2017 Lisans Yerleştirme Sınavı’nda (LYS) ‘açık uçlu soru’ sorulacağı açıklandı. Eğitim-Sen ise yeni sisteme dair kaygılarını dile getirdi.
Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç, Lisans Yerleştirme Sınavları'nda (LYS) 'açık uçlu soru' sorulmasıyla ilgili yaptığı açıklamada, "Onlarca yıldır beklenen açık uçlu soru sorulması sürecine geçmemiz lazım. Onu da bu sene çok yumuşak bir geçişle yapacağız. Ne öğrencilerimizin ne de ebeveynlerinin tedirginliğe düşmesine sebep olacak bir durum yok" dedi.
LYS'de 'açık uçlu soru' sorulması hakkında açıklamalarda bulundu. Prof. Dr. Saraç, şunları söyledi:
"Öncelikle açık uçlu soru hususunda şuna açıklık getirelim; Bu, öğrencilerimize şimdiye kadarki çalışma stillerini değiştirecekleri radikal bir değişiklik değil. Öğrencilerimizin açık uçlu sorularla tanışmasını sağlayacak bir geçiş sürecini bu sene başlatıyoruz. ÖSYM Başkanımızında ifade ettiği gibi tedirginliğe hiç mahal olmayacak şekilde bir tek kelimenin bir rakamsal sonucun kodlanması şeklinde başlanacak. Ama 'aşağıda şu şıklardan birisi' şeklinde olmayacak. Ama onu bulduktan sonra kodlayacaksınız. Tek bir kelime ya da tek bir rakam olarak. Dolayısıyla burada dikkat edilmesi gereken husus şu, üzerine dikkat çekmek istediğimiz husus şu; öğrencilerimize çalışma stillerini, usullerini ve usturuplunu değiştirecek radikal bir değişiklik yok. Öğrencilerimiz dün nasıl çalışıyorlar ise bugünde aynı şekilde çalışacaklar. Ama artık onlarca yıldır beklenen açık uçlu soru sorulması sürecine geçmemiz lazım. Onu da bu sene çok yumuşak bir geçişle yapacağız. Ne öğrencilerimizin ne de ebeveynlerinin tedirginliğe düşmesine sebep olacak bir durum yok. YÖK olarak biz, nasıl eğitim sürecinde niteliği yükseltmeye çalışıyor isek bu ölçme ve değerlendirme üniversiteye giriş sınavlarında da nitelikli bilgiyi daha iyi ölçmeye yönelik gelişimlerimizi başlattık ve devamını da sürdüreceğiz diye düşünüyoruz."
Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM), 2017 Lisans Yerleştirme Sınavlarında (LYS) üniversite adaylarına yöneltilecek açık uçlu soru örneklerini internet sitesinden yayımlandı. Linke buradan ulaşabilirsiniz.
ÖSYM'nin internet sitesinde yer alan duyuruya göre, 2017 LYS'lerde kısa cevaplı sorular yer alacak. Kısa cevaplı sorular, cevabı bir sözcük, bir sayı veya bir cümle ile adaylar tarafından cevap kağıdına yazılan veya kodlanan sorulardan oluşacak.
Her LYS oturumunda (LYS-1, LYS-2, LYS-3, LYS-4 ve LYS-5) 3 adet kısa cevaplı açık uçlu soru sorulacak olup LYS-1 de 3 adet sayısal açık uçlu soru, (LYS-1’de yalnızca Matematik Testi yer alacaktır; Matematik ve Geometri testleri ayrı değil, tek test olacaktır), diğer oturumlarda ise sözel açık uçlu sorular sorulacaktır.
2017 LYS'de sorulacak açık uçlu soruların dağılımı
LYS-1 (Matematik): Matematik Testi (3)
LYS-2(Fen Bilimleri): Fizik Testi (1), Kimya Testi (1), Biyoloji Testi (1)
LYS-3 (Edebiyat-Coğrafya): Coğrafya (1), Türk Dili ve Edebiyatı Testi (2)
LYS-4 (Sosyal Bilimler): Tarih Testi (1), Coğrafya Testi (1) ve Felsefe Grubu ile Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Testi (1)
LYS-5 (Yabancı Dil): Yabancı Dil Testi (3)
2017- Lisans Yerleştirme Sınavlarında (2017-LYS) yer alacak açık uçlu soruların cevapları, adaylar tarafından ilgili kutucuklara ekte yer alan örneklerde yer aldığı şekilde yazılıp kodlanacak. Cevap kâğıdına kodlama yapmayan adaylar, ilgili soruya cevap vermemiş sayılacaktır. Kısa cevaplı soruların değerlendirilmesinde doğru cevap sayısından yanlış cevap sayısının dörtte biri çıkarılmayacak.
Eğitim-Sen: Kaygılıyız
Eğitim-Sen, konuyla ilgili yaptığı açıklamada ÖSYM tarafından getirilen bu sisteme dair kaygılı olduğunu belirtti. Ezberci eğilimi güçlendirme riski, öğretmenlerin görevden alınmasıyla 1 milyon öğrencinin etkilendiğini ve bunun eğitim hizmetinde büyük tahribata yol açması nedeniyle öğrencilere haksızlık olacağı, yanlış kodlama sorununun büyüyeceği gibi birçok nedenden ötürü ÖSYM'nin açık uçlu soru sistemine geçişi konusunda kaygılı olduklarını açıklayan Eğitim-Sen şu açıklamalarda bulundu:
Açık uçlu soruların yanıtlanması, adayın sorudaki konuya ne kadar hakim olduğunu doğrudan gösterecektir. Ancak bu soru tipi, ezberci eğilimi güçlendirme riskini de beraberinde getirebilecektir. Bununla birlikte açık uçlu sorularla öğrencilerin analitik analiz yapabilecekleri sonuçlar elde edilmek isteniyorsa eğitim programının da buna uygun dönüştürülmesi gerekmekte, öğrencilerin müfredattaki konu başlıklarını geniş bir perspektiften değerlendirebilecekleri, özgürce sorgulayıp, özgürce kendilerini ifade edebilecekleri bir eğitim sistemi yaratılmalıdır. Halihazırdaki eğitim sistemi bu beklentiyi karşılamaktan uzak, tek tipçi, baskıcı, ayrımcı, eşitsizlikçi ve yasakçıdır.
İçinde bulunduğumuz eğitim-öğretim yılı içerisinde eğitim emekçilerinin haksız ve hukuksuz biçimde ihraç edilmesi ya da açığa alınması eğitim hizmetinde büyük tahribatlar yaratmış, en az bir milyon öğrenci bu durumdan olumsuz etkilenmiştir. Bu tahribat değerlendirilmeksizin sene sonunda yapılacak bir sınavda sistem değişikliğine gitmek, en naif ifadeyle öğrencilere haksızlık olacaktır.
"ÖSYM toplumda güven sorunu yaşayan bir kurum"
LYS, ne yazık ki gençlerimizin hayatına, geleceğine doğrudan etki yapacak bir sınavdır. Söz konusu sınavlarda “ben yaptım oldu” denilerek hareket edilmesi gençlerin geleceğiyle oynamaktır, kabul edilemezdir. Bu nedenle yapılacak değişikliklerin Eğitim Fakültelerinden, bilim insanlarından, sendikalardan ve doğrudan gençlerden alınan görüşler doğrultusunda hazırlanması, sonuçlarının iyi planlanması gerekmektedir. Halbuki “açık uçlu soru” değişikliği bu aşamaların hiçbirinden geçirilmemiştir. Dolayısıyla ÖSYM gibi toplumda “güven sorunu” yaşayan bir kurumun “ben yaptım oldu” demesi, toplumda var olan güven sorununu derinleştirme riskini beraberinde getirmektedir.
ÖSYM tarafından yayınlanan örnek sorulardan da görüleceği üzere, cevabı “PROTEİN” olan soru için yanıtın her harfi tek tek cevap anahtarına kodlanacak şekilde düzenlenmiştir. Dolayısıyla bir harfi yanlış kodlayan bir aday, soruyu yanlış yanıtlamış sayılacaktır. Böylelikle sınavlarda öğrencileri en çok strese sokan cevap anahtarında yanlış kodlama sorunu daha da büyük bir sorun haline gelecektir.
Sınavda 'zaman' sorunu
Diğer sorun ise açık uçlu sorulara yanıt verirken cevap anahtarında daha fazla kodlama yapılacak olması nedeniyle ortaya çıkan “zaman” sorunudur. Açık uçlu soruların öğrencilerde zamanı iyi değerlendirememe kaygısı yaratacağı ve bu nedenle üzerlerindeki stresi artıracağı gözetilmeli, sınav süresi buna uygun olarak belirlenmelidir.
"Dayatmacı politikaları terk edin"
Eğitim Sen olarak, sınav sistemi odaklı bir eğitim sisteminden vazgeçilmesi gerektiğini her fırsatta ifade ediyoruz. Bunun olabilmesi için eğitime bakış açısında ve eğitim politikalarında köklü bir dönüşüme ihtiyaç vardır. Hükümetin eğitim sistemine yüklediği ideolojik işlev ise bu dönüşümü imkansız kılmaktadır. Bu nedenledir ki hiç değilse öğrencilerimizin, gençlerimizin geleceğini yakından ilgilendiren bir konuda ÖSYM, YÖK ve MEB'in daha hassas hareket etmesi ve dayatmacı politikaları terk etmesi gerekmektedir. Eğitim Sen olarak talebimiz, yapılan değişikliklere dair geniş bir mutabakatın aranması ve önümüzdeki eğitim-öğretim yılı sonunda hayata geçirilmesidir.