10 Mayıs’ta parti kongresini düzenleyen Sol Parti (Die Linke), Almanya’da yaygın olarak kabul gören Uluslararası Holokost Anma İttifakı’nın (IHRA) antisemitizm tanımına alternatif olarak yazılmış bir metni kabul etme kararı aldı. Parti, bu nedenle, Yahudi Merkez Konseyinin sert eleştirilerine maruz kaldı.
Yahudi Merkez Konseyi Başkanı Josef Schuster, partinin bu kararıyla “Almanya’daki Yahudilerin yanında olmadığını” gösterdiğini belirtti. Tartışmanın merkezinde, İsrail’e yönelik eleştirilerin ne zaman antisemitizm olarak değerlendirileceği sorusu yer alıyor.
Sol Partili delgeler antisemitizm tanımı Kararını Eş Başkan van Aken’a rağmen aldı
Chemnitz’de düzenlenen parti kongresinde, Sol Parti Eş Başkanı Jan van Aken’in açıkça karşı çıkmasına rağmen, az bir farkla, 2021’de yayımlanan “Kudüs Deklarasyonu” (Jerusalem Declaration) adlı belgeyi destekleme kararı alındı. Bu belge, IHRA’nın antisemitizm tanımına alternatif olarak akademisyenler tarafından hazırlanmıştı.
IHRA, antisemitizmi “Yahudilere yönelik belirli bir algı, nefret olarak ifade edilebilir,” şeklinde tanımlarken, Kudüs Deklarasyonu antisemitizmi “Yahudilere (veya Yahudi kurumlarına) yönelik ayrımcılık, önyargı, düşmanlık veya şiddet” olarak tanımlıyor ve İsrail’e doğrudan atıfta bulunmuyor.
Kudüs Deklarasyonu’nun yazarları, IHRA tanımının “çeşitli yorumlara açık” olduğunu ve antisemitizmle mücadeleye zarar verdiğini savunuyor. Bu eleştirilerinden hareketle, antisemitizm kavramını daha dar bir çerçevede ele almayı tercih ettiklerini açıklamışlardı.
Sol Parti Eş Başkanı Jan van Aken açısından konferansta alınan bu karar, bir geri adım olarak değerlendiriliyor. 2023 yılında Hamas’ın İsrail’e yönelik saldırılarına Tel Aviv’deyken tanık olan van Aken, İsrail’in var olma hakkını sorgulayan eleştirilere karşı çıkan bir pozisyon almıştı. 2024 sonbaharında, parti içinde Orta Doğu politikası konusunda bir uzlaşma sağlamak için çaba sarf etmiş ve Chemnitz’deki kongrede bu konunun gündeme gelmemesini istemişti.
“IHRA tanımı devletin otoriter politikalarına kapı açıyor”
Parti kongresinde kabul edilen “Antisemitizm, Baskı ve Sansürle Mücadele” başlıklı kararda, IHRA tanımının “otoriter, devlet destekli uygulamalara açık bir kapı” olduğu belirtiliyor. Kararda, bu tanımın “istenmeyen eleştirileri ve siyasi protestoları engellemek için baskıcı bir araç haline geldiği” ifade ediliyor.
2024’te hukukçu akademisyenler Itamar Man ve Lihi Yona tarafından yayımlanan “Almanya’da Yahudi Kimliğini Kim Tanımlıyor?” başlıklı makalede IHRA’nın tanımının, İsrail’e yönelik eleştirileri de antisemitizm kapsamında değerlendirebileceği için, Yahudi kimliğini tek bir siyasi görüşle özdeşleştirme riski taşıdığı belirtilmişti. Bu tür önleyici denetim mekanizmalarının pratikte uygulanmasının zor olduğunu ve ifade özgürlüğünü kısıtlayabileceği vurgulanmıştı.
Makalede, ABD’deki benzer uygulamalar antisemitizmle mücadele ederken ifade özgürlüğünün nasıl sınırlandığına örnek olarak gösterilmişti. Ayrıca, 2013’teki Katz v. Katz davası gibi örneklerle, bu tür tanımların iç Yahudi tartışmalarına devlet müdahalesine yol açabileceği belirtilmişti.
Yahudi Merkez Konseyi Başkanı Schuster ise, bu karara karşı çıkarak, IHRA tanımının dünya genelinde Yahudi toplulukları tarafından kabul edildiğini ve Sol Parti’nin bu tutumunun “İsrail düşmanlığıyla motive olan radikal bir çekirdeği” yansıttığını öne sürdü.
Berlin’de Filistin yanlısı aktivistlerin sınır dışı edilmesi durduruldu
Sol Partinin otoriter politikalara dair çekincesinin ardından başkentte bu konuyu ilgilendiren yeni bir gelişme yaşandı. 12 Mayıs’ta Berlin İdare Mahkemesi, kamuoyunda “Berlin4” olarak anılan dört Filistin yanlısı aktivistin sınır dışı edilmesini durdurarak dikkat çeken bir karara imza attı. Aktivistler, Ekim 2024’te Berlin’de bir üniversite binasında düzenlenen Filistin dayanışma eylemine katılmış, bu nedenle “kamu düzenini tehdit” ve “Almanya’nın dış politika çıkarlarına zarar” suçlamalarıyla karşı karşıya kalmıştı. Berlin Senatosu, Almanya’nın İsrail’in güvenliğini devlet politikası olarak tanımlamasına atıfla bu kişilerin sınır dışı edilmesini istemişti.
Ancak mahkeme, iki İrlanda vatandaşı hakkında daha önce aldığı yürütmeyi durdurma kararlarının ardından, 12 Mayıs 2025’te Polonya ve ABD vatandaşı olan diğer iki aktivist için de benzer kararlar verdi. Kararda, bu kişilerin kamu güvenliği için somut bir tehdit oluşturduğuna dair yeterli kanıt bulunmadığı belirtildi. İçişleri Senatosu, aktivistlerin sınır dışı edilmesini savunurken, İsrail’in güvenliğini Almanya’nın devlet politikası olarak göstermişti. Ancak mahkeme, bu gerekçeyi yetersiz buldu ve sınır dışı işlemlerini durdurdu.
Karar metninde, protesto eyleminin kamu düzenine açık bir tehdit teşkil etmediği ve temel haklar çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiği vurgulandı. Mahkeme ayrıca, başvurucuların ifade özgürlüğü, siyasi görüş açıklama hakkı ve bireysel güvenlikleri açısından ciddi ihlaller yaşanabileceğine dikkat çekti. Bu gelişme, Almanya’da son dönemde artan Filistin yanlısı eylemler karşısında uygulanan idari tedbirlerin hukuki dayanağını ve orantılılığını sorgulatan yeni bir emsal niteliği taşıyor.
Almanya’da halk İsrail devleti hakkında ne düşünüyor?
Antisemitizm tanımının içeriğine dair bu tartışmalarla eş zamanlı olarak sonuçları yayımlanan yeni bir anket ise halkın İsrail devletine bakışında belli bir değişim olduğunu ortaya koydu. Bertelsmann Stiftung tarafından yapılan yeni bir ankete göre Alman halkı İsrail’e karşı birkaç yıl öncesine göre çok daha eleştirel. 2021’de yapılan son ankete kıyasla duygu durumundaki değişim açıkça görülüyor. O dönemde ankete katılan Almanların yüzde 46’sı İsrail’e olumlu baktığını ifade ediyordu.
Güncel olarak ise halkın sadece yüzde 36’sı İsrail hakkında olumlu bir görüş bildiriyor. Yüzde 38’lik daha büyük bir kesim ise olumsuz düşünüyor. Geriye kalan yüzde 26 ise olumlu ya da olumsuz bir görüş beyan etmiyor. Ankette, görüşlerdeki değişimin İsrail’in Gazze Şeridi’nde yürüttüğü savaşla ilgili olup olmadığı sorusuna açık bir yanıt verilmiyor. Bertelsmann Stiftung’un toplumun genelini temsil eder nitelikteki bu anketi için 24 Şubat-25 Mart 2025 tarihleri arasında Almanya’da 1.346 kişi ile görüşüldü.
Haberin orijinal kaynağı için bkz. https://perspektif.eu/2025/05/13/sol-parti-almanyanin-antisemitizm-tanimini-tartismaya-acti/