13 Mayıs’ta İzmir Katip Çelebi Üniversitesi’nde Soma katliamının yıl dönümü sebebiyle düzenlenen anma etkinliğine katıldıkları gerekçesiyle 22 öğrenciye disiplin soruşturması açıldı. Üniversite yönetiminin baskılarını kamuoyuna duyurmak için İnsan Hakları Derneği İzmir şubesinde basın açıklaması yapan öğrenciler ailelerinin polis tarafından arandığına ve son bir yıldır kimi arkadaşlarının ev ve yurt yolunda sivil polislerin tacizine uğradıklarına dikkat çekti. Öğrenciler adına konuşan Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi öğrencisi Ezgi Toker, açılan soruşturmanın amacının yaptıkları eylemi terörize etmek olduğunu ve yönetimin bu tutumunun okulda endişe ve öfke yarattığını dile getirdi. Yaptıkları her şeyin arkasında olduklarını ve Soma gibi toplum vicdanına yer edinmiş bir olayın gündemleştirilmesini engelleyen hiçbir antidemokratik uygulamaya boyun eğmeyeceklerini dile getiren öğrencilerin basın açıklamasının tam metni şöyle:
BASINA VE KAMUOYUNA
Bizler Katip Çelebi Üniversitesi öğrencileriyiz.Bütün üniversite gençliği gibi bizde memleketin her bir köşesinden gelmiş üniversite sahasında buluşmuş öğrencileriz . Gençlere klasik bir söylem olarak sürekli tekrarlanır ‘’Gelecek sizindir’’. Bugünün farkında olmaktan, bugünden adım atmaktan geçer gelecek; biliyoruz. İçimizden toplumun her alanında yer, meslek, görev edinen arkadaşlarımız çıkacaktır. Nasıl bir toplumda nasıl bir yer edinmek istiyoruz esas sorumuzda budur kendimize. Çünkü bizler Gezi olaylarında yaralanan, fenalık geçiren insanları iktidardan emir aldı diye üstün körü bakarak gönderen, Hipokrat yeminini unutan, Ali İsmail’e bir şeyin yok diyen doktorlardan olmak istemiyoruz. Bizler Soma ‘da patronlarına göz yuman mühendislerden, 26 kişi tarafından tecavüze uğramış 13 yaşındaki bir çocuğa rızasıyla birlikte olmuş kararı çıkartmış, yerde başbakanlık müsteşarı tarafından tekmelenen maden işçisine 548 lira para cezası çıkartan bir yargının hakimi,kıyafetlerini beğenmediği için makamına güvenip herkesin önünde bir öğretmeni azarlayan ve sınıftan kovan, bir devlet görevlisi olarak bir vatandaşına “kavas” diyen valilerden ve bunun gibi iktidarın tekelleşmesiyle birlikte gücün yarattığı bölüşmekten,paylaşmaktan habersiz yani insanın, doğanın özünden çıkmış bir sistemin hastalığına bulanmış bir kişilik olmayı reddediyoruz!
Bu yüzdendir ki toplumsal olaylardan, kendimizi ve üniversite-öğrencilik gündemimizi ayrı tutmuyoruz. 13.05.2014 tarihinde 300’den fazla canımızın yitirildiği katliam günü haberi alır almaz konumumuzun ve vicdanımızın sorumluluğuyla maden işçileri ve bölge halkıyla dayanışmak için oradaydık. Cani Işid sağa sola saldırırken koridor açılsın diye imza topladık dilimiz döndüğünce arkadaşlarımızla bu konuyu konuşmaya birbirimize savaşın yansımalarını anlatmaya çalıştık. Maraş, 19 Aralık, Roboski (aralık katlamları), 8 Mart, Berkin Elvan, 6 Mayıs… toplumun belleğine işlemiş, cevabı verilmemiş, hesabı sorulmamış her şeyle yüzleşmeye ve yüzleştirmeye çalıştık. Yemekhanedeki yemekler içinde,okulun fiziksel koşullarının eksikliklerinin giderilmesi noktasında da, ulaşım sorunun çözülmesi içinde yine hep beraber yine hep birlikteydik.
13.05.2015 tarihinde yine Soma’nın yıl dönümünde ailelerinde adalet talepleri hala karşılıksız bir şekilde dururken, acısı hala daha çok tazeyken,okulumuzda ölen maden işçilerinin yakını olarak iş bulmuş çalışanlar varken okulumuzun bu güne bahar şenliği ve konser koyması bizi rahatsız etmişti. 1 hafta öncesinde veya sonrasında yapabilecekken neden bugünü seçti sorumuzla bu durumu protesto ettik ve Maden işçilerini anan ve ailelerin adalet taleplerini yineleyen,sorumluluların derhal cezalandırılmasını dillendiren bir etkinlik yaptık. Ailelerimiz bu eylem sonrasında polisler tarafından arandı, yaptığımız etkinlikler terörize faaliyetler olarak ve çeşitli örgütlerle aramızda bağlar kurularak ailelerimize anlatıldı. Bölüm öğrencilerinin finalleri devam ederken ve okulun son günlerinde okul yönetimi yine Soma için yaptığımız etkinliğimiz kapsamında bize izinsiz yaptığımız gerekçesiyle soruşturma açtı. Anayasal hakkımız olan izinsiz gösteri, yürüyüş hakkımızı çiğneyen bu soruşturmayı antidemokratik ve hukuk dışı buluyoruz. Soma gibi toplum vicdanlarında derin bir yer etmiş bir gündemin dile getirilmesi soruşturmaya nasıl tabii olabilir? Sorgulanmalıdır.
Son bir senedir özellikle yurduna ve evine giderken tacizlerle,evinin önünde yolu kesilerek korkutma yoluyla bir şeyler konuşmayı ve ‘’ajanlaştırmayı’’ amaçlayan bir yaklaşımla karşılaşan arkadaşlarımız var. Bu durum endişe ve öfke uyandıran şeylerdir. Gençler olarak bizim olan geleceği Demokratik-Özgür ortam haline getirerek inşa etmek istiyoruz. Buna karşı faşizmi aratmayan hiçbir baskı ,antidemokratik uygulamalar bizi geleceğimizi şekillendirmekten bizim olana sahip çıkmaktan bizi alıkoyamaz. Yaptığımız her şeyin arkasındayız. Tüm kamuoyunu ve yaşadığımızın coğrafyanın halklarını bizimle dayanışmaya ve desteğe çağırıyoruz.
Bizimle basın açıklaması yapmayı kabul eden ve yanımızda duran İHD kurumuna ve davetimize riayet edip sesimizi duyurmamızı sağlayan tüm basın emekçilerine teşekkür ediyoruz.
İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Öğrencileri