9 Nisan 2014’de Sabah 9.00’da Sol Grup toplantısında tutuklu Gazeteci Füsun Erdoğan’ın yakınları ve avukatı kısa bilgiler verdi. Toplantıda Avukat Duygu Sarısoy hukuki açıklama yaparken Füsun Erdoğan’ın oğlu Aktaş Erdoğan da konuşma yaptı. Toplantıya katılan delegeler söz alarak, Füsun Erdoğan’ın davası ile ilgili ailenin çabasına tam destek verdiklerini bildirdiler.
Saat 12.00’de Avrupa İnsan Hakları Komiseri Nils M. ile yapılan görüşmede Aktaş Erdoğan davayı kısaca özetledi.
Saat 13.00’te Füsun Erdoğan adına düzenlenen konferansa Peter Omtzigt başkanlık etti. Konferansta söz alan Avukat Duygu Sarısoy, davadaki hukuksuzluklar üzerinde durarak Füsun Erdoğan’ın haksız yere tutuklu olduğunu belirtti. Aktaş Erdoğan ise annesinin tutukluluk sürecinde yaşadığı hastalıklardan bahsederek bu sürece ilişkin destek istedi.
Konferansa katılan CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün, Türkiye’de son zamanlarda yaşanan gazetecilere ilişkin operasyonların üzerinde durarak, davanın kapsamına göre çifte standart uygulandığını belirtti. CHP İstanbul Milletvekili Melda Onur ise Türkiye’de basın özgürlüğü kısıtlamalarını vurgularken, Twitter, Youtube’un yanı sıra kapalı bulunan 40 bin siteden bahsederek Füsun gibi muhalif gazetecilerin bir şekilde susturulduğundan bahsetti. BDP Avrupa Konseyi Temsilcisi FaikYağızay da yaptığı konuşmada, eskiden sadece belli kesime yapılan hukuksuzlukların artık herkese yapıldığını, Türkiye’de adil yargılanma olmadığını söyledi. Ablası Şengül Tanrıverdi ise Füsun’a ilişkin adalet arayışlarında Konseyden destek istediğini belirtti.
Ne tesadüf. Ben de ertesi gün Washington’da Füsun için Uluslarararası Af Örgütünün buradaki merkezinde; cezaevindeki diğer gazeteciler ve yazarlar için temasta bulunuyordum. Dosyalar üzerinde hassasiyet ile durulması beni sevindirdi. Füsun’un dosyası üzerinde uzun zamandır çalışılıyor. Bir yandan da Füsun’un kara bahtı diye düşünüyorum. Bir ülkede adalet bu kadar keyfe bağlı olabilir mi? Füsun’un eşi tahliye olmuştu. Ertesi celse onun tahliyesini bekliyorduk. Ama o ne? Siyasi barometre yine gerilim diyordu; Füsun tahliye olamadı. Arkadan Savcı insafa geldi; hiç olmayan bir şey; ek iddianame verdi az ceza istedi; bu durumda tahliye olacaktı. Tarihler 9 Aralık’ı gösteriyordu. Daha hava değişikliği olmamıştı, hâlâ buzlu idi; mahkeme savcının talebine inatla cevap verdi: Hayır Müebbet! 10 gün sonra meşhur 19 Şubat Darbesi vuku oldu. Eger mahkeme 9 değil de 29 Aralık’ta karar verse idi Füsun çıkmış olacaktı. Çünkü onunla kan davası güden polis\yargıcı ekibi tasfiye oldu. O ekip ideolojik intikamcılığı ile biliniyordu.
Pınar Selek gibi Füsun’la da; ekibin kan davası vardı.
Niçin mi? Çünkü Füsun tam üç kez AİHM’de T.C.yi; dolayısıyla bu ekibi mahkum ettirmişti. Neden mi kan davası? Çünkü Füsun bugün kanamakta olan yaralara ilk kez Özgür Radyo’da dikkat çekmişti. Yani ilk kez telefon dinlemelerini kamuoyunun dikkatine sunmuştu 2005 gibi çok erken bir tarihte. Hapsedilmek yerine basın ödülü almalıydı; Nixon’un dinlemelerini haber yapan Amerikalı 2 gazeteci gibi. McCarthyci; soğuk savaş şampiyonu Başkan Nixon’u koltuğundan eden onlardı. Ne mi yapmıştı; İnternet takiplerini 2004/05 gibi erken bir tarihte ilk gündeme taşımıştı. Ne mi yapmıştı; İşkencede ölüm olaylarını kamuoyuna taşımış; şeklen de olsa işkencecilerin yargı önüne çıkmasına neden olmuştu; diğer cesur insan hakları savunucuları ile birlikte.
Ekip için bunlar çok fazla idi ve ondan intikam alınması gerekiyordu. Bunun için savcının bile sembolik bir ceza istemesine karşın, salt içerde yattığı süreyi amorti etmek için böyle yapmasına karşın, Füsun üzerindeki kan davası devam etti. Ekip sözde tasfiye oldu ama, Füsun’dan giderayak intikam almayı basardı.
Ey adalet neredesin? Saklandığın yerden ne zaman çıkacaksın? Hapisteki Füsun gibi diğer gazeteciler ve yazarlar, Yüksel Gençler, Davut Uçarlar, Dursun Yıldızlar, Tayyip Temeller, Turabi Kişinler; Ramazan Ülekler ve diğerleri niçin hâlâ hapiste? Muharrem Erbey’in tahliyesi için niçin onca yıl beklendi ve Hatip Dicle niçin serbest değil? Mustafa Avcı, Kemal Seven, Cesim Soylu, Hasan Özgüneş, Ciğdem Uçar vd. meşru yasal siyaset yapan insanlar niçin hâlâ hapiste? Füsun Erdoğan’ın durumu daha da zor. Bir de hüküm giydi. Ama hüküm kesinleşmediğine göre niçin hâlâ bırakılmıyor.
Birilerinin vandettası\intikamı hâlâ bitmedi mi?
Bu yazı Evrensel Gazetesi’nden alıntılanmıştır.