Diyarbakır’ın Lice ilçesinde 22 Ekim 1993’te 16 kişinin öldürüldüğü katliama ilişkin davada, mağdur aileler ilk kez avukat Tahir Elçi olmadan hakim karşısına çıkacak.
Lice’de 22 yıl önce gerçekleşen ve 16 kişinin öldürüldüğü katliamla ilgili davada zamanaşımı süresinin dolmasına bir gün kala açılan davanın görülmesine İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edilecek. ‘Güvenlik gerekçesi‘yle İzmir’e taşınan dava için 10 mağdur aileyle birlikte yola çıkan Lice Adalet Arıyor Platformu Sözcüsü Şiyar Kaymaz konuştu.
Davanın avukatlarından Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi’nin 28 Kasım’da öldürülmesi üzerine, bu davaya sahip çıkacaklarını belirten Kaymaz şunları söyledi: “Davanın İzmir’e taşınması nedeniyle mağduriyet yaşıyoruz. İzmir-Diyarbakır arası neredeyse 1600 kilometre. Zorlu bir mesafe… Tahir Bey de her zaman bu mağduriyeti dile getiriyordu. Dava takibi zorlaşıyor. Tahir Bey her duruşmayı takip etti. Bizlerle de yakın temas halindeydi. Bizim için Elçi’siz davaya gitmek çok zor… Taleplerimizi iyi bilen bir insandı. Yola çıkmadan önce makamını ziyaret ettik. Aileler onu unutmayacaklarını, anısını her zaman yaşatacaklarını belirtti. Bu davayı Tahir Bey’in bıraktığı yerden takip etmeye, davaya sahip çıkmaya devam edeceğiz.”
‘Neyin hesabını soracağız?’
Kaymaz, duruşmaya gitmek için yola çıkan ailelerin yeni katliamlardan endişe ettiğini ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Davayı kapatmaya yönelik bir girişim var. Eşref Hatipoğlu, avukatlarımızın bilgisi olmadan mahkemeye giderek ifade vermişti. Duruşmaya katılmadı. Tahir Bey bu durumun hukuksuz olduğunu belirtmişti. Reddi hakim talebinde bulunduk ama reddedildi. Her duruşmada bu davaların hakikat ve yüzleşme davaları olarak ele alınması gerektiğini söylerdi. Aileler duruşmaya gidiyor ama bir yandan da yaşanılanlar nedeniyle, ‘Yeni katliamlarla karşı karşıya iken neyin hesabını soracağız’ diye düşünüyorlar.”
Lice’de 22 yıl önce gerçekleşen ve 16 kişinin öldürüldüğü katliamla ilgili davada dönemin Diyarbakır Jandarma Alay komutanı emekli albay Eşref Hatipoğlu, 24 yıla kadar hapis cezası istemiyle İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanıyor.
Dava kapsamında savcılığın 20 yıl sonra tamamladığı soruşturmanın ardından ilk duruşma 16 Ocak 2014’te görülmüştü.