Türkiye genelinde ortalama metal işçisi net ücreti, ikramiye ve gelir vergisi istisnası dahil yaklaşık 55.511 TL seviyesinde. BİSAM’ın Ağustos 2025 verilerine göre dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 26.149 TL, yoksulluk sınırı ise 90.450 TL. Türk-İş’in araştırmasına göre açlık sınırı 27.111 TL, yoksulluk sınırı 88.310 TL.
Bu veriler, mevcut ücret düzeyinin yoksulluk sınırına oranla ne kadar düşük olduğunu açıkça gösteriyor: ortalama metal işçisi ücreti, yoksulluk sınırının yarısına bile yaklaşmıyor. İhtiyaçlar, giderler her geçen gün daha ağırlaşıyor.
Sendikaların Talepleri ve Taslaklar
Birleşik Metal-İş Sendikası’nın Talebi
Birleşik Metal-İş, metal işçilerinin reel ücret kaybını durdurmak ve yaşam koşullarına uygun bir ücret için şu teklifleri sundu:
- Saat ücreti 170 TL’nin altında olan işçilerin ücretlerinin, önce bu sınır olan 170 TL’ye çıkarılması. Bu, aylık olarak yaklaşık 31.250 TL net ücretin altında kalan işçilerin bu seviyeye yükseltilmesi demek.
- Daha sonra tüm işçilerin saat ücretlerine %15 oranında zam ve üzerine seyyanen 100 TL zam.
- Bu üç kalemden oluşan zam teklifi, ilk 6 aylık dönem için toplam %58,5 zam oranına karşılık geliyor.
- Talepler arasında sosyal haklarda ciddi iyileştirmeler de var: bayram, izin, yakacak yardımları; sosyal yardımların genel düzeyi.
Birleşik Metal-İş Genel Başkanı Özkan Atar, bu teklifin “bugünkü ücretlerin yaşamsal gereksinimleri bile karşılamaktan uzak olduğunu” belirtiyor; işçilerin gündelik temel ihtiyaçlarını dahi zor karşılar hâle geldiğini vurguluyor.
Birleşik Metal-İş, taslağını 32 işletme ve 43 fabrikadaki üyelerinin görüşlerini alarak, geniş bir katılımla hazırladı. Süreçte, ücret önerilerinin yanı sıra sosyal haklarda iyileştirme, vergide adalet beklentisi, fazla mesai, gece çalışması, izinler gibi diğer çalışma koşullarına dair düzenlemeler de talepler arasında.
Türk Metal Sendikası’nın Talebi
Türk Metal de benzer şekilde ücret artışı talep ediyor, fakat Birleşik Metal-İş’ten daha düşük bir oran öneriyor.
- İlk altı ay için toplam %38,97 zam teklifi yapılmış durumda.
- Bu, saat ücretlerine önce %20 oranında zam + seyyanen 35 TL artış olarak planlanıyor.
- Ayrıca sosyal yardımlar için yıllık %65 artış, Kurban Bayramı yardımında %80 artış gibi talepler öne çıkıyor.
Sendikal Tepkiler, İşçi Talepleri ve Eleştiriler
İşçiler, taslağın açıklandığı anda ücretlerinin enflasyon ve vergi dilimleri nedeniyle “erimeye” başladığını söylüyor. Birçok fabrika işçisi, alınan ücretin gerçek hayat koşullarını karşılamadığını, sürekli gerilediğini ifade ediyor.
“Patronların karı için bize açlık-yoksulluk dayatılıyor” gibi ifadeler duyuluyor; işçilerin taleplerinin masaya gerçekçi biçimde yansıtılması isteniyor.
Bazı işçiler Türk Metal’in taslak anketinde yer alan rakamları geçersiz görüp kendi taleplerini yazıyor; taslağın geri çekilmesini, işçilerin görüş ve talepleriyle yeniden belirlenmesini istiyorlar.
Değerlendirme: Erime Ne Kadar?
Enflasyon, vergi dilimleri, enerji ve temel gıda maliyetlerindeki artışlar metal işçilerinin maaşlarının alım gücünü ciddi biçimde düşürdü. Özellikle sabit ücret dilimlerinde vergi ve ücret artışlarının gerisinde kalan artışlar “gerçek ücret”in düşmesine yol açıyor. Birleşik Metal-İş bu erimeyi vergi dilimlerinin düşük artırılmasına da bağlıyor.
İlan edilen zam oranları, enflasyon beklentileriyle kıyaslandığında istenen iyileşmenin bir kısmını tazmin etme yönünde; ancak işçiler, taslak hâlinde olsa bile bu oranların fiiliyatta gerçekleşip gerçekleşmeyeceği konusunda şüphe taşıyor. Verilen tekliflerin pazarlık aşamasında nasıl şekilleneceği belirsiz.
Sonuç ve Talepler
İşçiler, sözleşme taslağının kaldıraç noktalarını üç ana başlıkta topluyor:
- Yaşanabilir ücret: Yoksulluk sınırıyla kıyaslandığında net ücretin acilen yükseltilmesi; sabit en düşük saat ücretlerinin “yoksulluk sınırına” dayanan bir seviyeye çıkarılması.
- Vergisel yükün hafifletilmesi: Gelir vergisi dilimleri, vergi muafiyetleri, verginin işçi üzerindeki oranının düşürülmesi talebi.
- Sosyal haklarda adalet ve iyileştirme: Bayram/izin/yakacak yardımları, sağlık sigortası, fazla mesai & gece çalışması ücretleri gibi yan hakların iyileştirilmesi; çalışma/ücret dışı kalemlerin de enflasyonla uyumlu yükseltilmesi.
Geçmiş Sözleşmelerden Bazı Örnekler & Zam Oranları
Aşağıdaki örnekler, metal sektöründe son yıllarda yapılan grup toplu iş sözleşmelerinden alınmıştır:
Dönem | Taraflar | Geçerlilik Süresi | İlk 6 ay için zam ya da toplam zam | Notlar |
---|---|---|---|---|
2023-2025 dönemi (Türk Metal – MESS)** | Metal işçileri – Türk Metal vs MESS | 2 yıl | İlk 6 ay için yaklaşık %98 çıplak maaş zammı; sosyal yardımlarla birlikte yaklaşık %102,3’e ulaştı. | Bu oldukça yüksek bir zamdı, işçiler bu dönemde “yüzde 100’ü aşan” zam talebiyle pazarlık masasına gelmişti. |
Aynı dönemin sosyal yardımları dahil toplam zamıyla işçi talepleri | Birleşik Metal-İş, Türk Metal | — | Birleşik Metal-İş’in talebi ilk 6 ay için yaklaşık %58,5, Türk Metal içinse %38,97 idi. | Bu talepler işçiler açısından “geçerli fiyat artışlarından, enflasyon farklarından, yaşam maliyeti artışlarından pay alma” isteğinin bir yansıması. |
Önceki sözleşmelerden bir örnek (2017-?), Türk Metal ile MESS arasında | — | 2 yıl | Yaklaşık %24,63 ortalama ücret artışı sonrası anlaşma sağlandı. | Bu rakam, ilk 6 aylık enflasyon göz önüne alındığında refah payı içerdiği ifade edilmişti |
Güncel Talepler ve Taslak Yapıları
Mevcut (2025-2027) dönem için sendikaların talepleri ve taslakları dikkat çekici yönler içeriyor:
- Türk Metal: İlk 6 ay için yüzde 20 oranında zam + seyyanen 35 TL’lik ek zam talebi, toplamda %38,97’lik bir zam isteği.
- Birleşik Metal-İş: Daha yüksek bir zam talebi ile öne çıkıyor; ilk 6 aylık dönemde toplamda %58,5 zam talebi mevcut.
Analiz: Benzer Sözleşmelerin Üzerine Ne Kadar Çıkılıyor / Ne Kadar Geride Kalınıyor?
Bu verileri mevcut sözleşme durumu ile kıyaslarsak, birkaç belirgin gözlem çıkıyor:
- Geçmişte özellikle 2023-2025 dönemi sözleşmesinde alınan zamlar çok yüksek olmuştu. Bazı işyerlerinde ilk 6 aylık zam %98’e kadar çıkmış, sosyal yardımlarla beraber bu oran %100’ü aşmıştı.
- Bugünkü talepler, o yüksek dönemin hafızası ile şekilleniyor. Türk Metal’in ~%38-39 zam isteği, Birleşik Metal-İş’in ~%58,5 beklentisi, işçilerin geçmişte elde ettikleri yüksek zamlarla kıyaslanırsa “minimum düzeyden” değil, daha iddialı, fakat yine de geçmişteki bazı en yüksek kazanımlardan uzak.
- Erime ve gerçek maaş kaybı büyük etken. Ücretler, enflasyon, vergi dilimleri ve diğer gider kalemlerinin hızlı artışı nedeniyle, geçen dönemlerde alınan zam oranları yüksek olsa bile (örneğin %100’ü aşan zamlar), alım gücündeki artış her zaman eşiklerde kalmamış; enflasyon beklentisi veya gerçekleşen TÜFE rakamları çok yüksek olduğunda, gerçek gelir artışı enflasyonun gerisinde kalmış durumda.
- Taslakların yapısı “yüzdelik + seyyanen + enflasyon farkı + refah payı” kombinasyonlarını içeriyor. Bu, geçmişte de kullanılan yöntem; işçiler sabit zam (seyyanen) + yüzde zam + enflasyon farkının sözleşmeye yansıtılması gibi formüllerle korunmaya çalışıyor. Bu tür karma yapılar, erimeye karşı tampon oluşturuyor ama teklif edilen sabit zam miktarları ile vergi ve sosyal kesintilerin etkisi hâlâ kritik.
- Sosyal yardımlar masada önemli bir başlık. Eğitim yardımı, bayram yardımı, yakacak gibi kalemler geçmişte de sözleşmelere eklenmiş, işçilere reel anlamda destek sağlaması beklenmiş; günümüzde de bu beklentiler sıklıkla dile getiriliyor. Örneğin 2023-2025 döneminde “ana sınıfındaki çocuklar için eğitim yardımı” gibi yeni kalemler eklendi.
Mevcut Sözleşme Sürecine Göre Riskler ve Fırsatlar
Fırsatlar
- İşçiler, geçmişteki yüksek zam oranlarını referans alarak pazarlıkta “yüksek beklenti” zemini oluşturmuş durumda. Bu, sendikalara müzakere gücü sağlıyor.
- Enflasyonun yüksek seyri, işçilere “refah payı” talebini daha güçlü kılıyor ve toplumsal algı açısından da bu talep meşruiyet kazanıyor.
- Sendikalarda taban katılımı, anketlerle taleplerin belirlenmesi gibi yöntemler, işçi beklentisiyle sendikal görüşmelerin birbirine yakınlaşması açısından olumlu bir gelişme.
Riskler
- Teklif erozyonu: Pazarlık sürecinde teklif edilen rakamlar genellikle işveren tarafından düşürülebiliyor ya da revize edilebiliyor. Bu, “taslak ilan edilir edilmez eriyor” söylemini doğrulayan bir pratik.
- Vergi ve ücret dilimleri: Sabit zamlar, yüksek vergi dilimleri içine girildiğinde net olarak çalışanların eline geçen kısmı azalıyor. Yüksek enflasyon dönemlerinde vergi düzenlemeleri de önemli rol oynuyor.
- Enflasyon beklentisi belirsizliği: Eğer sözleşme yapıldıktan sonra enflasyon artışı beklenenin üzerine çıkarsa, ancak enflasyona endeksli madde varsa fark alınabiliyor; değilse maaş zamları hızla eriyebiliyor.
- Yaşam maliyeti artışı: Özellikle konut, enerji, ulaşım, gıda gibi temel giderlerin artışı sabit kalmıyor. Bu giderlerdeki artış, maaş artışının “gerçek” alım gücüne etkisini düşürüyor.
Sonuç: Mevcut Durum Nerede Duruyor?
Mevcut sözleşme taslakları geçmişteki yüksek zam verilmiş dönemlerle kıyaslandığında işçilerin “iki dönem geriye çekilmemek” stratejisi ile hazırlanmış görünüyor. Yani işçiler, önceki sözleşmelerin getirdiği kazanımları minima indirmemeye çalışıyorlar. Ancak:
- Ortalama ücretler hâlâ yoksulluk sınırının çok altında kalıyor.
- Geçen dönemlerde sağlanan zam oranlarının yüksekliği, bugünkü ücretin erimesiyle maaşın sadece formal olarak değil, reel anlamda da yetersiz olduğuna dair işçilerin psikolojisini etkiliyor.
- Eğer taslakla elde edilmek istenen zamlar pazarlık sonrasında önemli ölçüde düşerse ya da enflasyon yükseldiği halde endeksleme zayıf kalırsa, ücretler yine alım gücünden çok uzak olacak.
Siyasi Haber