Ukrayna’daki savaşın ardından Antalya’daki otellere yerleştirilen refakatsiz Ukraynalı kız çocuklarının cinsel istismara uğradığına ilişkin skandal, soruşturma dosyasının detaylarıyla yeniden gündeme geldi. Agos ve Slidstvo.info’nun ortak araştırmasına göre, otel çalışanları tarafından hamile bırakılan iki kız çocukla ilgili başlatılan adli süreç, çocukların “rıza gösterdiği” gerekçesiyle “kovuşturmaya yer olmadığı” kararı verilerek kapatıldı. Savcılık, çocukların ifadelerini almadan dosyayı kapattı.
Uluslararası araştırmacı gazetecilik ağı OCCRP’nin ulaştığı saha raporu, Ukraynalı iş insanı Ruslan Shostak’ın girişimiyle Dnipropetrovsk Oblastı’ndan tahliye edilen ve Türkiye’ye getirilen 510 refakatsiz çocuğun Antalya’da konakladığı süreçte ağır ihmal ve istismar vakalarının yaşandığını belgeliyor. Ukraynalı 11 yetkilinin imzaladığı raporda, çocukların psikolojik ve cinsel istismara maruz bırakıldığı, iki kız çocuğunun ise otel personeli tarafından hamile bırakıldığı belirtiliyor.
Bu rapor üzerine Ukrayna Ombudsmanlığı’nın ihbarıyla Türkiye’de adli süreç başlatıldı. Ancak soruşturmanın, “çocuğun cinsel istismarı” kapsamında değil, daha düşük ceza öngören “reşit olmayanla cinsel ilişki” kapsamında yürütüldüğü ortaya çıktı. Savcılık, hamilelik tarihine göre çocukların 15 yaşını doldurmuş olmaları nedeniyle cinsel birliktelikte “rıza” bulunduğu ve çocukların şikâyetçi olmadığı gerekçesiyle dosyayı kapattı.
Edinilen bilgilere göre savcılık, kapatma kararından önce çocukların ifadelerine başvurmadı. Haberde yer alan tanıklıklara göre Ukraynalı eğitmenler, çocuklara otel çalışanlarıyla ilgili olumsuz hiçbir şey söylememeleri için baskı yaptı ve Türk erkeklerle ilişkilerinin rızaya dayalı olduğunu belirten belgeleri imzalattı.
Hamile kaldıkları belirlenen iki kız çocuğu (N. ve I.), olayın üzerinin örtülmesi amacıyla apar topar Ukrayna’ya geri gönderildi. Her iki çocuğun da çocuk yaşta doğum yapmak zorunda bırakıldığı, I.’nın bebeğini doğurduktan üç ay sonra intihar girişiminde bulunduğu aktarıldı.
Olayla ilgili konuşan bir Türk aşçı (S.), kız çocuklarının odasına yasak olmasına rağmen girdiğini ve bir hocanın kendisine “yardım ettiğini” söyleyerek ihmal zincirini doğruladı.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi ise yaptığı açıklamada, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın istismar iddialarından haberdar olduğunu ve resmî başvuru olmaksızın savcılığa suç duyurusunda bulunduğunu belirtmişti. Ancak soruşturmanın “kovuşturmaya yer olmadığı” kararıyla sonuçlandığı kamuoyuna açıklanmamıştı.
Karar, hem Türkiye’de hem uluslararası alanda çocukların korunması ve adalet mekanizmalarının işleyişine dair derin soru işaretleri yaratıyor.
