Bir yıl önce Ankara’da gözaltına alınıp tutuklanan ve 3 ay hapiste tutulan Max Zirngast Türkiye üzerine yazdığı kitabını Viyana’da tanıttı.
SiyasiHaber / Cemalettin Efe
ODTÜ’de doktorasını yapmaktayken Hikmet Kıvılcımlı kitaplarını bulundurmaktan 11 Eylül 2018 günü Ankara’da gözaltına alınan ve tutuklanan Max Zirngast 3 ay süreyle Sincan Hapishanesi’nde tutuldu. Zirngast, tutukluluğu süresince mektuplarını Türkçe yazmak zorunda kaldı. Serbest bırakıldıktan sonra da uzun bir süre ev hapsinde tutulan Zirngast, #FreeMaxZirngast adı altında yapılan bir kampanyanın da katkılarıyla 11 Eylül 2019’da, yani tam bir yıl sonra beraat etti.
Halen Viyana’da yaşayan Zirngast, Alp Kayserilioğlu, Evrim Muştu ve Günay Işıkara’nın da katkılarıyla çıkardığı Die Türkei am Scheideweg (Türkiye Yol Ayrımında) kitabında özellikle Türkiye, ABD, Suriye ve dünyanın birçok bölgesiyle ilgili siyasal ve kültürel konulara değiniyor. Kendi gözlemleri ve araştırmacı kimliği ile bazı analizlerde bulunan gazeteci yazar, alt sınıfların karşılaştığı zorlukları ve bunlara karşı neler yapılabileceğine dair öngörülerde bulunuyor.
Kitap tanıtımının yapıldığı Libreria Utopia Kitabevi’nde Türkiye’deki baskı koşullarının yanı sıra Kuzey Suriye’deki gelişmelere ilişkin görüşlerini aktaran Max Zirngast daha çok Avusturyalı ve Kuzey Kürdistanlılar tarafından büyük ilgiyle izlendi. Kitabın sunumundan sonra söz alan dinleyiciler Türkiye devleti ve hükümetinin Türk-İslam sentezi bağlamında Kürt düşmanlığını hangi noktaya vardırdığına sıkça vurguda bulundu.
Dinleyiciler de söz alarak insan hakları ihlallerinin vardığı trajikomik duruma vurgu yaptı. Bizzat Max Zirngast’ın da içinde olduğu bu davanın buna iyi bir örnek teşkil ettiği ifade edildi. Özellikle İslamcı çürümenin bir geleceğinin olmadığı, ama toplumlarda yarattığı yıkımın onarımının on yıllar sürebileceği dile getirildi.
Dinleyiciler Türkiye hükümetine uygulanan ambargonun daha da artırılmasını isterken, Türkiye’de tutuklu bulunan ve her an tutuklanma tehlikesi altında olan insanlarla ne tür dayanışma olanaklarının olabileceği üzerinde görüşler aktarıldı. Rojava ve Kuzey Suriye üzerinden yapılan birçok emperyalist proje ve çıkar çatışması sürerken, bir taraftan Kürtlerin kazanımları kısmen gerilerken, diğer taraftan Kürt sorununun uluslararası arenaya taşındığına ve bütün dünya Kürtleri arasında güçlü bir dayanışmaya yol açtığına işaret edildi.