Memur-Sen’in, 2026 için yüzde 88, 2027 için yüzde 46 zam talep ettiği, Hükümetin son olarak 2026 için yüzde 11+7, 2027 için yüzde 4 + yüzde 4 zam teklif ettiği, yani hükümetin Memur-Sen’in talep ettiği artışın beşte biri kadar bir artışı teklif ettiği, 6,5 milyon memur ve memur emeklisi adına yürütülen toplu sözleşme görüşmeleri anlaşmazlıkla sonuçlandı.
İlgili yasa gereği yetkili konfederasyon ya da kamu tarafı “Kamu Görevlileri Hakem Kurulu” na başvurup hakem kurulunun karar vermesini isteyebilir, Memur–Sen “Hakem kurulunun kamu işvereninin noterliğini yaptığını” söyledi ve Hakem Kuruluna başvurmadı. Bu kez kamu işvereni hakem kuruluna başvurdu.
Kamu Görevlileri Hakem Kurulu 7’sini Cumhurbaşkanının, 4’ünü toplu sözleşme masasında yer alan konfederasyonların belirlediği 11 üyeden oluşuyor, bu yıl hakem kurulunda sendikalar, 2 Memur-Sen, 1 Kamu-Sen, 1 Birleşik Kamu-İş’in belirlediği üyelerce temsil edilecekti. Birleşik Kamu İş toplantılara katılmayacağını söyledi ve 23.08.2025 tarihinde yapılan toplantıya katılmadı. T.Kamu-Sen ve Memur-Sen temsilcileri katıldı.
Hakem kurulu en az 8 üyenin katılımı ile toplanabiliyor, yani konfederasyon temsilcileri toplantılara katılmasa hakem kurulu toplanamaz, karar alamazdı.
Kamu çalışanları ve emeklilerin tepkisi üzerine, T. Kamu-Sen ve Memur-Sen, daha önce “noter” olarak niteledikleri hakem kurulu toplantılarına katılma konusunda zorlama gerekçeler üretmeye çalışıyor, bunların birisi geçmiş yıllardaki “kazanımların” ortadan kalkacağı diğeri de bu dönem hizmet kollarına ilişkin anlaşılan konuların da uygulanmayacağı.
Toplu sözleşmelerde aynen yasal düzenlemeler gibidir, yenisi yerine konuluncaya kadar ortadan kalkmaz. Diğer öne sürülen gerekçe olan hizmet kollarına ilişkin kazanımlar varsa, 4688 sayılı yasada yer alan “toplu sözleşmenin imzalanan bölümlerine ilişkin Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna başvurulamaz” hükmü gereğince zaten imzalanmış olan kısımların gereğinin yerine getirilmesi gerekir.
Kamu Görevlileri Hakem Kurulu toplanamasaydı, bu durumda, yasada belirtildiği üzere; “kamu görevlilerine sonraki iki mali yıl boyunca uygulanacak mali ve sosyal haklar genel hükümlere göre” belirlenecek, kamu çalışanları ve memur emeklilerinin maaş artışları bütçe görüşmelerinde TBMM’de karara bağlanacaktı.
Talep edilenin beşte biri oranında bir artışın teklif edildiği bir süreçte, “noter” in kamu çalışanları ve emekliler yararına bir karar almayacağı ortada, hakem kurulu toplantılarına katılan iki konfederasyon bu tablonun ortağı olduklarını bu yıl da gösterdiler.
Hakem Kurulu üyeleri de, vekiller de bağımsız mı karar veriyor, ne fark eder ki denilebilir. Eğer konfederasyonlar, sendikalar kazanım konusunda samimilerse elbette ki, çok şey fark ederdi.
Öncelikle belirtelim ki, “Kurul kararları kesindir ve toplu sözleşme hükmündedir.” Elbette ki, mücadele ile TBMM ‘ye de, hakem kuruluna da etki etme olanağı söz konusudur. Ancak toplamda 1.700.000 üyesi bulunan 2 konfederasyonun mücadele etmek gibi bir niyetleri yok, bu tavır nedeniyle Ağustos ayının son günü “noter” diye nitelendirilen hakem kurulu kararı ile sürecin tamamlanması söz konusu.
Bu sene yürütülen toplu sözleşme görüşmeleri sırasında, yasak savma niyetiyle de olsa, hemen, hemen tüm konfederasyonlar birkaç gün basın açıklamaları, iş bırakma gibi eylemler gerçekleştirdi. Anlaşmazlık sonrasında tüm konfederasyonlar, sendikalar bir araya gelerek, iş bırakmalar dahil her türlü eylem kararı alabilir, uygulayabilirdi. Hakem kurulu toplantılarına katılmayarak, mücadele daha meşru zeminde yürütülebilirdi. Ancak 2 konfederasyon bu olanağın kullanılmasına engel oldu. Bütçenin TBMM Plan Bütçe Komisyonu ve Genel Kurulda görüşülmesi sırasında elbette ki eylem yapılmasının önünde bir engel olmasa da, iki konfederasyondan böyle bir tavır beklemek sadece hayalcilik olur.
Bu tablonun değişmesi için mücadele yükseltilmezse, 2026 yılının, kamu çalışanları ve emekliler için zor bir yıl olacağını söylemek durumundayız.
Kamu-Sen ve Memur-Sen’e rağmen milyonlarca kamu emekçisini kısa sürede örgütlemek, mücadeleye katmak zor olsa da, kamu emekçileri sendikal hareketinde önemli bir yeri olan KESK’in, işyerlerine dönük sabırlı bir çalışma yürütmesi ile kamu çalışanlarını mücadeleye katması mümkün. Emekli sendikalarının dinamik yapısı göz önünde bulundurulduğunda emekliler de süreçte yer alacaktır.
Evet şimdi, umudu, mücadeleyi örgütlemenin zamanı.