Close Menu
Siyasi HaberSiyasi Haber

    Subscribe to Updates

    Get the latest creative news from FooBar about art, design and business.

    What's Hot

    Koma Amed, 30 yılın ardından Diyarbakır’da unutulmaz bir konser verdi

    25 Ekim 2025

    İşveren grev korkusuyla fabrikaya imam çağırdı

    25 Ekim 2025

    Bartın’da işçi servisi devrildi: 1 ölü, 19 yaralı

    25 Ekim 2025
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    • Güncel
      • Ekonomi
      • Politika
      • Dış Haberler
        • Ortadoğu
        • Dünya
      • Emek
      • Kadın
      • LGBTİ+
      • Gençlik
      • Ekoloji ve Kent
      • Haklar ve özgürlükler
        • Halklar ve İnançlar
        • Göçmen
        • Çocuk
        • Engelli Hakları
      • Yaşam
        • Eğitim
        • Sağlık
        • Kültür Sanat
        • Bilim Teknoloji
    • Yazılar

      Siyasetin simülasyonu ve kimliğin krizi

      24 Ekim 2025

      Avrupa için göçmenler yük mü?

      23 Ekim 2025

      Roman halkına yönelik stigmatizasyon ve kolonyal gacoluk

      23 Ekim 2025

      Arjantin Ve Uruguay’daki Maraşlılar, Antepliler, Adanalılar

      23 Ekim 2025

      Bir davanın karanlığında ışık aramak: Ercüment Akdeniz’e özgürlük!

      22 Ekim 2025
    • Seçtiklerimiz

      İki devrimci müze soygunu: Kolombiya ve İrlanda

      24 Ekim 2025

      TBMM komisyonu, neden ekoloji örgütlerini dinlemedi?

      20 Ekim 2025

      Türkiye’de ekonomik planlama neden başarısız oldu?

      20 Ekim 2025

      Hakan Tosun cinayetinin anatomisi: Fosil faşizminin çıplak yüzü

      18 Ekim 2025

      Ilan Pappe: Filistinliler hâlâ etnik temizlik ve soykırımla karşı karşıya

      16 Ekim 2025
    • Röportaj/Söyleşiler

      Ilan Pappe: Filistinliler hâlâ etnik temizlik ve soykırımla karşı karşıya

      16 Ekim 2025

      ‘Kadıköy Kültür Evi hem nefes aldığımız hem de birlikte söz kurduğumuz bir yer’

      10 Ekim 2025

      Herkes için Onurlu Bir Barış

      5 Ekim 2025

      Beyza Üstün: Sadece halklar değil tüm canlılar, ekosistemler özgür olmalı

      1 Ekim 2025

      David Adler: İsrail ablukasının normalleştirilmesine direnmeliyiz

      28 Eylül 2025
    • Dosyalar
      • “Süreç” ve Sol
      • 30 Mart Kızıldere Direnişi
      • 8 Mart Dünya Kadınlar Günü 2022
      • AKP-MHP iktidar blokunun Kürt politikası
      • Cumhurbaşkanlığı Seçimleri
      • Ekim Devrimi 103 yaşında!
      • Endüstri 4.0 üzerine yazılar
      • HDK-HDP Tartışmaları
      • Kaypakkaya’nın tarihsel mirası
      • Ölümünün 69. yılında Josef Stalin
      • Mustafa Kahya’nın anısına
    • Çeviriler
    • Arşiv
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    Anasayfa » Türkiye’nin Nelson Mandela’larından Hasan Gülbahar zindanda – Adil Okay

    Türkiye’nin Nelson Mandela’larından Hasan Gülbahar zindanda – Adil Okay

    Siyasi Haber15 Eylül 2015
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn WhatsApp Reddit Tumblr Email
    Share
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    Bu gün akıl almaz bir haberle daha sarsıldık. Dört yanımız kan gölü haline gelmişken, AKP hükümeti 21 yıl sonra ülkeyi yeniden sıkıyönetimle, sokağa çıkma yasağı ile karartırken Hasan Gülbahar’ın önce gözaltına alındığını ve sonra apar topar hapishaneye götürüldüğünü öğrendik. Gülbahar’ın son olaylar nedeniyle tutuklandığını sanırken anladık ki olay farklıymış. Daha doğrusu ortada olay falan yokmuş.

    Ankara 11. Ağır ceza mahkemesi 30 yıl tutsaklıktan sonra, 4. Yargı paketine eklenen bir yasa ila 12 Eylül’den beri tutsak olan bir gruba özgürlük yolunun açılmasına itiraz etmişti. Bu itiraz nedeniyle Hasan Gülbahar tahliye edilmemiş ancak üst mahkemeye başvuru ve kamuoyu oluşması sonucu dışarı çıkabilmişti.

    Hasan Gülbahar 30 yıl sonra, dikkat edin 30 yıl -yazıyla otuz- sonra özgürlüğüne kavuşmuştu. Dünyada ilk ona giren bir rekora sahipti. Çıkınca hayata tutunmaya çalışmış, yarım bıraktığı eğitimine devam etmeye başlamış, bir işe yerleşmiş ve İHD Mersin Şubesinde yönetime gelmişti.

    Ancak 1,5 yıl özgürlük, kötülük dağıtıcılarının gözüne batmış olmalı ki Gülbahar bu gün apar topar tutuklanıp Mersin hapishanesine konuldu.

    Neden 11. Ağır ceza mahkemesinin yargıtaya itirazıymış. Kimsenin haberi olmadan süreç işlemiş ve 11. Ağır ceza mahkemesinin itirazı kabul edilmiş. Yani Hasan Gülbahar’ın infazını yaktık, yasadan falan faydalanamaz, ne var 30 yıl yatmış, 6 yıl daha yatsın denmiş.

    İnanılmaz bir karar. Hadi 11 Ağır ceza mahkemesinin yorumcuları artniyetli, devrimci, sosyalist düşmanı diyelim peki Yargıtay nasıl bu itirazı kabule diyor. Ve gizli kapaklı. Olayın öznesi Gülbahar’ın haberi bile olmadan.

    Hasan Gülbahar baş eğecek bir insan değildir.

    Hasan Gülbahar hapishaneye götürülmeden önce kız kardeşi Sema’yı telefonda teselli edecek kadar güçlüdür. Keza Hasan Gülbahar hapishaneye götürülürken beni aramış ve vakur ve moralli bir tonda olayı anlatmıştır.

    Hasan Gülbahar yalnız değildir.

    9.10. 2014

     

     

    Not: Aşağıda Hasan Gülbahar özgürlüğüne kavuşunca ilk buluşmamızı anlatan eski bir yazımı paylaşıyorum. Ayrıntı isteyenler için.

     

    AYAKLI HAPİSHANE TARİHLERİYLE KUCAKLAŞMA

    Bu gün çeyrek asırdır hapishanede olan ve geçtiğimiz haftalarda tahliye olan iki dostla; 30 yıldır hapishanede olan Hasan Gülbahar ve 28 yıldır hapishanede olan Muzaffer Öztürk ile ilk kez buluştuk. Mektuplarla başlayan arkadaşlığımız yıllar sürdü ve nihayet giyabi tanışmayı vicahiye çevirdik. Ve bu iki “tarih gibi adam”da 10 yıl sonra ilk kez karşılaştılar. Bir sürgün gecesi ayrılmış iki dostu, iki yoldaşı 10 uzun yıl sonra ilk kez bir araya getirmiş oldum. 32 yıldır hapishanede olan Tahir Canan ile de bu buluşmadan üç gün önce bir araya gelmiştim. Kısa sürede birçok sevinç ve heyecan yaşadık. Ama tabi hep buruktu sevincimiz. Çeyrek asır sonra dışarı çıkan bu insanlar bir araya gelince, içeride kalan arkadaşlarından, yoldaşlarından söz ediyor, onlar için ne yapabiliriz diye proje üretiyorlardı.

    Bu tarihi buluşmaya mahpus amca ve teyzelerine balon yollayan çocuk Öykü de eşlik etti. Zaten hapishanede ben yazar kimliğimle tanınmıyorum, çocuk Öykü’nün babası olarak biliniyorum. Muzaffer Öztürk, Öykü’yü severken “bebekliğinden bu yana an be an büyümesini fotoğraflarından izlediğim tek çocuk Öykü” diyordu. Hasan Gülbahar da sık sık masayı terk ediyor, Öykü ile el ele yürüyüşe çıkıyordu.

    Birlikte dağlara çıktık. Bir kır lokantasında oturduk. Sohbetimiz bazen andığımız hasta bir tutuklunun adıyla hüzne boyanıyor, bazen de, örneğin hapşırma sonrası onların “iyi yaşa ama dışarıda yaşa” demeleriyle ve/veya masada her boşalan tabağı Hasan’ın neredeyse yıkar gibi silerek kenara koyması sonucu attığımız kahkahalarla bölünüyordu. Tabak silmek bir hapishane alışkanlığıydı.

    Muzaffer uzun yıllar tek kişilik hücrede kaldığı için yanında eşya taşıma alışkanlığını unuttuğunu, bu nedenle çıktığı günden beri her yerde telefon, çanta ve kimlik unuttuğunu anlatıyordu. Hasan atılıyor “sen yolda yürürken dengeni sağlayabiliyor musun” diye Muzaffer’e soruyor, Muzaffer de “senin kalabalıkta başın dönmüyor mu” diye karşılık veriyordu.

    Hapishanede oluşan hastalıklarını anlatırken gülüyorlardı. Bu sorular ve yanıtlar bana 20 yıl sürgünden döndükten sonra yazdığım “dönüş” adlı şiirin bazı mısralarını anımsattı. O sırada onlara okuyamadım. Şimdi paylaşayım, okusunlar da borçlu kalmayayım:

     

    “Düz yollarda yan yürütüyor beni küskün ayaklarım

    Bu ben miyim prangasız sokaklarda avare

    Cebimde polisten kaçırdığım ilkbahar sonatı

    Bıkmadan çalıyorum kapıları seni soruyorum

    Aldığım cevaplar hep sus işareti

    Yuhalıyorum kafa kâğıdı erken eskimiş kulları

    Bir ömür sonra hâlâ kırmızı ışıklarda hazır ol…”

     

    Elbette onlara birçok soru sordum. Bazı soruları da şimdilik soramadım. 12 Eylül dönemini,  işkenceleri, idamları, 19 Aralık katliamını, koğuş sistemini, açlık grevlerini, ölüm oruçlarını, F tipine geçişi, iletişim yasaklarını yaşayan bu insanlar dünyaya ve çevrelerine sevgiyle bakıyorlardı.

    Hasan, Muzaffer’in telefon numarasını kaydetmeye çalıştı, başaramadı, Tülin imdadına yetişti. Muzaffer de “elime tutuşturdular bir dokunmalık telefon çözmeye çalışıyorum” diye söylendi.

    Ayaklı tarihti onlar. Tahir Canan, Hasan Gülbahar, Muzaffer Öztürk ve onlar gibi çeyrek asırdır tutsaklık yaşayan diğerleri… Beyinleri iğdiş eden, yalanla örülmüş resmi tarihin dışındaki gerçek hapishane tarihi onların belleklerinde saklı. Yazılmayı bekliyor. Ama bu görev sadece onların değil, biyografi yazımında uzmanlaşan arkadaşlarımızın, belgesel yapımcılarının görevi.

    Onlara borçluyuz. Bu ülke borçlu. Toplum borçlu. Zira onları daha önce özgürlüklerine kavuşturamadık. Geç kaldık.

    Ve halen içeride binlerce politik tutsak var.

     

    26.05.2013

    Adil Okay

    Share. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Telegram Email

    İlgili İçerikler

    Siyasetin simülasyonu ve kimliğin krizi

    24 Ekim 2025

    Avrupa için göçmenler yük mü?

    23 Ekim 2025

    Roman halkına yönelik stigmatizasyon ve kolonyal gacoluk

    23 Ekim 2025
    Destek Ol
    Yazılar
    Ercan Jan Aktaş

    Siyasetin simülasyonu ve kimliğin krizi

    Tuncay Yılmaz

    Avrupa için göçmenler yük mü?

    Siyasi Haber

    Roman halkına yönelik stigmatizasyon ve kolonyal gacoluk

    Kadir Akın

    Arjantin Ve Uruguay’daki Maraşlılar, Antepliler, Adanalılar

    Bağlantıda Kalın
    • Facebook
    • Twitter
    Seçtiklerimiz
    Siyasi Haber

    İki devrimci müze soygunu: Kolombiya ve İrlanda

    Mehmet Horuş

    TBMM komisyonu, neden ekoloji örgütlerini dinlemedi?

    Ümit Akçay

    Türkiye’de ekonomik planlama neden başarısız oldu?

    Şebnem Oğuz

    Hakan Tosun cinayetinin anatomisi: Fosil faşizminin çıplak yüzü

    Güncel Kalın

    E Bültene üye olun gündemden ilk siz haberdar olun.

    Siyasi Haber, “tarafsız” değil “nesnel” olmayı esas alır. Siyasi Haber, işçi ve emekçiler, kadınlar, LGBTİ+’lar, gençler, doğa ve yaşam savunucuları, ezilen etnik ve inançsal topluluklardan yanadır.

    Devletten ve sermayeden bağımsızdır.

    Facebook X (Twitter) YouTube
    EMEK

    İşveren grev korkusuyla fabrikaya imam çağırdı

    25 Ekim 2025

    Çiğli Belediyesi’nde memurlar iş bıraktı: “Toplu sözleşme hakkımıza sahip çıkıyoruz”

    24 Ekim 2025

    Tapaten işçilerine araçlı saldırı: “İnsan canına kast var”

    23 Ekim 2025
    KADIN

    Kadınlar 11. Yargı Paketi’ne karşı sokağa çıkıyor: “Meclise getirmeyi aklınızdan bile geçirmeyin”

    25 Ekim 2025

    Maraş’ta erkek şiddeti: İki kadın öldürüldü, bir kadın ağır yaralı

    23 Ekim 2025

    Ercan Jan Aktaş: “Pınar Selek’siz barış olmaz”

    20 Ekim 2025
    © 2025 Siyasi Haber. Designed by Fikir Meclisi.
    • Home
    • Buy Now

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.