TTB, sağlıkta yaşanan şiddetin olaylarının devam ettiğini ve son alarak Isparta’da bir asistan doktorun darp edildiğini belirterek, yeni meclis ve hükümetin, talep ve önerilerini dikkate alarak yasal düzenlemeler yapmasını istedi.
Türk Tabipler Birliği (TTB) Merkez Konseyi, hastanelerde devam eden şiddet olaylarına ilişkin yazılı açıklama yaptı.
Son olarak, Isparta’da Tıp Fakültesi Hastanesi’nde görev yapan bir asistan doktorun darp edildiği belirtilen açıklamada, “Artık hastaneler her yönüyle içinden çıkılmaz hale gelmiş görünüyor! Hemen her gün ve hemen her sağlık kurumunda, aile sağlığı merkezinden hastanesine, polikliniğinden aciline ne yazık ki şiddet sağlık çalışanlarının işinin bir parçası oldu” denildi.
TTB tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Hemen her gün ve hemen her sağlık kurumunda, aile sağlığı merkezinden hastanesine, polikliniğinden aciline ne yazık ki şiddet sağlık çalışanlarının işinin bir parçası oldu. Küfürler, hakaretler, baskınlar, inen camlar, çerçeveler… Cana kasteden saldırılar… Bunlar hastanelerin olağan görüntüleri haline geldi.
“Sağlık Bakanlığı beyaz kod verilerine göre Mayıs 2012-9 Mart 2015 tarihlerinde toplam şiddet bildirisi 31.767, bunun 10.945’i fiziksel. Yani günde 31 sağlık çalışanı şiddete uğruyor. Yetmiyor, bu şiddet uygulayıcılarına silahlı hastane yöneticileri ekleniyor. Yetmiyor, hoca asistanına şiddet uyguluyor.
“Çok açık ki bu şiddeti sağlık politikaları üretiyor. Çok açık ki, halkı sağlık çalışanlarına karşı kışkırtmalar, görmezden gelmeler, geçiştirmeler, SABİM tehditleri, Dr. Kamil Furtun’un öldürülmesi üzerine ‘Akli dengesi yerinde olmayan bir insan hastaneye girmiş, Kamil Furtun’u vurmuş.
“Bu her yerde olabilir’ açıklaması yapabilen, “yine bir doktoru halletmişler” diyenin karşısında tebessümle yetinen bakanlar, silahlı hastane müdürünün saldırısını “Hocamızın duygusal olarak vermiş olduğu bir tepkiden ibaret yaşanmış bir durumdur” diye mazur göstermeye çabalayan yöneticiler de şiddeti tırmandırıyor.
“Şiddet hiçbir ortamda kabul edilebilir bir olgu değildir. Bizler, sağlık çalışanları, can kurtardığımız hastanelerde canımızı vermek istemiyoruz.
“Şiddetin nasıl doğduğunu, sağlık politikalarının şiddeti nasıl ürettiğini, beslediğini, kapsadığını açık bir şekilde ortaya koyacak, şiddetin kabul edilemez olduğunu kesin bir şekilde ifade edecek, güvenliğimizi ve güvenimizi sağlayacak, şiddeti olmadan önleyebilecek bir bakan ve yöneticiler istiyoruz.
“Dr. Kamil Furtun’un ölümünden hiçbir sorumluluk ve görev almadan, tüm sağlık çalışanlarını 15 dakika iş bırakmaya davet eden bir sağlık bakanı, silahlı yöneticiler ve bunları kollayanlar, asistanına şiddet uygulayan hocalar ile bu sorun çözülmez.
“Dr. Ersin Arslan’ın öldürülmesinden sonra TBMM sağlıkta şiddeti araştırmak üzere bir komisyon kurdu. Meslek örgütlerinin talep ve önerilerini dikkate almayan hükümet, bu komisyonun raporunu da dikkate almadı.
“Bir adım yol alınmadığı gibi yeni kayıplar eklendi. Yeni meclis ve hükümetten beklentimiz hemen, daha fazla can yanmadan, can kaybedilmeden araştırma komisyonunun ve meslek örgütlerinin saptamaları, talep ve önerilerini dikkate alarak yasal düzenlemelerin yapmasıdır. Şiddet doğuran, çalışanı ve hastayı ezen, toplumun sağlığını gerileten politikalardan vazgeçilmesini istiyoruz.”