Kobanêli kadın savaşçılar dünyada yılın kadını seçiliyor. İsabetli bir seçim ve karar. Arîn Mîrkan şahsında Kürt kadınları Kobanê’de direniş destanı yazmaktadır. Kobanê direnişinin moral değeri ve direği olarak yenilmez bir direnişçilik ortaya koymuşlardır. Kobanê’deki kadın savaşçılar, sadece Kobanê ve Rojava Devrimi’ni savunmuyorlar; aynı zamanda tüm Ortadoğu kadınlarını savunuyorlar. Çünkü IŞİD gericiliği tüm Ortadoğu kadınlarına saldırmaktadır.
Kobanê’deki kadın savaşçılar Şengal’den kaçırılan Êzîdî kadınlar için de savaşıyorlar. KDP’nin Şengal’i bırakmasıyla IŞİD faşistleri binlerce Kürt kadınını kaçırmıştır. KDP’nin Şengal politikası IŞİD tarafından kaçırılan Êzîdî kadınlarda somutlaşmıştır. KDP ne yapsa da, binlerce Êzîdî kadınının çektiği acıların sorumlusu olarak tarihteki yerini alacaktır. Binlerce Kürt kadınının göz göre göre hiç direnilmeden IŞİD’e teslim edilmesinin hiçbir izahı olamaz. Kürt kadınları bunu hiç bir zaman unutmayacaktır. Binlerce peşmerge, KDP’nin talimatıyla Şengal’i terk ederken, ilk önce sadece 15 gerillanın stratejik yerleri tutarak IŞİD’i durdurması ve on binlerce kadının IŞİD’in eline geçmesine fırsat vermemesi bu ihaneti daha açık hale getirmektedir.
Kobanê’de direnen kadınların yılın kadınları seçilmesinin Êzîdîlerin yaşadığı trajediyle yakından bağı var. Böyle bir trajedi ortamında kahramanca direniş göstermek çok anlamlıdır. Kürt kadın savaşçıları artık tarihe geçmiştir. Ortadoğu’da kadın özgürlüğü bu direnişçilerle mayalanmıştır. Ortadoğu, kadın öncülüğünde gelişen neolotik toplumdaki köklerine dayanarak sadece kadın özgürlüğünün değil, gerçek toplumsal demokrasinin yaşanacağı bir coğrafya olacaktır. İnsanlığın merkezi yeniden Ortadoğu olacaktır. Bunda da Kürt kadının rolü belirleyici olacaktır.
Bugün Kürt kadını tüm dünyaya kadın özgürlüğü nasıl olur göstermektedir. Kapitalist modernitenin özgür kadın olarak sunduklarının özgür olmadığı Kürt kadın aynasından anlaşılmaktadır. Erkek egemenliği sınırlarında kadına tanındığı söylenen bazı hakların, kadını daha inceltilmiş bir köleliğe mahkum ettiği görülmektedir. Bu gerçeklik de Kürt kadınına, Kürt kadınının örgütlenmesine ve mücadelesine ilgiyi artırmaktadır. Kürt kadınının her yerde özgün örgütlenmesi ve erkek egemenlikli sistem karşısında güç olması tüm dünya kadınları için yeni ufuklar açmaktadır. En fazla erkeklerin tekellerinde olan askerlik konusunda da kendi özgün örgütlemelerini geliştirmeleri ve öz savunma güçlerini oluşturmaları tabii ki yeni bir durumdur. Tarihte efsane olmuş Amazon kadınlarından çok farkı bir kimlik yaratılmıştır. Tüm toplumsal örgütlenmelere kadın rengini vererek erkeğin her alandaki hegemonik konumuna son vermek! İşte bu tarihin en büyük devrimidir. Neolotik çağ nasıl büyük bir devrimdiyse, Kürt kadınının geliştirdiği kadın öncülüğündeki demokratik modernite çağı da böyle büyük bir devrimdir. Devrimler çağı artık Ortadoğu’dadır.
Kobanêli kadınlar bugün dünya kadınlarının gündemindedir. Kürt kadınları bu ilgiyi fazlasıyla hak etmiştir. Çünkü çok büyük emek vererek amiyane deyimle tırnaklarıyla kuyu kazarak, büyük sıkıntılar yaşayarak bugünkü konumlarına ulaşmışlardır. Kürt kadınları, tarihin başlangıcında toplumsal yaşamdaki belirleyiciliklerini yeniden kazanmak için fedaileşmişlerdir. Duruşlarıyla kadına herkes tarafından saygı duyulan onurlu bir konum kazandırmışlardır. Her Kürt kadını sadece kendilerini değil, tüm dünya kadınlarını düşünerek büyük mücadele içine atılmıştır. Eğer bunu yapmasalardı bugünkü itibarı kazanamazlardı. Şimdi başta Kürt kadınları olmak üzere, tüm dünya kadınları büyük bir özgüvene kavuşmuşlardır.
Dünya kadınları, Kürt kadınının onurlu duruşunda kendilerini bulmaktadırlar. Direnişçi kadınları onurlandırarak, baş tacı ederek kendilerini onurlandırmaktadırlar. Bu nedenle Kobanê’deki kadın direnişinde somutlaşan özgüven ve onur, dalga dalga tüm dünya kadınlarına yayılacaktır. Zaten şimdiden tüm dünya kadınları “Başka bir dünya var, başka bir yaşam mümkün” demektedirler. Bugün Kürt kadınlarının yarattığı yeni yaşam giderek tüm dünyanın ve dünya kadınlarının yaşamı olacaktır.
Kürt kadınının yaptığı büyük bir hamle vardır. Kuşkusuz bu hamlenin gerçekleşmesinde Kürt Halk Önderi’nin emeğini mitolojideki zalim tanrılar bile inkar edemez. Kürt Halk Önderi “Zaten benim için kadın özgürlüğü, ulusal ve sınıfsal özgürlükten daha değerlidir” diyerek kendi pozisyonunu ve kadın mücadelesindeki yerini çok çarpıcı biçimde ortaya koymuştur. Ulusal ve sınıfsal kimliklerin çok baskın olduğu günümüz dünyasında bunu söylemek bile zihniyette büyük bir devrimi ifade etmektedir. Kadına ve kadın özgürlüğüne böyle bir öncelik verilmesi, kadın gerçeği açısından büyük bir zihniyet devrimidir. Kadınlar da tabii ki böyle bir zihniyet devrimini yaratan Kürt Halk Önderi’ni unutmayacaklardır. Çünkü Kürt Halk Önderi, hiçbir kadın hareketi öncüsünün yapmadığı kadar kadına ve kadın özgürlük hareketine hizmet etmiştir. Bu nedenle bugünden evrensel Önderlik olma karakterini kazanmıştır. Bu Önderliğin tüm hizmetleri unutulsa da, bu hizmeti unutulmayacaktır. Amiyane deyimle bu Önderlik gerçeği tarihin granit taşlarına altın harflerle geçmiştir.
Kemal Pir, 1982 yılının 14 Temmuz Büyük Ölüm Orucu içinde, PKK’nin tarih sahnesine çıkışına gönderme yaparak “Türk devletine bir kazık çaktık, çıkarabilirse çıkarsın” diyerek daha o günlerde PKK’nin tarihsel rolünü ortaya koymuştur. Aslında Kürt Halk Önderi’nin geliştirdiği kadın özgürlük çizgisi de erkek egemenlikli sisteme çakılan bir kazık karakterindedir. Belki kadın özgürlük çizgisini böyle bir kaba tanımlamayla ifade etmek doğru değildir; ancak kadın Özgürlük Mücadelesi’nin devletçi, hegemon, cinsiyetçi, milliyetçi, dinci, erkek egemelikçi sisteme vurduğu büyük darbeyi anlatabilmek için bu metaforu kullanmaktan kaçınmadık. Bu bağlamda Kobanê’de kadınların IŞİD’e karşı direnişi IŞİD’e ve IŞİD zihniyetine çakılmış bir kazık olmaktadır.
Sadece Kürt kadınlarının değil, tüm Ortadoğu ve dünya kadınlarının eline tarihsel bir fırsat geçmiştir. Kadınlar bu fırsatı iyi değerlendirmelidirler. Kadın özgürlük çizgisine sahiplenmek ve geliştirmek için bu Özgürlük Mücadelesi’ne daha fazla katılmalıdırlar. Kobanê direnişi şahsında ortaya çıkan imkanları daha büyük mücadele ve daha büyük sonuç almak için kullanmalıdırlar. Allah’ın ipine sarılır gibi, bu mücadeleye sarılmalıdırlar. Çünkü Kürt kadınlarının kurtuluşu da, Ortadoğu ve dünya kadınlarının kurtuluşu da bu mücadele etrafında birleşmekten geçmektedir. Kadınlar kendilerini özgürleştirme mücadelesiyle tüm Kürdistan ve Ortadoğu halklarını da kurtaracaklardır. İnsanlığın kurtuluşunu Ortadoğu’dan başlatarak gerçekleştireceklerdir.
Kürt Halk Önderi’nin 2003 yılında yazdığı Özgür İnsan Savunması adlı savunmasında söylediği “Kürt teşisi dönecek, Ortadoğu’yu demokratik uygarlık çağına taşıyacaktır” tespiti bugün Kürt kadınının özgürlük mücadelesinde somutlaşmaktadır. Kürt kadını, özgürlük teşisini döndürmekte, özgür ve demokratik yaşamı eğirerek insanlığın özgürlük kabesi haline gelmektedir.
(Yeni Özgür Politika – 16 Aralık 2014 – M. Delila)