Close Menu
Siyasi HaberSiyasi Haber

    Subscribe to Updates

    Get the latest creative news from FooBar about art, design and business.

    What's Hot

    Kıyıya vuran heykel: Lenin, 32 yıl sonra Akçakoca’da sergileniyor

    22 Temmuz 2025

    ücretsiz emek ya da feminizmin ekonomik politikası

    21 Temmuz 2025

    Jeopolitik ve emperyalizm

    21 Temmuz 2025
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    • Güncel
      • Ekonomi
      • Politika
      • Dış Haberler
        • Ortadoğu
        • Dünya
      • Emek
      • Kadın
      • LGBTİ+
      • Gençlik
      • Ekoloji ve Kent
      • Haklar ve özgürlükler
        • Halklar ve İnançlar
        • Göçmen
        • Çocuk
        • Engelli Hakları
      • Yaşam
        • Eğitim
        • Sağlık
        • Kültür Sanat
        • Bilim Teknoloji
    • Yazılar

      Kıyıya vuran heykel: Lenin, 32 yıl sonra Akçakoca’da sergileniyor

      22 Temmuz 2025

      Suruç’un çocukları geri gelmeyecek

      20 Temmuz 2025

      Anayasa’dan Önce Yapısal Reform

      19 Temmuz 2025

      Kadınlar yaşamak istiyor! 

      18 Temmuz 2025

      Demokratikleşme Olmadan Anayasa Değişikliği Olur mu?

      16 Temmuz 2025
    • Seçtiklerimiz

      ücretsiz emek ya da feminizmin ekonomik politikası

      21 Temmuz 2025

      Jeopolitik ve emperyalizm

      21 Temmuz 2025

      Vahşetin idaresi!

      21 Temmuz 2025

      Üniter devlet ve resmî dil sorunu

      20 Temmuz 2025

      Reel sosyalizm neden çöktü?

      20 Temmuz 2025
    • Röportaj/Söyleşiler

      İsrail’in ‘iç’ mücadelesi gerçekten çıkmazda mı?

      21 Temmuz 2025

      SYKP Eş Genel Başkanı Mertcan Titiz: Kalıcı barış için sürecin seyircisi değil, öznesi olmalıyız

      8 Temmuz 2025

      Yangınların ortasında dayanışmanın motor gücü: Kuryelerin afetle mücadelesi – Mesut Çeki

      2 Temmuz 2025

      Kadir Akın: “Türk sosyalistleri Ermeni sosyalistlerinin varlığını görmezden geldiler, çünkü onlar Ermeniydi.”

      27 Haziran 2025

      SYKP’li Turgan: Solun örgütsel bir yenilenmeye ihtiyacı var

      11 Haziran 2025
    • Dosyalar
      • 30 Mart Kızıldere Direnişi
      • 8 Mart Dünya Kadınlar Günü 2022
      • AKP-MHP iktidar blokunun Kürt politikası
      • Cumhurbaşkanlığı Seçimleri
      • Ekim Devrimi 103 yaşında!
      • Endüstri 4.0 üzerine yazılar
      • HDK-HDP Tartışmaları
      • Kaypakkaya’nın tarihsel mirası
      • Ölümünün 69. yılında Josef Stalin
      • Mustafa Kahya’nın anısına
    • Çeviriler
    • Arşiv
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    Anasayfa » Suruç Katliamı’nın üzerinden 2 yıl geçti: ‘Adalet gelmeden bu davayı bırakmayacağız’

    Suruç Katliamı’nın üzerinden 2 yıl geçti: ‘Adalet gelmeden bu davayı bırakmayacağız’

    Siyasi Haber20 Temmuz 2017
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn WhatsApp Reddit Tumblr Email
    Share
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    Urfa’nın Suruç ilçesinde, Kobani’ye yardım götürmek üzere toplananların basın açıklaması yaptığı sırada IŞİD tarafından düzenlenen bombalı katliamın üzerinden 2 yıl geçti. Suruç Katliamı mağdurlarının avukatları, saldırının üzerinden 2 yıl geçmesine rağmen dava dosyasında kayda değer bir ilerleme olmadığını söylediler.

    Urfa’nın Suruç ilçesinde Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) üyelerine yönelik IŞİD’in bombalı katliamının üzerinden iki geçti. 20 Temmuz 2015 tarihinde yaşanan ve 33 kişinin yaşamını yitirdiği saldırının yıl dönümünde katliam mağdurlarının avukatları, yargılamaya tepki gösterdi. Avukat Gülhan Kaya, “Soruşturma nasıl büyük bir ciddiyetsizlikle başladıysa yargılama süreci de aynı ciddiyetsizlikle devam ediyor” dedi. Avukat Sevda Çelik Özbingöl ise, dosyanın sanıksız ve failsiz bırakılmak istendiğini vurguladı. 


    Savcı ve hakim değişti 


    Suruç Katliamı sonrası farklı kentlerde peş peşe patlamalar meydana gelirken, üzerinden 2 yıl geçen davada ise bir arpa boyu yol alınmadı. İki yıl içinde 3 soruşturma savcısı, bir kez de mahkeme heyeti değiştirildi. İlk günden itibaren davaya “gizlilik” ve “yayın yasağı” getirildi. 


    18 ay sonra iddianame


    Katliamdan 18 ay sonra hazırlanan 213 sayfalık iddianamede biri başka suçtan tutuklu 3 IŞİD’li hakkında, “Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme, silahlı terör örgütüne üye olma, tasarlayarak ve yangın, su baskını, tahrip, batırma, bombalama ya da nükleer, biyolojik, kimyasal silah kullanarak öldürme” suçlarından 34’er kez, “Tasarlayarak ve yangın, su baskını, tahrip, batırma, bombalama ya da nükleer, biyolojik, kimyasal silah kullanarak öldürmeye teşebbüs etme” suçlarından da 70’er kez olmak üzere TCK’nin ilgili maddeleri gereğince toplam 104’er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis talep edildi. 


    Elde bir sanık var!


    İddianamede katliamın failleri olarak canlı bomba Şeyh Abddurrahman Alagöz, 10 Ekim Katliamı’nı organize eden ancak Antep’teki bir hücre evi baskınında kendilerini patlattıkları öne sürülen Yunus Durmaz ve Halil İbrahim Durgun, 10 Ekim davası sanıklarından Yakub Şahin, firari olduğu belirtilen IŞİD’in Türkiye-Suriye Sınır Sorumlusu Deniz Büyükçelebi ve IŞİD Emiri İlhami Mali gösterildi. Bu yüzden davanın eldeki tek sanığı Yakub Şahin.


    10 Ekim davasının tutuklu sanığı olan Şahin hakkında, Suruç dosyasında 4 Mayıs 2017 tarihinde görülen ilk duruşmada tutuklama kararı verildi. 


    Hazırlanan iddianamede, devlet yetkililerinin sorumluluğuna yer verilmedi. 


    Dava başladı ‘gizlilik’ kararı kaldırılmadı


    Yargı sürecini ve gelinen aşamayı değerlendiren Ezilenlerin Hukuk Bürosu avukatlarından Gülhan Kaya, “kısıtlılık kararına” vurgu yaparak, “İki yıl geçti katliamın üzerinden ve hâlâ gizlilik kararı ile dosyadan örnek almamız, dosyayı görmemiz engelleniyor. Buna yaptığımız tüm itirazlar reddedildi. Anayasa Mahkemesine yaptığımız itiraz da iki yıl geçmiş olmasına rağmen hâlâ sonuçlanmış değil” dedi. Kaya, dosyada var olan “gizlilik” kararı gerekçesi ile taleplerinin karşılanıp karşılanmadığını bilmediklerini söyledi.



    Suruç Katliamı soruşturması etkili yürütülmediği için IŞİD’in Türkiye’deki diğer saldırılarının önüne geçilemediğini ifade eden Kaya, “Her ne kadar IŞİD dediğimiz bu örgütün sorumluluğundan bahsedilse de orada güvenlik önlemi almayan kolluk birimleri sorumlu olsa da, burada aynı zamanda Suruç soruşturmasını etkin bir şekilde yürütmeyerek, Ankara Gar patlamasının da bir nevi sorumlusu olarak gösterebileceğimiz savcılar var” değerlendirmesinde bulundu. Dönemin Suruç İlçe Emniyet Müdürü Mehmet Yapalıal’ın “görevi ihmal ve kötüye kullanma” suçundan ceza aldığını hatırlatan Kaya, bu kararla devletin “Biz bu katliamı önleyebilirdik ama önlemedik” söylemini kabul etmiş olduğunu söyledi. İddianameyi eleştiren Kaya, “Bu iddianame ile bir iddianamenin nasıl hazırlanmak istenmediğini gördük. Patlamadan sonraki ana dair hiçbir görüntü dosyada yok. Bunların tamamı saklanmış durumda. Hâlâ da dosyaya getirilmiş değil. Bu görüntüler getirilirse devletin nasıl güvenlik önlemi almadığı görülmüş olacak” dedi.


    ‘Mahkeme Suruç davasına baktığının farkında değil’


    Mahkemenin Suruç davasına baktığının farkında olmadığına ve bu ciddiyete sahip olmadığına dikkat çeken Kaya, davanın ikinci duruşmasında mahkeme heyetinin raporlu olmasından kaynaklı heyetin değiştiğini aktardı ve “Duruşmada davayı bilen tek bir üye yoktu” dedi.


    Suruç Katliamı’nın Türkiye için bir eşik olduğunu kaydeden Kaya, “Soruşturma nasıl büyük bir ciddiyetsizlikle başladıysa yargılama sürecinde aynı ciddiyetsizlikle devam ediyor” diye tepki gösterdi.  


    Mağdur çok sanık yok!



    Davanın avukatlarından Sevda Çelik Özbingöl ise, patlamaya ilişkin soru işaretlerinin orta yerde durduğuna dikkat çekti. Olay öncesi bütün görüntüler mevcutken, olay sonrasına ait  kamera kayıtlarının olmamasının, patlamanın faillerinin bulunmasına yönelik bir çabanın olmadığını gösterdiğini ifade eden Özbingöl, “Sonrasında adli tıp süreci başladı ve ben avukat olarak sürece dahil oldum. İncelemeler yapıldı, ancak ne hikmetse bahçeye bakan MOBESE kamerasının, bahçeye dair görüntü kaydının yapılmadığına dair bilgi geldi. Daha sonra başka bir dosya aracılığıyla, yani olaydan bir buçuk yıl sonra bu bilgilerin var olduğu ve dosyaya konulmadığını öğrendik.”  Özbingöl, patlama sonrası yaralılara ve yaralılara yardımcı olmak isteyen halka yönelik engellemelerin olduğunu ve sivil bazı araçların yaralıları hastaneye taşımadığı ve bu araç sahiplerinin polis olduğu yönünde bilgilerin olduğunu da öne sürdü. 


    Canlı bomba ihbarının olduğunu ve emniyetin bu konuda bilgi sahibi olduğunu anlatan Özbingöl, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kolluk olaydan haberdar ancak görevini yerine getirmiyor. Mesela ilçeye giren araçlar didik didik aranırken nasıl olur da canlı bomba ile gelen biri bu kadar rahat bu eylemi gerçekleştirdi. Kamera kayıtlarının eksiksiz gelmesiyle olay açıklık kazanacak.”  Birinci duruşmada katliamdan zarar görenlerin bulunduğu bölümün dolup taştığını, ancak sanık sandalyelerinin boş olduğunu hatırlatan Özbingöl, “Bir sanık dışındaki sanıkların öldüğü yönünde bilgi inandırıcı değil. Çünkü bir ev baskınında hayatını kaybettiği söylenen sanıklardan birinin, yani Halil İbrahim Durgun’un ailesinin yaptığı teşhise göre belirlenen kişi kendisi değil. Dosya sanıksız ve failsiz bırakılmak isteniyor. Ancak biz bir sonraki duruşmada yine orada olacağız. 2 yıl oldu kayda değer bir gelişme olmadı, ancak adalet gelmeden bu davanın peşini bırakmayacağız” diye devam etti. 


    ‘20 Temmuz benim için babasızlığın günü’



    Suruç Katliamı’nda babası İsmet Şeker’i kaybeden Yağmur Şeker, “20 Temmuz benim için babasızlığın günü. 2 değil 200 yıl geçse adalet, adalet diyeceğiz” diye konuştu. 


    20 Temmuz 2015 tarihinden bu yana hayatlarının kabusa döndüğünü söyleyen Şeker, “Biz onu elinde şeker ile gönderdik. 2 yıl oldu babamı aldılar benden. Ben 17 yaşındaydım. Adalet aradık, bizi 50 derece sıcaklık altında beklettiler. Ancak onlar o bahçede yine böyle bir sıcaklıkla yandılar. O katilin (Yakup Şahin) karşımıza gelip hesap vermesini bu olayın altında başka kimlerin olduğunu bilmek istiyoruz. O gün benim için babasızlığın günü. Ben 2 yıldır onsuz yaşamaya alışmamışken, bir şey yapmadan susmamızı istemesinler. 2 değil 200 yıl geçse adalet, adalet diyeceğiz” diye konuştu.


    DİHABER

    Share. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Telegram Email

    İlgili İçerikler

    Mahir Sayın: “Demokratik konfederalizm, bölge halklarının barışa ve refaha kavuşabilmeleri için tek seçenek gibi durmaktadır”

    28 Haziran 2025

    Barış Ünlü: “AKP ‘Türklük Sözleşmesi’nin devlet ayağını çökertti”

    6 Haziran 2025

    Kürt Dili Bayramı, ana dili ve sağlık

    14 Mayıs 2025
    Destek Ol
    Yazılar
    Mehmet Murat Yıldırım

    Kıyıya vuran heykel: Lenin, 32 yıl sonra Akçakoca’da sergileniyor

    Mehmet Murat Yıldırım

    Suruç’un çocukları geri gelmeyecek

    Mete Gönültaş

    Anayasa’dan Önce Yapısal Reform

    Mehmet Murat Yıldırım

    Kadınlar yaşamak istiyor! 

    Bağlantıda Kalın
    • Facebook
    • Twitter
    Seçtiklerimiz
    Ayşe Düzkan

    ücretsiz emek ya da feminizmin ekonomik politikası

    Ergin Yıldızoğlu

    Jeopolitik ve emperyalizm

    Fehim Taştekin

    Vahşetin idaresi!

    Tolga Şirin

    Üniter devlet ve resmî dil sorunu

    Güncel Kalın

    E Bültene üye olun gündemden ilk siz haberdar olun.

    Siyasi Haber, “tarafsız” değil “nesnel” olmayı esas alır. Siyasi Haber, işçi ve emekçiler, kadınlar, LGBTİ+’lar, gençler, doğa ve yaşam savunucuları, ezilen etnik ve inançsal topluluklardan yanadır.

    Devletten ve sermayeden bağımsızdır.

    Facebook X (Twitter) YouTube
    EMEK

    İşçi sınıfının açlıkla imtihanı

    5 Temmuz 2025

    İşçiler ne yapsın?

    11 Haziran 2025

    Grev okulundan dersler

    10 Haziran 2025
    KADIN

    Patriarkayı yık

    22 Haziran 2025

    Kadının İnsan Hakları Derneği, İstanbul Sözleşmesi’ni AİHM’e taşıdı

    3 Mayıs 2025

    DEM Parti Kadın Meclisi’nden Saadet Partisi’ne ziyaret

    14 Mart 2025
    © 2025 Siyasi Haber. Designed by Fikir Meclisi.
    • Home
    • Buy Now

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.