, warns Alphabet boss (Sundar Pichai). 18 Kasım 2025. Erişim: https://www.theguardian.com/technology/2025/nov/18/alphabet-boss-sundar-pichai-ai-artificial-intelligence-trust
Marksist.org. Yapay Zeka Patlaması mı, Yoksa İflası mı? Erişim: https://marksist.org/yapay-zeka-patlamasi-mi-yoksa-iflasi-mi/
